- 787 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AŞKIN ÇIRPINIŞLARI
İnsanın tüm çırpınışları mutlu olabilmek onu yakalayabilmek içindir. Sürekli mutluluğu, mutlu kalma hâlini gerçekleştirmiş insanlar var mıdır? Veya böyle bir mutluluk hali ne kadar insanidir? İnsanlar mutlu olabilmek için değişik hareket biçimleri geliştirmişlerdir. Bu hareket biçimlerinin ortak noktası koşuşturma, sürekli harekettir. Bu koşuşturmalar belki de insanların kendilerinden kaçma isteklerinin eyleme dökülmüş halidir. O halde insanların en büyük açmazı “nasıl mutlu olabilirim” sorusuna verebileceği net cevapların bulunamayışıdır.
İnsanlar dur durak demeden koşuşturur. Çünkü insanlar hayatlarını devam ettirme isteğini taşımak zorundadırlar. Bu isteğin bittiği anda hayattan ve hayatın içini dolduran kavramların hiçbir anlamı kalmayacaktır. Bu nedenledir ki kimileri paranın, kimileri gücün kimileri kariyerin peşinde koşar dururlar; ta ki hareketin son noktası olan son nefesine kadar.
Ulaşılması gereken hedefler mutlaka olacaktır. Hedeflerin olması insanın yaşam enerjisidir. İnsan geriye dönüp baktığı zaman anlar ki gerçekleştirdiği hedefler için ne kadar enerji harcadığını. Gerçekleştirilmiş hedeflerin vermiş olduğu haz, heyecan aynı derecede kalır mı? Sanırım kalmaz heyecanı gidip bilgiye, deneyime dönüşebilir. Sadece ve sadece eylemin içindeki sevgi baki kalır. İnsanda yaşlanmayan, erozyona uğramayan an be an tazeliğini koruyabilen, fiziki kuralların dışında kalabilen sevme/sevilme duygusudur.
Aslında yapılan her eylem bu duyguların dumura uğramasının verebileceği yıkımları önlemek için gayet insani bir reflekstir. Bir düşünür şöyle söyler. “Mutluluk gözden kaybolmaksızın insanlardan uzaklaşan bir özelliktir ve uzaklaştıkça insanları peşinden sürüklemek için el eder. Onu yakalayacaklarını düşündükleri her an, parmaklarının arasından kayıp gider.”
Gözden kaybolmayıp uzaklaşmasıdır insanları harekete geçiren durum. El sallaması ise hareketin sürekliliğini sağlar sanırım. Parmakların arasından kayıp gitmesi de yıkılmışlık ruh halinin dibe vurmasıdır. Unutulmaması gereken ise parmakların arasından kayıp giderken parmaklara dokunarak gitmesi değil midir umutların tükenmeyeceğinin işareti.
Bizler eskimeye yok olmaya mahkûmuz. Her durum değişebilir. Mutluluk/mutsuzluk da değişebilir. Ama içimizdeki sonsuz cevher olan sevginin içine koyduğumuz tutkularımızdan arzularımızdan kırılganlıklarımızdan harmanlayarak yarattığımız aşk eskimeyecektir, değişmeyecektir. İnanıyorum, ebedi kalacaktır. Hem de eyvallah diyemeyeceğimiz tek şey olarak.
28/06/2012
YORUMLAR
Bizler eskimeye yok olmaya mahkûmuz. Her durum değişebilir. Mutluluk/mutsuzluk da değişebilir. Ama içimizdeki sonsuz cevher olan sevginin içine koyduğumuz tutkularımızdan arzularımızdan kırılganlıklarımızdan harmanlayarak yarattığımız aşk eskimeyecektir, değişmeyecektir. İnanıyorum, ebedi kalacaktır. Hem de eyvallah diyemeyeceğimiz tek şey olarak.
DEĞERLİ KALEMİ KUTLARIM,