- 1895 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DEVRİM KANUNLARI-3
Anayasamızın 174.madesine göre korunan ve halen mer’i olan(uygulamada olan) Devrim kanunlarından diğer yazılarımızda bahsetmediğimiz kalanları bu yazımızda inceleyeceğiz..
Hatırlanacağı gibi Anayasanın 174. maddesi aynen şöyledir;
madde 174. – anayasanın hiçbir hükmü, türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve türkiye cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz.
Yani bu maddeye göre yazılarımızda açıkladığımız devrim kanunlarıın anayasaya aykırı olduğu iddia edilemez..
*******************************
Tekke ve zaviyelerle türbelerin seddine ve
türbedarliklar ile bir takim unvanlarin
men ve ilgasina dair kanun
kanun numarası : 677
kabul tarihi : 30/11/1925
yayımlandığı r. gazete: tarih : 13/12/1925 sayı: 243
yayımlandığı düstur : tertip: 3 cilt: 7 sayfa: 113
madde 1 - türkiye cumhuriyeti dahilinde gerek vakıf suretiyle gerek mülk
olarak şeyhının tahtı tasarrufunda gerek suveri aharla tesis edilmiş bulunan
bilümum tekkeler ve zaviyeler sahiplerinin diğer şekilde hakkı temellük ve
tasarrufları baki kalmak üzere kamilen seddedilmiştir. bunlardan usulü mevzuası
dairesinde filhal cami veya mescit olarak istimal edilenler ipka edilir.
alelümum tarikatlerle şehlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çele-
bilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük
ve gayıptan haber vermek ve murada kavuşturmak maksadiyle nüshacılık gibi unvan
ve sıfatların istimaliyle bu unvan ve sıfatlara ait hizmet ifa ve kisve iktisası
memnudur. türkiye cumhuriyeti dahilinde salatine ait veya bir tarika veyahut
cerri menfaate müstenit olanlarla bilümum sair türbeler mesdut ve türbedarlıklar
mülgadır. seddedilmiş olan tekke veya zaviyeleri veya türbeleri açanlar veyahut
bunları yeniden ihdas edenler veya ayını tarikat icrasına mahsus olarak velev
muvakkaten olsa bile yer verenler ve yukarıdaki unvanları taşıyanlar veya bunla-
ra mahsus hidematı ifa veya kıyafet iktisa eyleyen kimseler üç aydan eksik olma-
mak üzere hapis ve elli liradan aşağı olmamak üzere cezayı nakdiile cezalandırı-
lır.
(ek: 10/6/1949 - 5438/1 md.) şeyhlik, babalık ve halifelik gibi mensupları
arasında baş mevkiinde bulunanlar altı aydan az olmamak üzere hapis ve 500 lira-
dan aşağı olmamak üzere ağır para cezasından başka bir yıldan aşağı olmamak üze-
re sürgün cezası ile cezalandırılırlar (1).
(ek: 1/3/1950 - 5566/1 md.; değişik: 7/2/1990 - 3612/5 md.) türbelerden türk
büyüklerine ait olanlarla büyük sanat değeri bulunanlar kültür bakanlığınca umu-
ma açılabilir. bunlara bakım için gerekli memur ve hizmetliler tayin edilir.
madde 2 - işbu kanun neşri tarihinden muteberdir.
madde 3 - işbu kanunun icrasına icra vekilleri heyeti memurdur.
------------------------
(1) 13/7/1965 tarih ve 647 sayılı cezaların infazı hakkında kanunun geçici
2 inci maddesiyle sürgün cezası kaldırılmıştır.
*******************************************
Madde 1 den anlaşılacağı gibi, tekke ve zaviyeler kapatılmıştır, bunlardan cami ve mescit olarak kullanılanlar cami ve mescit olarak kullanılmaya devam edilebilir.
Şeyhlik dervişlik, dedelik yasaklanmış görünüyor kanuna göre..
Peki çevremizde hiç şeyh derviş ve dede yok mu dersiniz?
Cami mescit dışında tekke dergah benzeri mekanlar var mıdır?
şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çele-
bilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük
ve gayıptan haber vermek ve murada kavuşturmak maksadiyle nüshacılık yapanlara ait kisve kıyafet giymek de bu fasılda yasaklanıyor..
Bu ünvanları mesela şeyhlik ve dedelik ünvanlarını taşıyanları bu kanuna göre ceza bekliyor...
Uygulanıyor mu peki bu kanun?
Kendilerini şeyh ya da dede olarak tanıtan hiç kimseyle karşılaşmıyor musunuz?
Diğer bir Devrim kanunu ise Lakap ve unvanların kaldırılmasına ait kanun;
******************************************
efendi, bey, paşa gibi lakap ve unvanlarin kaldirilmasina dair kanun
kanun numarası: 2590
kabul tarihi: 26/11/1934
yayımlandığı resmi gazete tarihi: 29/11/1934
yayımlandığı resmi gazete sayısı: 2867
madde 1 - ağa, hacı, hafız, hoca, molla, efendi, bey, beyefendi, paşa, hanım, hanımefendi ve hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır. erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlariyle anılırlar.
madde 2 - sivil ve rütbe ve resmi nişanlar ve madalyalar kaldırılmıştır ve bu nişan ve madalyaların kullanılması yasaktır. harb madalyaları bundan müstesnadır. türkler yabancı devlet nişanları da taşıyamazlar.
madde 3 - askeri rütbelerden adın başına gelmek üzere kara ve havada müşürlere mareşal, birinci ferik, ferik ve livalara general, denizde birinci ferik, ferik ve livalara amiral denilir. generallerin ve amirallerin derecelerini gösteren unvanlarla deniz müşürleri unvanlarının ve diğer askeri rütbelerin karşılıkları ali askeri şurası kararı ve icra vekilleri heyetinin tasdikı ile konulur.
madde 4 - bu kanun neşri tarihinden muteberdir.
madde 5 - bu kanunun icrasına icra vekilleri heyeti memurdur.
*************************************************
Bu kanunun birinci maddesine göre özellikle belirtilerek ağa, hacı, hafız, hoca, molla, efendi, bey, beyefendi, paşa, hanım, hanımefendi ve hazretleri gibi lakapların ve ünvanların kullanılması kaldırılmıştır..
Maddenin devamında kanun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adları ile anılırlar denilmekte..
Yani Ahmet bey, Filiz hanım, hanımefendi vs. gibi ifadeler devrim kanunlarınca ayıplı ve kullanılmaması gereken sıfatlar ve lakaplar...
Uygulamada titizlik olduğu söylenebilir mi?
Devrim kanunlarına muhalefet ederek bu ünvan ve lakapları kullanan bilumum zevat için soruşturmalar açılmakta mıdır?
Mesela emekli paşaları tvlerde ilanen programa çıkaran medya Devrim kanunlarının neresinde duruyor sizce?
Ses çıkarmayıp, devrim kanunlarını uygulamayanlar peki nerede duruyor?
madde 2 ye göre ise Türkler yabancı devlet nişanları da taşıyamazlar deniliyor?
Almak serbest taşımak yasak herhalde?
Yabancı devlet nişanı alan o kadar çok kimse var ki?
Sivil resmi nişanlar ve madalyalar da kaldırılmış mesela bu maddeye göre..
Devlet sanatçılığı sivil nişana mı girer devlet nişanına mı sizce?
Yoksa hiçbiri mi?
Diğer 2 Devrim kanunu ise beynelminel rakamların kabulü ile medeni kanuna atıfla remi memur önünde nikah yapılması ile ilgili 743 sayılı kanun..
Üç yazılık dizide bahsetmeye çalıştığım Devrim kanunları, günümüzde görüldüğü gibi büyük bir kısmı kullanım dışı kalmış ve ilgili makamlar bu devrim kanunlarına muhalefet olarak algılanabilecek hususları görmezden gelmekteler..
Örneğin din ve vicdan hürriyetini tesis etmeye yönelik, bazı kısıtlayıcı hususların kaldırılması için gösterilen hassasiyet gözönüne alındığında bu görmezden gelmeleri anlamlandırabilmek çok zor..
Açık kanun maddelerinin uygulanmaması bir tarafta, kanunda yazmayan hususlardan dolayı bazı özgürlüklerin kısıtlanması ve bu kısıtlılığın Laikliğe, Devrim Kanunlarına aykırılığa bağlanması diğer tarafta.
Samimiyete inanmak ne kadar zor değil mi?
YORUMLAR
HER ÜÇ YAZINIZI DA İLGİYLE VE TİTİZLİKLE OKUDUM..
GERÇEKLER BU KADAR NET VE BARİZKEN YORUMLAR TEFERRUATTAN ÖTEYE GİDEMİYOR.... BUNA RAĞMEN AZINLIKLARIN ÇOĞUNLUK ÜZERİNDEKİ GAYRİ HAKTAN TASARRUFUNU DA AKLIM ALMIYOR...
HERKES DİN ALİMİ OLDU BAŞIMIZA....
BİZİM ALİMLERE HİÇ İHTİYACIMIZ YOK
ÜLKEMİZİN MEDENİ KANUNLARI YÖNETİM İÇİN KAFİ
FETVACILARA DA İHTİYACIMIZ YOK
KAİNATIN KİTABI OLAN KUR'AN DA HERŞEY MEVCUT.
ALLAHIN KELAMININ ÜZERİNE KELAM UYDURANLARA İSE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK ARTIK.
TÜRKÜZ -MÜSLÜMANIZ VE HEM CUMHURİYETE HEM İLKELERİMİZE BAĞLIYIZ.
İNACIMIZ GEREĞİ YAPTIĞIMIZ TASARRUFLARIMIZ DA KİMSEYİ ALAKADAR ETMEYECEĞİ GİBİ KİMSEYE DE LAF SÖYLEME HAKKI DÜŞMEZ.
tebrik ediyorum
emek verilmiş bir çalışma tebrik ederim.
bizi bilgilendirdiğiniz için.
önemli olan devrim kanunlarının metinlerdeki ifade şeklinden ziyade devrimin ruhu,duygusudur.
atatürkümüzün cumhuriyeti kurduğu zamanki yenilikçi,inkilapçı çağdaş demokratik ruhudur.
hitabesindede gençliğe şu görevi vermiştir.
birinci vazifen türk istilalini ve cumhuriyetini ilelebet müdafa ve muhafaza etmektir.
yani metinler üzerinden gitmek bi yere kadar.önemli olan cumhuriyet özgülkü ve atatürkçülük aşkıdır.vatan bayrak sevdasıdır.gerisi teferruat