Senden nefret edenleri sev; iyilikten başka üstünlük alameti tanımıyorum. -- ludwig van beethoven
festival44
festival44
@festival44

AŞK

28 Haziran 2012 Perşembe
Yorum

AŞK

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

871

Okunma

AŞK

Aşk imiş her ne var âlemde
İlm bir kıyl ü kâl imiş ancak
(Dünyada her ne var ise kaynağı aşktır; ilim ise koca bir dedikodudan ibarettir.)

Anamdan öğrendiğim dilin en kutsal ,en küçük anlamlı sözcük birimini oluşturan,çıktığı yeri tutuşturan,değdiği yeri hem kavuran hem savuran bu tek hece, üç ses efsunlu bir sözcüktür.Tarihin ilk çağlarından bu yana benizleri sarartan ,bedenleri budayan,gündüzleri kaynatan, geceleri aydınlatan daha boğumlanırken ciğerleri sızlatan acı bir sözcüktür.Kraterde püsküren lavlar gibi ağızda patlayıveren bir ateş sözcüktür.Kendisi küçük yaşattığı ve yaptırdığı eylemlerin büyük olduğu ulvi bir sözcüktür.Dağları deviren,ırmakların yönünü değiştiren ,rüzgara hükmeden hakim bir sözcüktür.Alemi titreten hükümdarı,veziri,şehzadeyi,valiyi mum gibi eriten kor bir sözcüktür.Demire şekil verdiren,tuvale resim çizdiren,sayfaya dize dizdiren İlhami bir sözcüktür.Kuzuyu kurt yapan, aslanı kediye dönüştüren muhteşem bir sözcüktür.Soluğu kesen, göze nem düşüren ,gönlü çılgına döndüren şirin bir sözcüktür.Rahmeti yağdıran,muhabbeti coşturan,kudretliyi konuşturan,rezili susturan meziyetli bir sözcüktür.Küçük , şekilli,karizmatik üç sesin bir araya gelip böyle muhteşem birliği oluşturan latif bir sözcüktür AŞK.

Ekmek kadar su kadar hava ve güneş kadar temel bir ihtiyaçtır. Değip de dönüştürmediği canlı veya nesne kalmış mıdır? Aşık maşuk arasındaki rabıtanın başlama biçimi önemlidir.Bu , ruhu dizgininden kurtaran,kalbi normal ritminden çıkarıp parlayan bir ata dönüştüren duygu nerede ve nasıl başlar? Elbette ki aşk,yüzün süsü olan gözde başlar.Göz doğrudan kalbe bağlıdır ve onun hem padişahıdır hem kölesi.Aşık, bir bakışıyla kendisini küle döndüren sevgilinin suretini önce ufak ufak kalbe nakşeder.Bunu yaparken yoldan gönüllü çıkan beyinden yardım alır.Endamı, duruşu, süzülüşü, gamzesi,tebessümü aşığın yangın gözlerinde paha biçilmez hazine niteliğindedir.Sevgili her ne yapıyorsa kutsal bir metinde geçiyormuş gibi kutsiyet kazanır.Evet bir bakışla başlar aşk ve aşık yine sevgilinin bir yan bakışıyla son nefesini verir. Bir yan bakışla can vermeyen nicesi gelip ve göçtüğü şu yalan dünyada boşuna yaşamamış mıdır? Sorarım size.

Aşık için aşkın sınırı olmadığı gibi aşk yolunda ilerlemenin, sevgilinin tutumuna bağlı olduğunu bilir.Sevgili her duruma bir karşılık veriyorsa ya da tam yerine denk geldiğinde koyacağı bir manzarası varsa, aşık ,bundan ne kadar zevk alacaktır , tartışılır.Sevgili acımasız olmalı, zalim olmalı, burnundan kıl aldırmamalı, tebessümüm yüzüne küstürmeli ki aşık bu yolda kemale ersin.Aşık sevgiliyi istediği her an seviyorsa, elini tutuyorsa , sümbül saçalarını öpüp tarayabiliyorsa,şehla,mest bakışlarına sahip oluyorsa, yüreğinde taşıdığı yükü en kısa zamanda indirecektir.İstikametinde sabit kalmayacaktır. Böyle bir gülden diğerine konan, bir yüzden diğerine sıçrayan, bir nefesten diğerine uçan en hafif yükü kalbinde taşıyamayan kendini aşık olarak addedenlere yazıklar olsun.

Yürekte saklı tutulan ki zamanı geldiğinde dağlara ,taşlara ; canlıya , cansıza haykırılan, çoğu zaman buna gerek kalmadan bedenin erimesi, saçın tel tel düşmesi,betin benzin sararmasıyla ortaya çıkan hakiki aşkın lezzetinin tarifi yapılabilir mi?Aşık bu uğurda gecelerini ömür bahçesine gömer ve geceler boyu yaşadığı aşkın lütufları olan gamı,kederi,elemi,azabı günlük kazandıkları hanesine not düşer.Sevmekten bıkmaz , sarmaktan bıkmaz,engel aşmaktan,bulmaca çözmekten bıkmaz.Durmadan sever,susmadan sever,kin kusmadan,korkup pusmadan sever.Dert geliyorsa sevgiliden baş üstünedir.Bela ki aşığın koynunda büyür, elest meclisinde tanışmıştır onunla, belaya kardeşi gibi davranır.Aşkın belasından ancak zevk alınır.Bu belayı damağında akide şekeri gibi eriten aşıklara selam olsun.

Değil mi ki sevgililer sınırsız sevildiklerini gördüklerinde, kaynaya kaynaya, kanaya kanaya ,bağıra çağıra sevildiklerini anladıkların da aşıklarını ‘AŞK’ olarak çığırırlar.Üstat, çağlar öncesinden o günü anlatan, bugünü aydınlatan ve yarınları kuşatan bu beyiti(yukarıda geçen) ne güzel söylemiş.Mekanın cennet olsun emi.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Aşk Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Aşk yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AŞK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
festival44
festival44, @festival44
13.9.2012 09:35:26


festival44 tarafından 6/15/2013 3:18:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
frezya...
frezya..., @frezya---
13.9.2012 09:31:54
ki...zira cihanın canıdır aşk
hasılı hüdanın ihsanıdır aşk...

iznikli bakayi
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.