Efendiler Çatlamadı Fakat!
Rüşvet, yolsuzluk, önemli makamların maddi veya siyasi menfaaat karşılığı dağıtılması devletin yapısını ve işleyişini felç eden hastalıklardır.
Tarih, bu hastalıklarla gereği gibi mücadele etmeyen bir çok devletin ömrünü tamamladığına tanıktır.Esasen bu hastalıkların yaygın olduğu devletler zaten ya zayıftır ya da yok olma noktasına adım adım yaklaşmaktadır.
Osmanlı’da bu konuda ilk resmi mücadele 1850 yılında başladı.Sadrazam Koca Reşit Paşa bir kanun hazırlayarak, tüm devlet memurlarından bu kanuna uyacaklarına dair yemin etmelerini ve Kur’ana el basmalarını istedi.
Huzurda bulunup rüşvetçi oldukları cümle alem tarafından bilinenler Kur’ana el basmakla kalmayıp tüm kutsal değerler adına yemin-billah ettiler.
Olup bitenleri bir köşecikte hayret, korku ve tedirginlikle izleyen Haşmet’e Sadrazam:
"Haşmet! Sen de Rumeli’nde önemli görevlerde bulundun, rüşvet mi aldın ki korkar titrersin.Hadi sen de yemin et." Der.
Haşmet:
"Aman sultanım! Benim inancıma göre yalan yere yemin eden zinhar çatlar. Ne olur bana beş-on dakika müsaade et. Şu efendiler çatlamazsa ben de yemin edeceğim." Diye cevap verir.
Efendiler ne yalan yere yemin etmekten, ne de tıka basa haram yemekten çatlamadılar. Fakat koskoca bir devleti çatır çatır çatlatıp, yerle bir ettiler.
Geçmişe bakıp geleceği görmek her zaman mümkündür.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.