- 810 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KOMPLO TEORİSİ
Tüm sonuçlarıyla gerçekleşmiş bir olay hakkında geliştirilen, kamuoyundan saklandığı iddia edilen bilgilerle, gizli bilgilere veya olayın arkasındaki görünmeyen güçlerle ilişkilendirilen alternatif açıklamalara, komplo teorisi deniliyor.
Bir kısım insanlar, komplo teorileri üreten kişileri paranoyak, ilgi çekmeye çalışan ya da yanlış yönlendirmelerle toplumu yanıltarak bundan politik, ekonomik (ya da medyatik) çıkar sağlamaya gayret eden kişiler olarak görürler ve ortaya attığı iddiaları gülünç ve önemsiz kabul ederler.
Öte yandan bu tip iddialar (Komplo Teorileri) ile bu iddiaları ortaya atanlar, popüler kültür alanında her zaman kendisine bir yer bularak ilgi çekmeyi başarıyorlar.
Bilim adamlarına göre; komplo iddialarına inanmaya yatkın toplumlar, uzun süreli politik, ekonomik veya ahlaki çöküntü yaşayan veya kendilerine karşı önemli bir tehdit yöneldiğini düşünen insanlardan oluşuyor.
İngiliz sosyolog Mark Fenster: “Belgelendirilebilen pek çok komplo teorisinin fos çıkması, bunların hepten önemsiz olmaları anlamına gelmez” diyor.
Ve şöyle devam ediyor; “Toplumda, var olan sisteme karşı genel güvensizlik ve özellikle her şeyin yüzeyde şeffaf ve özgür göründüğü demokratik sistemlerde, bu teorilerin ortaya koyduğu iddiaya inanmanın yüksek olmasının sebebi, aslında toplumda alttan alta süre giden başka mekanizmaların var olduğuna dair inancın kuvvetli olmasındandır.”
Bu kısa açıklamalardan sonra konumuza gelelim.
Komplo teorisi; gerçek bir olay’ın karanlıkta kalan kısımlarını, anlatanın/yazanın niyet ve maksadına göre, karşısındakini etkileyebileceği şekilde yeniden yazması, senaryolaştırmasıdır.
Dolayısıyla, yaşanan, olmuş bitmiş bir olaya herkes farklı bir senaryo yazabilir ve bu senaryoya karşısındakini inandırabilir.
Gerçekleşmiş bir olaya farklı senaryolar yazabilmek için ise; 1.Toplumun, sisteme karşı genel güveninin olmaması,
2.Her şeyin şeffaf ve özgür göründüğünün sanıldığı demokratik bir sistemin bulunması,
3.Toplumda alttan alta süre giden başka mekanizmaların var olduğu inancının olması, gerekmektedir.
Şayet bu koşullar varsa istediğiniz kadar komplo teorisi üretebilirsiniz. Bunlar yoksa, komplo teorisi üretmek biraz sıkar!
Bu şartların tamamı ülkemizde olduğu için, bugün, haftasını dolduracak olan bir olayın ardından halen komplo teorileri üretilebiliniyor. İlgili ilgisiz, bilgili bilgisiz, birçok kerameti kendinden menkul uzman, sabah akşam televizyon kanallarını dolaşıp, duruma senaryo yazıyorlar.
Anladığınız gibi, üzerinde komplo teorileri üretilen olay;
“Bir Türk uçağının Akdeniz’de düşmüş olması ve iki pilot’a henüz ulaşılamamış olmasıdır.”
Çıplak olay budur.
22 Haziran 2012 günü saat11:58’de gerçekleşmiş olan bu olayın önüne ardına istediğinizi yazarak/olayı giydirerek kendinize göre senaryolar yazabilir, komplo teorileri üretebilirsiniz. Bunu, hitabet gücünüz kuvvetli ise yemek isteyene de yedirirsiniz. Ve hatta ürettiğiniz senaryonun milli bir mesele olduğunu ilan edip, uymak istemeyenleri (yemeyenleri) milli duygu ve dayanışmaya karşıymış gibi göstererek, karşınızdakilere bu senaryonuza uymaları konusunda manevi baskı bile yapabilirsiniz.
Bu olayda da, gerek Türk tarafı, gerekse Suriye tarafı kendi senaryolarını yazmışlardır.
Yazılan bu senaryolar, lafçılar vasıtasıyla, dinleyicilere yedirilmeye çalışılmaktadır.
Doğrusu ben, bu düzülen/yazılan/söylenen komplo teorilerini beğenmedim ve yemedim.
Siz yerseniz yersiniz!
Yemezseniz soracaksınız!
Ne mi soracaksınız?
Mesela;
Yetkililer tek uçak olduğunu ifade ediyorlardı. Görgü tanıkları (Samandağı’n da bir televizyon kamerasına konuşan hanım ve başkaları) iki uçak görmüşlerdi. Biri düştü, diğerine ne oldu?
Uçağın düştüğü dakikalarda, düştüğü yere yakın olan bir Türk deniz vasıtasının var olduğu söylenmekte. Bu gemi, düşen uçağa müdahale etti mi, etmedi mi?
Uçaktan atlamış olan ve acil durumlarda yanlarında olan botlarına(sallarına) binmiş olan pilotları bu deniz vasıtası kurtardı mı, kurtarmadı mı? (İlk ağızda yapılan açıklamalarda pilotların Türk makamlarının elinde olduğu açıklanmıştı!)
Kurtardı ise pilotlar nerede?
Yoksa, pilotlara önce Suriyeliler ulaştı da, Türkiye’deki Suriyeli muhalif komutanlarla takas için halen Suriye tarafından rehin mi tutulmaktalar?
Uçağın düşmesinden dört gün sonra bulunan (nasıl hâlâ su yüzeyinde duruyorsa!) postalların içinde ayak var mıydı? Yani pilotların vücut bütünlüğü var mı?
Postalların bağcıkları ya da fermuarları bağlı mıydı yoksa çözülmüş müydü?
Olay yerinde bulunan dört adet postal ile çorapların ve kaskların, pilotların atlayarak kurtulduklarını ve yüzmek için ağırlıklardan kurtulduklarını ifade ediyor bana. Bildiğim kadarıyla pilotların teçhizatı arasında can yeleği ve iki kişilik şişme bot (sal) da var. Bu can yelekleri kişiyi su üzerinde tutar, batmasını engeller, renkleri ile uzaktan görülmeyi sağlar.
Ölü ya da diri bunca gündür Pilotlara neden ulaşılamadı?
Uçağın pilotların bulunduğu bölümünün (kokpit) yanmaz olduğu, ancak bu bölümün eridiği ifade edilmekte (bunun nasıl tespit edildiği ise soru işaretidir), bu sıcaklıkta postallar nasıl olup da erimemiş ve sağlam olarak bulunmuştur?
Komşu ülkeye demokrasi götürme(!) hevesinde olanlar ya da savaş ilanının kılıfını (alt yapısını) hazırlayanlar, acaba olayda şahit kalmasın diye pilotlarımızı ortadan mı kaldırılmışlardır?
…
Sorularınızı devam ettirebilir,
Siz de kendi senaryonuzu yazabilir,
Bir veya daha fazla komplo teorisi üretebilirsiniz.
Belki senaryonuza inanacak/ yiyecek birilerini de bulabilirsiniz.
Bekir GÜÇLÜER
YORUMLAR
bekir güçlüer
Ziyaretiniz ve değerlendirmeniz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
Gerçeğin ortaya çıkması ya da çıkmaması, incelemenin kim tarafından yaptığına bağlıdır sanıyorum.
neneh.
Sayın GÜÇLÜER yazdıklarınızın/ürettiklerinizin hiç birisine olamaz demek mümkün değil.Akıl, bu soruların cevapları netleşinciye kadar şüphesini sürdürecektir...
Doğruyu öğrenme şansımız zamana endekslidir.
Karaltıya tuttuğunuz ışık için tebrik eder selam sevgi ve saygılar sunarım.
bekir güçlüer
Ziyaretiniz ve değerlendirmeniz için teşekkür eder, selam ve saygılarımı sunarım.
İşin doğrusunu öğrenmeye zamanımız yetecek mi acaba?