JA?
Uzun yola çıkmadan, yeni senaryolar üzerinde çalışan tanrılardan ve mermi vızıldayan oksijensiz tiyatrolardan elde bir ben var, bir ben,
elden düşme, etnik bir yolculuğun ardından elleri törenlerle koparılmış bir kabileye; uzun bir yol..
Mayamda iki başlı bir din, peronda içi masal dolu bir tren, gitmek için bir şey, bir neden.
gitmek haliyle; uçsuz bucaksız bir neden.
Yol boyunca aile fotoğraflarından istifa edip, Şems’e doğru ilerlemek, dünya tarihine demirlemek, göğüs kafesimi tırmalayan hayvanı terbiye etmek için, bir gün fazladan yaşamanın sınavını veriyorum.
Gitmek en iyi haliyle, kalmanın içine kapanık felcinden sınır dışı edilen bir beden.
İşi bırakıyorum, -geride- ellerimi, dumanı tüten elbiselerimi,
sahibine ateş eden çin malı tüfeklerimi, soylu mahallelere sıçrayan
üçüncü dünya savaşı ihtimallerini.
Kendimi bırakıyorum en iyi halimle.
Nazilerin ölüm listesinden baharda yapılacaklar listesine
ismimi kaybedilmiş miladi ara sayfalardan temizliyorum.
Bir ben var; kirlenmek için haklı bir neden.
Punksavar bir nazinin ilahi ceplerinden karıştırıp bulduğu ruhani ve çıplak bir sabun.
Bir pislikmiş gibi, bahanesi de hazır kendinden
-Bir insanı en iyi bir insan temizler.
evet belki bu yüzden,
gitmek uçsuz bucaksız bir neden.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.