GÖBEK ADI SELMA....-1-
GÖBEK ADI SELMA...
Bahse konu isim ne bir ünlünün ne bir ajanın ne de sıradan bir insanın...
Sıradan derken böbürlenmeyi değil,kendinin farkındalığını belirtmek istediğimi peşin belirteyim ki yanlış anlaşılmasın..
Göbek adı Selma...
Öncelikle Selma adının anlam ve içeriğine bir deyinelim...
Selma...arapça kökenli bir isim.
Manası...barış içinde bulunmak,huzur,erinç ve güzel,hoş anlamlarını taşır.
Güzel,hoş anlamı ise yalnızca kadınlar için kullanılır.
Yavaştan Selma,nı öyküsüne girelim bakalım...
Yıl 1941...Bilindik köylerden birisi.Geneline ve zamana göre eğitimli,hatırı sayılır kökenli bir aile.
Selma,nın adını da devrine göre görmüş geçirmiş bir köy muhtarı ve de dinine layıkıyla gönül vermiş birisi olan dedesi koymuş...
Ailenin en büyük çocuğu henüz 11 yaşındayken baba ocağından ayrılıp,öğretmenlik ideallerini gerçekleştirmek için ülkemizin ilk Köy Enstitüsü olan Eskişehir Hamidiye Köy Enstütüsün,de eğitimine başlamak üzere gurbete çıkar.
Son nefesini verinceye kadar hayranlıkla bahsettiği hocalarının ve arkadaşlarının çarkından geçip, başarıyla okulunu bitirip kendi köyüne öğretmen olur...
Kendisine devlet taş bir binadan ibaret lojman ve bir at verir.
Gururla ve azimle emellerini gerçekleştirmek ve çevresine ışık dağıtmak için öylesine heveslidirki...
Bu arada evlilik zamanı da gelmiştir.Henüz 17 yaşındadır ama o vakte göre çoktaan evlenip çoluk çocuğa karışmak zamanıdır.
Atına binip köy köy dolanır civarı.
Uzaktan akrabası olan bir güzele aile büyüklerinin tavsiyesiyle görücülüğe gider...
Kızcağız henüz 12sindedir.İlokul 4.cü sınıfta olmasına ragmen güzel ve alımlıdır.Hem bir babanın bir kızı,hem anasız.Baba ve teyzelerinin desteği ile zorlu yaşama hazırlanmaktadır.
Okuldan gelen kızcağız konuk var diye hizmete ikrama başlar.Konuklar gider gitmez amca karısı yani yenge hemencecik kolundan tutup oturtur yanına.Görücüsünün onu beğendiğini ve bir kaç güne kadar istemeye geleceklerini söyler.
Şaşkındır kızcağız.Hayalleri vardı.Okuyacaktı,daha ilkokulu bile bitirip diplomasını alamamıştı.
Uzuun bir aradan sonra ilk kez anasızlığına ağlar.
Çaresiz kabullenir.Kısa bir zaman sonra da at üstünde allı şanlı gelin gider iki köy ötesine...
Hani öksüz ya.Bellidir kaderi.Yan bakılır ezilir garibim.
Daha çoçuk olan bedeni ne ağır bir yük yüklenmiştir.Şimdi bizim onu anlayabilmemiz mümkün değil elbette...
Aradan 4 yıl geçer.Hala kucağına bir kundak alamamıştır.Hem eşine hem hane büyüklerine mahçuptur. Eşi anlar anlamasına onu ama ya evdekiler...el alem...
Neyseki yaradan baktı yüzüne.Bir oğlu oldu....Bir kaç yıl sonra da bir kız çocuğu getirdi dünyaya.
Yani...
Yıl 1952.Aylardan HAZİRAN...Göbek adı Selma hayata açtı gözlerini...
Devamı gelecek...
ÇİMDİK 27.O6.2012
YORUMLAR
Hayırlara açsın Selma gözünü. Yazıyı okumaya başlayınca hem heyecanlandım hem kendimi kaptırdım. Çünkü Eskişehir Hamidiye çıkşlı bir ablam var benimde...
Sevgiler Çimdik, yazı çok güzel devamını merakla bekliyorum.
çimdik
Ablanız acaba babamlardan sonramı ki...
Umarım beklediğiniz tadı alırsınız öykümden.
Selam ve sevgiler.
Emine UYSAL (EMİNE45)
selma 'yı uzun zaman oldu anmadığım. adı kutsallıktı bende
ya bu hikayeye ne demeli kaderi diye hayata yenikligine mi yoksa bebesizliğin ezikliğine mi yansın.
bir yanda ilim irfan görmüş ama CAHİL ögretmen diger yanda kız çocuklarının degişmez kaderi.
oysa şimdiki selmalar nede şanslı bir dedikleri iki olmazken keşke şımarmayıpta hayata yüksekten bakmasalar derim.
çok güzel ve hüzünlü yönüyle gericilin yasa haline gelişini konu ettigin için teşekkür ederim
saygılar
çimdik
Acaba yanlışmı ifade ettimki.Sanki gericili,k değilde örf ve adetin kurbanlığımı desek.
Hem selma henüz yeni girdi devreye.Bakalım yarınlarda ne var.
Teşekkür ederim..