Yalancısın hayat! Gerçekleri ardın yaparken, yalanların peşine takılacak kadar yalancısın. Adı "aşk" olan hastalığı kalpten değilde dilden kopan kelimelere sığdıracak kadar yalancısın...

Bu mudur aşk? Gerçekler susmak zorunda kalırken içinde ateşle, yalanlar buz gibi yarınlarıyla ortalıkta dolaşıyor. İnanmak intihar, cesaret ölüm anlamı taşıyor böyle bir hayatta. Temiz kalanlardan yalancıların acısını çıkartıp, yine yalancılara koşacak kadar iki yüzlüsün hayat. Ve şimdi sana inat, gerçek olduğumu kanıtlayana kadar yalanlarına cezayım. "O"na en güzel ödülüm; gerçeklerimle.

Anlayacaksın bir gün sahte olmadığımı hayat. Her baktığım yerde olmayışları öldürdüğümü, her kelimede gerçekleri sustuğumu göreceksin bir gün. "O" na değer kelimeler bulmanın ne denli zor olduğunu ve konuştukça çoğalan sözlerimin o olduğunu anlayacaksın hayat.

Bu mudur aşk dediğin? Hani bir takıntıdan ibaret, bir acıdan değer biçtiğin. Yalancısın hayat! Aşkın en tatlı yanı senin acı dediklerindir oysa. O kadar kalleşsin ki her zaman geçmişle vurursun, oysa ben geleceği yazmak için sana kafa tutuyorum. Maddi olarak kavuşunca manevi olan her şeyi bitti sanacak kadar aptalsın hayat. Çünkü aşk dediğin yokluğunda ne kadar inanmışsan varlığında o kadar fazla acı çekmeni ister.

Şimdi ona korkuların kazandığı bir kaybım olarak değilde, cesaretin kazandığı bir gerçeğim olmak için, sana ve senin yalancı aşklarına kafa tutuyorum yalancı hayat.