- 2247 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Eski sevgilidir, ayrılık.
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Özlemek; eylemidir çaresizliğin, tenine işler yılların birikimi gösterişli sözler çıkarır aklının tutulmuşluğu.
Sevgi; eylemsizliği umutların, yavaşça terk etmesidir sahneyi kör kötürüm sonbaharın, mevsim fikrinde göçmesidir, kuşların.
Şimdi hiç zamanı değil, değiştirmeli bir kelime bu özgür gidişini anların. Bu yüzden susma.
Yazılı cümlelerin devrikliğinde sendeleyen yaşamak biriktirdim ve anlatılamayacak kadar sevgi, anlatması bir o kadar zor ayrılık. Yoğunluğuna yaşamak, sessizliğini paylaşmak zordur bu şehrin. Sıradanlaşır tenhasına düşen aksinin kirlenmişliği, her yürek kirli çarpar bu nehirde.
Düşlemek soytarı heyecanlarında alıp geliyor seni hatıraların tazeliğinde, ucuza giden korkusun değersiz bir anlatı, kokun yayılır kitapların önsözünde. Ve gelip durduğun kaskatı gözlerinle kâbuslarım her gece ayrı bir kerbela, sen susuzluğum, masum yüzü mutluluğun.
Gecenin ucunda gün bekleyişim, boynumda sen ve nefessizliğim. Gözlerim seni karalar duvarlara, özgürlük düşer kanadına kuşların, ağlarım…
Kaçtır geceleri uzun soluklar alarak uyanıyorum, sabahın sessiz gelişine, çaresiz, yalnızlık biriktiriyorum. Düşünce kırılmalarında kabul edilmemiş yaşamaklara cenk vuruyorum, ölüyor sevgi diye adlandırdıklarım. Yalnızlığım kimseyle paylaşmadığım sırrım, tutuyor özgürlüğe feda yüreğimi.
Oradaydın, adsız ayrılığın diğer yakasında. Sevdasız vuran dalgaların esrikliğinde, inatçı bir haziran gününü boyuyordun. Öpücük kırmızısına. Tınısını sevdiğim sesinde ölüyor aşk, işte o an ne güzel oluyor gece.
Belki dedi yüreğim ve kaç belkinin boşluğunda öylece kalakaldı. Anlatılmamış yoktu fiilin apaçıklığında, sorumsuz bir vedanın sonrası serbest düşen elin kararsızlığıydı şimdi içimi kemiren bu karabasan. Hayret ki senin tiyatrondu bu sahnede duran öylece, alkışa hazırlanırken ben kaskatı kaldım pişmanlığımda.
Kaybetmek kazanmak gibidir bazen, istediklerinizin azaldığını duyar mutlu bir sancıya gebe kalır soru işaretlerinin yok olduğu sabaha uyanırsınız. Kaybetmek büyümektir ve büyütmektir. Daha az acı verir, hatta eskil yakınmalarınızı da alır.
Yeniliktir sonbaharın saydamlığında bırakırken toprağa kendini müjdedir değişimin ilk an gösteriminde. Tek perdelik oyunun alkışsızlığa mahkûm sahnesinde büyüyen coşkunun “seni seviyorum” şeklinde ifadesidir. Sadece senin ve benim bildiğimiz bakışmalarımızın dokunmasıdır.
Gece yarısına gelirken tüm metinler kararlı ve kalabalık duygulu. Soğuk gözlerinde yalansız sevmek görünecek fer fer. Hatırlayacak dudakların…
Kayboluyorum kendi hayatımın derin akışlı deli divane savrulmalarında. Beklide hala seviyorumdur adına müptela kalınmış sevgiliyi. Şimdi bu sokakları dar evleri asil şehrin gecesinde sıcak bir temmuzu karşılıyorum yoruluyor yüzüme düşen gölgeler, ben yoruluyorum…
Herkesten her şeyden uzak dingin kahverengide durdum falıma düşen neyse kabulümdür, bu şehir eski bir lahittir gömülmek için erken olsa da… Hayat yanılgıların sürüklediği derin bir nehir oysa susuzluğun kaç dilde acı verdiğini gördüm ben burada. Ve çatlamış dudağımla bir testi suya abanırken seni içtim… Puşili bir gölgeyle…
Tarih yalan söylemez içindeyim tüm doğruların nereye elimi sürsem binlerce el kucaklar beni ve aşk kokan kaç söz fısıldanır kulaklarımda. Ben doğruları istedim, yanlış olan daha çok doğruya sahip olma isteğiydi çünkü insan hatalarıyla büyük olurdu…
Mardin/2012
YORUMLAR
Ali Sevimli
İLGİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM...
Ali Sevimli
Katılmana üzüldüm neticede hüzünün dile gelişiydi sende hüzün olmasın daha neşeli ol hep..
Teşekkürler..
waratte
özlemek, seni nefesime saran geceye sabahın saçlarını sürüp umut ile yad olmaktır!...
ayrılık keybeder insanın içindeki başkenti...
ve her yol çıkmaz sokak öykünmesine çıkar...
kaldırımlar ölü kelebek kanatlarının gölgesini çize çize bulur kıyametin gözlerinde ağlayan yağmuru...
sonrası sonsuzluk!...
yazılarını okumak müthiş keyif bilesin Sevgili yazarım...
Ali Sevimli
Teşekkür ederim ilginize her zaman ki gibi değer verdiniz..