- 1141 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Beklenmeyen Misafir
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Suyun kaynamasını beklerken bir yandan da elindeki dergiyi karıştırıyordu. Zil çaldığı anda yerinden irkildi. Kapının dürbününden baktığında yüzü kireç gibi oldu. Nereden bakarsa baksın o çift gözü her yerde tanırdı. Kapıyı açmadan önce karşısındaki aynaya baktı ve tokasının arasından çıkan saçlarını düzenledi.
Sanki onu bekliyormuş edasıyla kapıyı açıp hoşgeldin dedi. Gelebilir miyim diye sorduktan sonra sorusunun cevabını almadan çoktan ayakkabısını çıkartmaya başladı. mutfağa geçerken kendime kahve yapıyordum, sen de ister misin diye seslendi. Evet, ama üçü bir arada olsun diye ekledi.
Adam salona şöyle bir göz gezdirdi. Kendinden izler aradığı o kadar belliydi ki dayanamayıp sordu.
-Şu köşede ev hediyesi olarak aldığım vazo yok muydu?
Elinde iki fincanla salona girerken; komşunun kızı kırdı diye cevap verdi.
-Kapıyı başkasının açacağını tahmin ediyordum. Seni beklemiyordum. Taşınmış olacağını düşünüyordum.
-Evimi hep sevmişimdir bilirsin.
Neden burada olduğunu sormak istiyor ama bir türlü kelimelere dökemiyordu. Bu şehirde, bu evde, şu an onun salonunda ne arıyordu. Adam, kadının aklından geçenleri az çok tahmin ediyordu. Kadın kadar heyecanlıydı ama rahat davranıyordu. Birkaç iş görüşmem var, dün geldim. Yolumda buradan geçince bakmak istedim dedi.
Kadın kahvesinden bir yudum aldı. Gözlerini ondan uzak tutmaya çalışsa da başaralı olamıyordu. Saçlarını artık eskisi gibi taramadığını fark etti. Gözleri de çok yorgundu. Onu incelerken aslında bir zamanlar onu ne kadar çok sevdiğini hatırladı. Ne zamandan beri üçü bir arada içtiğini, saçlarını ne zamandır böyle taradığını, kravatanı ne zamandır çizgili kullandığını sormak istedi.
-Sen nasılsın? Neler yapıyorsun? diye sordu adam.
-Eski işimden ayrıldım. Kendime daha çok vakit ayırabileceğim daha iyi bir yere başladım.
-Orası zaten seni çok yoruyordu. Senin için doğru bir karar olmuş.
-Zamanla her şeyi fark ediyorsun.
Adam sustu. Kadın devam etti.
-Sahi bir kızın olmuş. Tebrik ederim.
-Teşekkür ederim. Çok çabuk büyüyorlar, kocaman oldu. Seni ne zaman evlendiriyoruz?
Kadın daha birinci düğümü çözememişken ikincisi daha ağır geldi. Yok diyemedi. Senden sonra hayatıma doğru düzgün hiçbir adam giremedi. Senden sonra kollarımın arasında kimseyi büyütemedim. Hiç kimseye sana baktığım gibi bakamadım diyemedi. Bunları çoktan aşacak yıllar girmişti araya. Gözlerinin dolmaması için tanrıya dua ederken, evlenmeyi hala düşünmüyorum ama hayatımda biri var. Böyle çok mutluyuz dedi.
Sanki yıllar önce bu kapıdan çıkıp giden o değilmiş gibi şimdi geçerken uğradığında her şeyin bıraktığı gibi olmasını bekliyordu. Kadın zamanın tüm gücünden yararlanmış ve dimdik ayaktaydı. Yıllar önce gelmiş olsa bu kadar kararlı karşısında duramazdı. Gözyaşlarına çoktan boğulur, bunu bize neden yaptın diye sorardı. Hatta onu bırakmaması için yalvarabilirdi.
Kadın ayağa kalkıp çekmeceden bir albüm getirdi. İşte bu. Belki zamanla beni evliliğe ikna eder dedi. Adam fotoğrafa baktı. Yabancının kollarındaki kadının gülümseyişini, dudak kenarındaki gamzesini, gözlerindeki geçmişi gördü. O yabancı yerine o fotoğraftaki ben olmalıydım diye düşündü ama sesini çıkarmaya hakkı yoktu.
Adam kahvesini bitirdi ve artık gitmesi gerektiğini söyledi. Birbirlerine son kez sımsıkı sarıldılar. Buruk ses tonlarıyla, birbirlerine arada görüşelim diye yalan söylediler. İkisi de bir daha ne zaman karşılacaklarını bilmiyorlardı. Adam merdivenlerden indi ve gitti. Kadın odasına gidip ev hediyesi olarak aldığı vazonun içinden eski fotoğrafları ortaya döktü. Dayanamadı balkona çıkıp seslenmek istedi. Balkona çıktığında adam çoktan arabayla köşeyi dönmüştü.Adam geçen yıl boşandığını, onu sevmekten hiç vazgeçmediğini ve bu şehre sırf onun için geldiğini söyleseydi. Kadın da arkadaşıyla çektirdiği fotoğrafı sevgilisi diye göstermeseydi belki de şu an ikinci kahveyi içiyorlardı.
Birbirlerini yıllar sonra ilk ve son görüşleri oldu. Adam kızını da alıp yurtdışına yerleşti. Kadın hala köşeyi dönmeden ona yetişebilseydi ne olurdu onu düşünüyor.
YORUMLAR
Yazınız bana bir bilgelik hikayesini hatırlattı. Sıkmazsam kısaca değinmek istiyorum.
''bir kırlangıç, daima penceresi önünde yalnız oturan adama gider. Bak sen yalnızsın ben de izin ver içeriye gireyim, kışı beraber geçirelim. Sana şarkı söylerim. Sen de ben de yalnızlıktan kurtuluruz. Adam olmaz der sen kırlangıçsın ben insan böyle bir arkadaşlık olamaz, seni içeriye alamam. Kırlangıç göç mevsimine kadar bu teklifi yineler ama hep olumsuz cevap alır ve kış başında göçer gider. Adam ise kış gelince çok pişman olur, keşke o kırlangıcı içeriye alsaydım, böyle yalnız kalmazdım. O bana şarkı söylerdi, birlikte yer içerdik der ve ertesi sene onu içeri almaya karar verir. Yaz gelir, adam pencerenin önüne oturur ve kırlangıcını beklemeye başlar. Bütün göçmen kuşlar gelir ama onun kırlangıcı gelmez. Derken gene göç mevsimi gelir ve bütün kırlangıçlar giderler. Adam çok üzülür ve bir bilgeye gider akıl danışır. Bilgenin cevabı ise; KIRLANGIÇLAR SADECE BİR SENE YAŞAR. dır. Kimbilir kaç pencereler kapattık, ikinci bir başlangıca şans tanımadan. Elinize sağlık.
Çok seviyorum ruh analizlerini...
Bu yazıda da kadın ve erkeğin derin analizleri ve sebep sonuç ilişkileri; konuşmaların, yetişmelerin, zamanın, tesadüflerin, şansın insan hayatındaki müthiş önemi çok güzel anlatılmış..
Tabii kalemin gücünü de unutmamak gerek..
Kutluyorum..
Saygı ve selamlarımla..
hiPoKoNdRiyAk!
Çok teşekkür ederim.