- 601 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER-(19):GAVRÎ
Mustafa CEYLAN
**************************
“Çün likâ mihrinden oldu zerrece ilkâ bize
Ta’n mı dûzah görinürse Cennetü’l-Me’va bize
Sûret-i Hak’dır görinen çünkü her şeyde belî
Bakıcak Hak görinür her sûret-i zîbâ bize
Devlet-i dünyâ nedür ya rü’yet-i ukbâ nedür
Görinen dîdâr-ı Hak’dür cümle her eşyâ bize
Rûh-i pâk idün hulul itmezden öndin kalıba
Âlem-i unsurda görünmezdi şey aslâ bize
İden Oldur itdiren Ol çün kamu takdîr Anun
Sen ey Gavrî sözi kes bunca nedür gavgâ bize.”
*
Doğumu 1440. Öldürülüşü 25 Ağustos 1516 tarihinde yapılan Merc-i Dabık savaşında…
*
Eserleri:
1)Kevkebü’d-Dürrî fi Evcibeti’l-Gavrî : Tefsirle ilgili bir çalışması.
2)Münakkahu’z-Zarif ala Muvaşşahi’ş-Şerif : İki adet manzumeden oluşan bir eseri.
3)Arapça Divanı : Millet Kütüphanesinde bulunmaktadır.
4)Kasaidü’r Rabbaniye ve’l-Muvaşşahâtü’s Sultâniyeti’l-Gavrîyye : 17 Arapça, 2 Arapça Türkçe ve bir de Türkçe şiiri bulunan bu eseri Rıfkı Melul Meriç, 1939 yılında kamu oyuna tanıtmıştır.
Devlet adamı, savaşçı. İlimle ve sanatla da uğraşmıştır.
*
Bazı kaynaklar da ölümüne dair denir ki:
Merc-i Dabık Savaşında yanına düşen bir top güllesi ile morali bozulmuş, yenileceğini anlayınca da kendisini zehirlemiştir.
Aslında savaş sonucunda başından ve kulağından yaralandığı görülür ve ölü olarak bulunur ve Mısır ordusu da dağılır.
*
Kaynaklar onu Mısırlı Gûrîlere mensup olduğunu belirtirler. Halep’te Başhacip iken çıkan bir isyânı bastırmış ve Osmanlı sarayının, II Bayezid’in gözüne girmiştir. Daha sonra, Osmanlı sarayında tahta geçen I.Selim ile Gavrî arasında birbirlerine “oğlum sultan hazretleri” ve cevaben de “babam sultan hazretleri” şeklinde mektuplaşmaların cereyan ettiğini de yazarlar. Şah İsmail’i yenip İran’dan zaferle dönen I.Selim, Gavrî’ye bir elçi göndererek, Mısır’da sürdürmekte olduğu yönetimi beğenmediğini, şedid hareketleri bırakması gerektiğini ve Şah İsmail’den yana olmaması gerektiğini ihtar eder ve ordusunun yönünü güneye çevirir. Merc-i Dabık Ovası’nda iki ordu amansız bir savaşa tutuşur. Ve bizim şair, sanatçı Gavrî’ de bir komutan olarak, orada, ordusunun başında ölür, öldürülür.
*
SON SÖZ GENE GAVRÎ’den OLSUN…
*
"Müstedâm olgıl hemîşe ey güzel cânum benüm
Gözleri nergis yüzü gül zülf-i reyhanum benüm
Ay yüzün gördükçe vallâh haste gönlüm şad olur
Hak seni var eylesün devletli sultânum benüm
Sen ferağat şad ü hurrem ben kıluram nâleler
Hoş mı gelir sana yâ Râb zâr ü giryânum benüm
Hasretinden hasta oldum derdimi bilmez tabîb
Dilberâ valsındadır var ise dermanum benüm
Ey habîbüm üşte Gavrî mehdini tekrâr ider
Bülbül-i şûrideyim sensin gülistânum benüm. "
YORUMLAR
Merc_i Dabık ovası doğduğum beldenin bulunduğu yerdir. Osmanlı zamanındaki adı Tilhabeş (Tellül Habeş''. Her yıl 24 Ağustosta Merc-i Dabık zaferinin yıldönümünü resmi törenlerle kutlarız. Yer tespini Feridun Fazıl Tülbentçi'nin ''Yavuz Sultan Selim Ağlıyor'' isimli kitabında bularak netleştirdik. Bu nedenle lise yıllarımdan beri Yavuz Sultan Selim Han, Merc-i Dabık zaferi ve Kölemen Hükümdarı Kansu Gavri'ye özel ilgim vardır.
Yazdığınız konuya önceden de vakıftım ustam. Yazınızla bilgilerimi güncellemiş oldum. Bu yazı diziniz tarihte kimsenin dikkatini çekmeyen şair/şiir konularına ışık tutmaktadır.
Ne garip değil mi?
Yavuz da şairdi, Gavri de.... ''Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek...''
Yazı dizinizin devamını beklerken teşekkür ediyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.