- 1005 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Başı var mıydı?
Başı var mıydı?
Su değirmeni eskilerde kaldı. Hidroelektrik santrallerin benzeri bir sistem ile çalışır.
Ortası delik iki büyük daire şeklinde taş arasında öğütülür tahıl.
Temel ile Dursun’ un dedeleri dere kenarına su değirmeni inşa etmişler. Fakat yakınlarda uygun taş bulamamışlar. Nihayet değirmenin yamacındaki tepede uygun bir taş bulmuşlar. Taşı yerinden oynatamadıklarından olduğu yerde işlemeye karar vermişler. Çekiçlerle bir güzel şekil vermişler koca taşa. Fakat taş ağır, yine taşıyamamışlar. Yuvarlamaya karar vermişler. Ancak değirmenin hizasında nasıl durduracaklarını bir türlü çözememişler. Sonunda Temelin dedesinin aklına parlak bir fikir gelmiş. Başını yuvarlak değirmen taşının ortasındaki tahıl deliğine sokacak ve taş değirmenin hizasına gelince de taşı durduracakmış. Yuvarlamışlar taşı! Taş rasgele yuvarlanmış ve dere kenarında durmuş. Dursun’ un dedesi arkadaşını aramış ve cesedini bulmuş. Kopan başı bir türlü bulamamış. Başsız cesedi götürmüş musalla taşına. İmam cesedi başsız görünce bulup getirmelerini söylemiş cemaate. Dursun’ un dedesi bir an önce bu işin bitmesini istediğinden başı yoktu ki zaten demiş. Ve büyük tartışmayı başlatmış.
Cemaatten bazıları mevtanın başının olduğunu, bazıları da olmadığını iddia etmişler. Sonuç alınamayınca mevtanın hanımına sormaya karar vermişler. Kadın da tereddütte kalmış, bir müddet düşündükten sonra cevabını vermiş.
—Çorbayı içerdi ama başı var mıydı, bilemiyorum!?..
---------------
Günümüzde “Türban tartışmaları” buna benzemiyor mu?