- 1858 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMİZDEKİ DÜNYA
İÇİMİZDEKİ DÜNYA
Hayallerimiz...Kendi dünyamıza açılan bir kapı, mutlu olduğumuz, inanmak istediğimiz masal dünyamızdır hayallerimiz...Sırrımızdır bazen hayallerimiz, elimizi uzattığımızda tutabileceğimiz kadar yakın, bazen de yıldızlar kadar uzaktır...
Yaşama sevincimize sevinç katar, yaşam coşkumuzu arttırır hayal kurmak...Tabiki kendimizi kaptırıp sürüklendiğimiz fırtınalar olmamalıdır hayallerimiz...Ne hayalsiz yaşayabiliriz ne de sadece hayallerimizin içinde...Ne güzel demiş Yahya Kemal ’’ İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar ’’
Kurduğum hayallerin gerçekleşmemesi, her zaman hayal kırıklığına uğratmaz beni; çünkü hayallerimle beklentilerimi birbirine karıştırmam asla...Hayallerime sınır koymam ben, istediğim herşeyi hayal eder,hayallerimde dilediğimce yaşar,tadını çıkarmaya bakarım...Bazen bir çocuk gibi masum, kimi zamanda en olmayacak çılgınca hayaller kurarım...Yaşım ne olursa olsun, vazgeçilmez bir parçamdır hayallerim...
Çocukken resmederdim hayallerimi...Bir çoğumuzun çizdiği gibi, bahçe içinde bir ev _ yaz kış bacasında dumanı tüten _ ,yanında bir ağaç _ üzerinde kırmızı elmalar _...Dağların ardından güneş doğarken gökyüzünde uçan kuşlar, evin yanından akan dere, üzerinde de bir köprü...Ve tabi derede yüzen ördekler...Bazen de gökkuşağının altından geçerken çizerdim kendimi _ hayallerimizin gerçek olacağına inanırdık o vakit _...Gece yatınca küçücük ellerimi açıp dua ederdim; hayallerim gerçek olsun diye... Hayallerimi yansıttığım resimler yapmıyorum artık...Şimdi yazdığım şiirlerimde yaşatıyorum hayallerimi...
Herkesin değişik hayalleri vardır...Kimimiz dünyaca ünlü bir pop star, kimimiz zengin bir iş kadını/ adamı olduğumuzu hayal ederiz...Kimimizde olmak isteyipte olamadığımız mesleklerde hayal ederiz kendimizi...Kimi zamanda bulunduğumuz ortamlardan farklı yerlerde hayal ederiz kendimizi...Engin denizlerde tekne turunda mesela, ya da güzel bir tatil köyünde denizin, güneşin tadını çıkardığımızı hayal ederiz...Ve daha neler neler, uçsuz bucaksız okyanuslar gibidir hayallerimiz...
Hayal kurmak her zaman hayalperestlikle ilişkilendirilmemelidir...Geleceğe dair hayal kurmakta gerçekleştirmek istediklerimiz için atılan bir adımdır aslında... ’’ En büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır ’’ demiş William Russell
Bazı hayallerde hayata geçirildiği zaman bütün insanlığın işine yarar...Mesela Edison’un hayali gibi...Karanlıktan çok korkarmış Edison,ve karanlığı yok etmek için hayaller kurarmış hep...Bu hayallerinin peşinden gitmiş bıkmadan usanmadan ... Ve sonunda ampülü icad etmiş...
Hayal kırıklığınada uğrarız bazen...Üzülürüz, mutsuz oluruz, kendimize gelemeyiz uzun süre...Ama hayallerimizi gerçekleştirmek, amaçlarımıza ulaşabilmek için , yalnızca hayal kurmak yeterli değildir elbette...’’ Hayali kuvvetli olan, ama bilgisi olmayan kimsenin kanatları vardır, fakat ayakları yoktur ’’ demiş Joubert...
Hayallerimizi kurarken, umutlarımızda olmalı...Umutlar ve hayaller olmalı ki hayat anlamlı olsun...
Asla vazgeçmeyelim hayallerimizden...
Hayallerinizin gerçekleşmesi dileğiyle...
( hayat ışığı )
YORUMLAR
Hayallerimi düşünüyorum çocukken düşlediklerimi ama aklıma gelmiyor. Acaba ben çocukluğumu yaşayamadığım için mi o çocuk hep içimde ve yaşamaya çalışıyor ömrümün hangi devrinde olursa olsun. Hep sanki bir çuvalın içine saklanmışçasına küçücük bir deliği yırtarak genişleterek yırtıyor ve çıkıyor çuvaldan. Ben bu acımasız dünyada içimdeki çocuğu bir çuvala koyup denize atmayı düşünürken o hep firarda. Hayalim ne biliyormusun bir sandalla açılmak denize ve kimsenin duymayacağı görüptet anıyamayacağı kadar açılmak ve ağlamak hüngür hüngür.
Neyse hocam fıkra anlatmış özendim bende anlatayım istiyorum. Ne olur anlat dediğinizi duyar gibiyim.
Çocuğun birinin tek hayali kırmızı bir bisikletmiş. Anne babasına söylemiş ama almamışlar fakirmişler. Çocuk rüyalarında kırmızı bisiklet görüyormuş. Arkadaşlarından birisi
-İsa ya mektup yaz o okur sana gönderir demiş.
Çocuk başlamış mektup yazmaya
-İsa bisikletim yok anne babamda almıyor bana krmızı bisiklet gönderir misin.
Başlamış bisikleti beklemeye ne bisiklet var ne de İsa dan mektup. Gene yazmış
-İsa hadi be bir abilik yap bana kırmızı bisiklet yolla bak ben uslu bir çocuğum.
Mektubu yollamış başlamış beklemeye ama ne cevap nede bisiklet gelmiş. Yine mektup yazmış.
-Hadi be İsa hadi be hacı bir bisiklet ya altı üstü. Koskoca peygambersin yollasan ölür müsün.
Ama yine bisiklet gelmemiş. Çocuk kiliseye gidip dua edeyim belki oz aman gönderir demiş. Kiliseye gitmiş İsa heykelinin önünde başlamış bisiklet için dua etmeye. Birde bakmış ki orada Meryem ananın heykeli. Almış yaniçalmış koşarak eve gitmiş. Başlamış yine mektup yazmaya
-İsa anan elimde bisikleti ister gönder ister gönderme
Sevgiler
Sevgili Arkadaşım.
Uzun zamandır siteye girmiyorum...Girsem de çok fazla duramıyorum...Özlemişim sizleri. O bakımdan biraz uzunca yazacağım sana...
Ben bu internet ortamına ilk önce çeşitli sitelerde okey oyunları oynayarak duhul etmiş oldum. Ad yerine rumuz kullanan bayanları hep Fabrikatör Hulusi amcanın kızı Nalan olarak tahayyül ettim...Ben de Fakir ama gururlu, varoş mahallesinin genci Eröl oldum hep. Daha sonraları işte bu edebiyat sitesini buldum. Burada daha sağlam ve seviyeli arkadaşlıklar gördüm .
Evet Sevgili Nalan....
Hayaller üzerine yazmışsın bu sefer. Ama bir şeyi heseba katmamışsın...Yani beni... Şimdi bak senin hayallerinin başına neler geliyor...Seyret de gör:
Vatandaşın biri yanında bir deve kuşu ile bardan içeri girmiş. Barmene yaklaşıp.
''Bana bir bira, yanımdakine de bir galon su''..demiş. Barmen istenilenleri vermiş. Bu arada bardaki bütün kadınlar pür dikkat adama bakıyorlarmış.
Neyse efendim...Adam birasını, deve kuşu suyunu içtikten sonra adam ''Hesabımız ne kadar'' diye sormuş. Barmen 15 lira 75 kuruş'' diye cevap vermiş. Adam elini cebine sokup bir avuç para çıkarmış ve saymadan barmene vermiş. Barmen bir saymış..Bakmış 15 Lira 75 Kuruş.
Ertesi gün adam yine gelmiş bara...''Bana bir visiki, devekuşuma da bir galon su '' demiş. Yine bardaki kadınların hepsi adama bakıyorlar....Adam viskisini, deve kuşu suyunu içmiş ve çıkarken yine sormuş adam '' Hesabımız ?'' Barmen 35 lira altmış kuruş'' demiş...Adam yine elini cebine sokmuş ve saymadan bir avuç para uzatmış...Barmen saymış bakmış tamı tamına 35 lira 60 kuruş.
Daha ertesi gün aynı sahne yine tekrarlanmış...Adam bu sefer şarap içmiş...Yine tüm kadınlar adama bakıyorlar..Hesap bu sefer 26 lira 85 kuruş...Adam elini cebine atıyor ve saymadan uzattığı para 26 lira 85 kuruş...
Barmen dayanamamış. '' Beyefendi her gece aynı şey..Siz bardan içeri girdiğiniz anda bütün kadınlar size bakıyor...Sonra elinizi cebinize atıyorsunuz ve saymadan çıkardığınız para tam ücret oluyor...Nedir bunun sırrı?
Adam cevap vermiş.
-Ben hayallerimde hep ak sakallı dedenin bana da gelmesini ve ''üç dilekte bulun'' demesini beklerdim...Sonunda geldi...Bana ''üç dilekte bulun'' dedi...Ben de üç dilekte bulundum işte başıma bunlar geldi.
-Anlamadım...Ne dilediniz ki:
-Birincisi : Ne zaman elimi cebime atsam ihtiyacım kadar paranın orada hazır olmasıydı.
-Hımmm ..Anladım şimdi elinizi cebinize atınca tam ücret çıkarmanızı.
-İkincisi bulunduğum tüm ortamlarda kadınların bana bakmasıydı. O dileğim de gerçekleşti..Nerede olursam olayım kadınlar hep bana bakıyorlar...Sadece bakıyorlar o kadar.
-Tamammm...İki dileği anladım da deve kuşu ne oluyor?
-Onu hiç sorma...Üçüncü dilek olarak bacakları uzun bir piliç dilemiştim de....
İşte böyle sevgili Nalan...Hayal kurmak güzeldir lakin orada bile mantıklı olmak gerekiyor di mi?
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları tarafından 6/28/2012 8:01:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
efendim hayel kurma üstüne güzel bir yazıydı okuduğum ben çocukluğumda hayel bile kuramıyordum bunun adına ne derseniz deyin hayel çok sonra kurmaya başladım oda sadece istediğimi giyip istediğimi yemekten öteye geçemedi sizin hayelleriniz çok güzelmiş onuda zaten yazıya aktarmışsınız kutlarım sizi yazabilen yüreğinizi saygılarımla selamlar
Alaca karganın gülü, ellerin çiçeğisin demiş volkan konak. Ama değişmem dünyaya diyede devam etmiş mimoza çiçeğinin sözleriyle...
Senin hayallerinin demetini okurken dinlediğim parçaydı, bana göre yakıştı. Ne kadar güzel hayaller kuruyormuşuz küçükken, üzerinde ördek yüzen akar sular, yeşil gür dalların arasındaki al Elmalar. Sabah olunca bayramlık alınan kıyafetleri bir an önce giyme isteği, ablamın oynadığı ama benim göremediğim plastik bebeği, sadece şekilleri varmış bir bütünmüş...
Arabaların çok olduğu şehirlerin varlığı, yıldızlardan tava sapı çıkarma...
Bir kız hayali kurmaya gerek olmayan erkeksiliğin , ergenliğin nefsin zarar veremediği zamanlar..
Yok öyle mafya babası hesvesatlığı, ferihanın hayatı, yada ne bileyim hayallerimize istemeden ortak olan bir yığın artık işte.
Sen değişmeden kalsana hadi,
Sen geçmişinin şerefine yapsana bir saflık.
hayallerine senin hayallerini kirleteni sokmasana,
"Diyardan diyara sorsana yarim" diye devam ediyor volkan konak.
Sana yazarken sıradaki parça bu oluyor.
Sen kalbini temiz tut, ama sakın , sakın benim kalbim temiz deme.
Nice kalbi temiz olanlar acziyetlerini dillere getirmişler...
Hayallerinin seni doğrulupa götürmesi dileklerimle..
Eyvallah.