- 629 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gönülden Düşen Meyveler
Gönülden Düşen Meyveler
Soğuk bir rüzgâr vardı dışarıda hiç durmadan esmeye devam eden. Yüzüne rüzgâr çarptıkça yüreğini de yalnızlığın fırtınaları dövüyordu. Nasıl bir işti bu, içiyle dışıyla soğuğa maruz kalmıştı. Evi barkı yoktu ve içini ısıtacak bir dostu da yoktu. Oysa günler öncesinden gelmişti soğuk havanın belirtileri. Sanırım bu belirtiler yüreğine değil de bedenine vuran soğuğun belirtileriydi. Peki ya ruhunu böylesine sıkan yalnızlığın bir belirtisi var mıydı? Yaşamının gidişatı neden birden değişmişti? Oysa insanlığın gereğiydi bu. Ne zaman yalnız kalacağını bilemeden ama elindekilerin de değerini bilemeyen bir yaşam vardı. Gönlümüzden tek tek düşen meyveler gibiydi ‘’bir zamanımızın’’ dostları. Üşüyordu. Sıkıca sarıldığı elbisesi çoktan can vermişti bu soğuk havaya. Direniyordu ve söyleniyordu kendi kendine, birilerinin bunları duymasını istediğini gözyaşlarıyla açığa vurarak:
‘’Gönülden düşen her dost adlı meyve kuraklığı biraz daha yaşatırken bizlere, şu yerdeki meyvelere bakın, kimini çöpü uzun kimini de kısa diye attık yerlere… Oysa manası neydi dostluğun? Düşüyordu yapraklar sonbaharın hüzün elleriyle, notalar unutulmuş, besteler kayıptı. Çöle hasretti akıp giden su ve çöl alışkındı susuzluğa. Tat vermeyen sofralar kuruluyordu dilsiz büyüklerimizden. En ihtiyacımız olduğu zamanlarda anlaşılamıyorduk. Yalın ayak yürüyüş gibiydi ayaklarımıza batan çakıl taşlarının sivriliğini saymazsak. Dostluk kaybolmaktı, arayıp bulmak değildi. Kendini unutmaktı, her an hatırlayabilmek için dostunu. Yiğitlik yoldaşlıkta gerekliydi, sözler kılıftı sadece tozlu yüreklerin pasını taşıyan…’’
‘‘Dostluk var olmak demektir, yaşayabilmektir. Haydi, vazgeçin artık gurur zincirlerinden, daha fazla yaklaşmadan kuraklık ve şu düşen meyveler çürümeden toplayalım onları bir bir. Ham meyveler olgunlaştılar çoktan, belki hala uzundur çöpleri ama söyleyin bana ne olur şu çektiğim soğuktan kıymetli mi, yalnızlığımdan değerli mi? Dost dediğimiz kusurlarıyla varken şu yaptıklarımızın anlamı neydi? Biz unutalım geçmişi ve yelken açalım geleceğe, umulur ki mutlu bir geleceğe…’’
Enes Başak
2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.