7/24 KADIN OLMAK!
Biz kadınların sorunları nedense, sadece “08 Mart Dünya Kadınlar Günü” haftasına denk gelen günlerde fazlaca dile getiriliyor. Sonraki günlerde ise unutulup gidiyor. Ben bu alışılagelmiş zaman diliminin dışında, “Gerçek Emekçilerimizi” yani kadınlarımızı ve sorunlarını dile getirmek istedim…
Dünya kadınları bir yana, Türk kadınları bir yana. Sorarım sizlere “Türk kadını kadar fedakar ve cefakar, başka bir kadın topluluğu var mı?
Köylü-şehirli, açık-türbanlı, tahsilli-cahil, güzel-çirkin gibi gruplara ayırdığımız kadınlarımız; her durumda, her koşulda erkeğinin yanında olmuş ve bir karşılık gözetmeksizin onunla birlikte mücadele vermiştir.
Yeri gelmiş eş, yeri gelmiş kardeş, yeri gelmiş anne olmuş. Ailesine, evine destek verme adına cüssesine bakmadan, çok fazla yükü sırtlamış omuzlarına bazen de yüklemek zorunda bırakılmış…
“Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin” sözüne bağlı kalarak yaşayan bir toplum içerisinde, adeta kişiliği, bedeni ve onuru ezilerek cezalandırılan kadınlarımız…
Öfkesini, hayata karşı kızgınlığını ya da kendi ezikliğini, şiddet uygulayarak, onun bedeninden çıkaran erkek ego manyasıyla mücadele etmek zorunda bırakılan kadınlarımız…
Kimi zaman bu zorlu mücadeleyi kazanarak, yeni bir hayata merhaba diyen, kimi zaman da aldığı yenilgiyle hayata istemeden de olsa veda ettirilen kadınlarımız…
“Böyle mi çocuk yetiştireceksin? Giyinmesini bilmiyorsun, konuşmasını bilmiyorsun, kendine bakmıyorsun, onun kadar bile olamıyorsun.” gibi tahrik edici sözlerle kişilikleri ezilen kadınlarımız…
“Elinin hamuruyla erkek işini karışma” diyen bir toplumda, her alanda öncülük eden cesur kadınlarımız… Erkek olmanın üstünlüğünü kullan yan gel yat, kahve köşelerinde geyik muhabbeti yap. Hem kadını küçümse, sonra da tarlalara ırgat olarak sür. Ne ala memleket…
Akıl ve zeka seviyesini, saçın uzunluğuyla kıyaslama konusunda uzmanlaşmış, bir erkek toplumunda “Saçı uzun, aklı kısa” denklemine muhatap edilerek, zekaları küçümsenen kadınlarımız… Unutulmamalı ki, geçmişte de uzun saçlı erkekler vardı ve günümüzde de var olmaya devam etmekteler. Bu söz onları da rencide ediyor mu diye sormak lazım? Eğer, tüm olay uzun saçlı olmaksa, o zaman kadın-erkek ayrımı yapmamak lazım diye düşünüyorum.
İstemediği adamla zorla evlendirilen, evlendirilmeyi kabullenmeyip başkaldıran, başkaldırdığı ve seçme hakkını kullanmak istediği için, acımasızca töre cinayetlerine kurban verdiğimiz kadınlarımız…
İşyerinde, sokakta, otobüste, çarşıda, pazarda taciz edilen kadınlarımız… Başına gelen bu talihsiz olayı anlattığında, kendisine yapılan davranışın cezalandırılmasını bekleyen, fakat tam aksine “Dişi köpek kuyruk sallamazsa, erkek köpek kovalamaz.” sözü hatırlatılan kadınlarımız…
Okuyup ta ne yapacaksın, sevgiline mektup mu yazacaksın? Zihniyetiyle eğitimleri engellenmiş, talihsiz kadınlarımız…
“Köyden adresime bir haber geldi.
Dediler ki, senin camızın öldü.
Eyvah, dedim. Belim büküldü.
Keşke camız dursaydı da avrat ölseydi” mısralarıyla türkülere konu olmuş, camız kadar değeri olmayan kadınlarımız….
Hem işyerinde hem evinde çalışan, çocuklarına annelik, kocasına kadınlık yapan fakat tüm emeklerine rağmen bir türlü onura edilmeyen, takdir görmeyen kadınlarımız…
7/24 kadın olmak için programlanmış, Türk kadınlarımız. Asıl emekçilerimiz…
Büyük Önderimiz M.Kemal Atatürk’ün; “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Sözünden yola çıkarak, size verilen haklara sahip çıkmanız ve hak ettiğiniz gibi omuzlar üzerinde yaşamanız temennisiyle…
Asi Armes
YORUMLAR
Olay kadın veya erkek olmakla değil, insan olmakla ilgili sanırım. Yaradılıştan kaynaklanan fiziksel güç eşitsizliğini, güçlü olanın baskı ve terbiye aracı olarak görmesi sağlıksız bir ruh halinin göstergesi değilse nedir? Sonuçta hepimiz kadın bedeninde canlanmadık mı?
Kadına şiddet bir erkeklik göstergesi ise eğer, ben erkekliğimden istifa ediyorum. Kadını aşağılayan, onu ikinci sınıf gören her türlü anlayış, felsefe ve inancı red ediyorum.
Asi Armes
Sözün Özü "Büyük Önderimiz M.Kemal Atatürk’ün; “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Sözünden yola çıkarak, size verilen haklara sahip çıkmanız ve hak ettiğiniz gibi omuzlar üzerinde yaşamanız temennisiyle…" kalemine sağlık. Kadınlarımız eli öpülesidir;rengi, cinsi, adı, sanı, sıfatı, ekonimisi, kültürü...ne olursa olsun.Teşekkürler emeğinize.
Asi Armes
zamansızı
Ankara'da bazen esen bazen sıcakılğı ile boğan Haziran gününde yüreğinizi bir asker olarak saygıyla selamlıyorum...görevim gereği müracaat eden mağdur kadınlara her ne sebeple olursa olsun kendilerine yardımcı olduğumuzu bilmenizi rica ediyorum.Selamlar.