ARAŞTIRMACI NURİ KAYMAZ'LA "FIRAT BOYLARI" ÜZERİNE...
MİNE KÖKER:
Araştırmanız “Fırat boyları” üzerine söyleşmek istiyorum sizinle. “Fırat boyları” hakkında neler söylersiniz bize?
NURİ KAYMAZ
Fırat boyları deyince bir tek şehir değil, birçok şehri kapsıyor bu araştırmam. Bu havzada birçok aşklar, ölümler, ihanetler, kan davaları var. Yaşar Kemal’in söylediği gibi “Bak Fırat’a kan akıyor”.
Doğduğum yıl olan 1963 Martında büyük bir sel gelmişti. Bu selden bir çeyiz sandığı geldi ve sandıkta bir genç kızın herşeyi vardı. Daha sonra 1973’te, bize yakın olan çay Elek çayı benim iki teyzemin iki kızını boğdu. Su aldı götürdü onları. Bunun üzerine; Fırat boyları için “ Kan gölü” derdim. Yıkıcıydı yaşadığımız her şey. Belki doğanın intikam almasıydı bizden. Çünkü teyzem suya küsmüştü. Suya küsülür mü, küsmüştü. Her bahar; “Nalet olsun niye akıyor?” diyordu. Ben bunları gördükçe içlenirdim. 20 yaşında bir genç ailemden su aldı ve cesedini bulmak için kurban kestik bu kurbandan ben de yedim nasıl yedimse bu nasıl bir şeydir ki; ölen bir yakınımızın cesedini bulmak için kurban kesiyorsunuz...
MİNE KÖKER
Su candır, su insanoğlunu yaşatan 4 elementten en önemlisidir belki de hatta insan vücudunun yarıdan fazlası sudur, suya bunca düşmanlık neden?
NURİ KAYMAZ
Hayır. Ben Fırat’ a düşman değilim hatta güzel anılarım da vardır. Nice aşkların yaşandığını da biliyorum, Fırat boylarında. Elazığ’ın Baskil kasabasında ki, Araban köyünde bir kızla karşı taraftaki köyün delikanlısının bir hikayesi vardır. Bu ikisinin hikayesinde;“ Evlenemezsek kendimizi Fırat’a atacağız” diyerek ailelerini tehdit etmişler, kazanmışlar, evlenmişlerdir. Böyle güzel sonlanan hikayeler de var.
Bir gün ben, değerli yazar Bekir Yıldız’a, bir toplantısında sormuştum;
“Fırat’ı çok yazdınız. Bundan sonra da yazacak mısınız hikayelerinizde?” dedim. O da bana döndü “Fırat yazmakla biter mi?” dedi. Fırat üzerine bugüne kadar nerden bakarsak 200 e yakın kitap yazılmış. 30 a yakın film çekilmiş Türk sinemasında.
MİNE KÖKER
Bu yazılan kitaplardan ve filmlerden önemli bulduklarınız hangileridir?
NURİ KAYMAZ
Örneğin; Yaşar Kemal’in “Fırat suyu kan akıyor baksana” çok önemlidir. Osman Şahin’in hikaye kitapları çok önemlidir. Bekir Yıldız, Fırat boyu ve Harran’ı en iyi anlatanlardan biridir. Fikret Otyam’ın Harran’la ilgili röportajları önemlidir. Mehmet Uzun’un Dicle nehri ile Fırat arasındaki aşk hikayelerini çok iyi anlatır. Her Kerbala vakasında yazılan romanlar da hikayeler de ya da söylenen türkülerde, Fırat’ın mutlaka adı geçer. “Köprü” önemlidir. Şerif gören in yönetmenliğini yaptığı Köprü... Koray Yurtsever’in yaptığı “Fırat’ın Cinleri” önemlidir. Aynı zamanda Bekir Yıldız’ın öyküsünden yola çıkarak yapılan “Kara çarşaflı gelin” önemli bir filmdir.
MİNE KÖKER
Doğa insandan neyin öcünü alıyor? Fırat nehri neye kızgın?
NURİ KAYMAZ
Bize kızdı. Biz onu kirletiyoruz yolunu değiştiriyoruz, ona ait olan alana tecavüz ediyoruz. Bana göre Fırat; “Çok nazlı gelindir, saçı okşanması gereken”. Mehmet Uzun; Dicle ile Fırat ı evlendirmeye çalışır. İkisi de Suriye’de birleşir ve bunların kavuşmasını aşka benzetir. Bu konuda Fransa’da yayınlanmış bir sürü belgesel var ancak bizde bunlar ne yayınlandı ne de belgeseller yapıldı. Fırat boylarında nice medeniyetler yaşanmış. Hititler, Asuriler, Medler ve Urartulardan bahsedebiliriz, Fırat boylarında. Buna ait binlerce tarihi eser şu anda suyun altında. Hasankeyfi bugün yok ediyorlarsa; Munzur Fırat’ın bir havzasıdır. Dünyanın birinci derecede koruma altına alınmış doğal parkıdır. Şu anda benim hesabıma göre 400 e yakın köprü ve binlerce mezar barajın altında. Sanat tarihçileri özellikle genç kuşaklar bu konuya dikkat çekmeli. Bu bir dünya medeniyeti. Bunu yok edenler sadece bir medeniyeti yok etmiyorlar orada var olan diğer medeniyetleri yok ediyorlar.
Malatya’nın Arapkir kazasında yaşlıca bir kadınla tanıştım. “Fırat Ermenilerin, Kürtlerin Türklerin ortak aşkıdır” demişti bana.
Dünyanın en önemli yolu olan İpek yolu Fırat Boylarından geçer. Japonlar bunu belgesel yaptı. Fırat’ı ele aldığımızda; Ağıtlar, türküler, masallar, destanlar, folklor, edebiyat ve İslamiyet’in büyük vakası olan Kerbela olayı… Fırat boylarının çok önemli olaylara tanıkları var. Ama yüzlerce kiliseler ve camiler suyun altında…
MİNE KÖKER
Biraz Fırat’ın efsanelerinden bahsetsek?
NURİ KAYMAZ
Tabi ki, Elazığ’da oynanan “Çayda çıra” oyununun Fırat’a ait olduğu söylenir. Dersim’ deki olayları, “Dersim dört dağ üstünde” türküsünün yine Fırat boylarında olduğunu biliyorum. Halkın kendi yarattığı olayların ya da efsanelerin Fırat’a mal edilmesi; Örneğin; Elazığ civarında, yaşadığı söylenen, çayda çıra oyununun, iki aşık arasında geçtiğini, genç çocuğun Fırat’ta boğulduğu, hem halk dansı olarak oynanır hem de efsane haline gelmiştir. Enver Gökçe şiirlerinde Fırat vardır. Keban, Kemaliye gibi… Örneğin “Gel günlerim gel Kemah’tan memaktan, Erzincan’dan Kemah’tan, gel günlerim gel… Düşman selam ister gez göz arpacıktan, gel günlerim gel.
Aynı zamanda İzzet Altınmeşe tarafından derlenen “ Yari elimden Fırat aldı” türküsü ki; bunu Eşkıya filminde de dinleriz. Bu türkünün Kürtçe olduğu, sonra derleme olarak İzzet Altınmeşe’nin Türkçe’ye çevirdiği bilinmektedir.
MİNE KÖKER
Fırat la ne alıp veremediğiniz var?
NURİ KAYMAZ
Fırat’ la alıp veremediğim birçok şey var. Fırat’ın yaşamı ile bizim yaşamımız arasında bağlantılar var. Ağıtlar, türküler, masallar, destanlar… Bunlar o havza da yaşanan olaylar. Birçok yazar tarafından kaleme alınan ama hala kayıt altına alınmayan binlerce türküler, ağıtlar, destanlar var.
MİNE KÖKER
Bu verilerle ne yapmak istiyorsunuz ?
NURİ KAYMAZ
Ben ağıtları, türküleri, manileri, destanları derleyip toparlamak istiyorum. Aynı zamanda belgeselini yapmak istiyorum. Şu anda birkaç yönetmenle görüşmeler yapıyorum. Eğer finansal sorunu çözersek, sizin de içinde bulunmanız şartıyla Malatya, Adıyaman, Tunceli, Dersim, Erzincan, Sivas, Urfa ‘ya gidip bine yakın köy ve mezra da ki, insanlarla görüşüp, olayları kayıt altına almak istiyorum. Mineciğim bu duyarlılığın için çok teşekkür ediyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.