- 413 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şer
Şer
Bir ortamda ya hayır vardır ya da şer. Aslında denge hali hayır haldir. Aşırılıklar dengeyi bozar ve sonuçta şer hakim olur. Şerrin oluşması için hayrın olmaması yeterlidir. Şer için ayrıca çaba sarf edenler olmasa dahi hayır yoksa o ortamda şer hakim olur. Zaten şerlerin en dehşetli kısmı hayır perdesinde yapılanlardır. Münafıkların gizli, perdeli şerri zalimlerin açık şerrinden çok daha tehlikeli olur! Çeşitli hayırların ya da kutsalların arkasına saklanan şer en fazla tahribatı yapar.
İyi görünümlü, toplumda kabul görmüş bazı insanların neden fesat ve kıskanç davranış gösterdiklerini düşünmüşümdür! Kendi hayatlarını gereksiz kısıtlamalarla daraltan kişiler başkalarının da aynı şekilde daralmasını ister. Ruhlarındaki esaret ve kötülüğü topluma bir şekilde yansıtırlar. Şeklen iyi, ahlaklı, kutsal görünmeye odaklandıklarından özü kaçırırlar.
Riyakarlığın en üst safhalarına ulaştıklarında ise dengesizleşir ve hayırı, şerri birbirine karıştırırlar. “Kaş yaparken göz çıkarmak” gibi bir haldedirler. İyilik zannıyla bir sürü şerri meşru sayarlar. Sadece pratiğe bakarlar; kolaycıdırlar. Yüzeysel davranışlar ve sahte gülüşler hatta sahte nutuklarla (vatan, millet, ideoloji) toplumu ve kendilerini kandırırlar. Ama “Mızrak çuvala sığmaz.” Yapmacık olan illa kendini gösterir. Bu tip kişiler kendi öz benliklerini dahi açığa çıkaramazlar, başkalarının kendi benliklerini açığa çıkarmasına da mani olmak için çaba sarf ederler.
Genellikle din, dil, ideoloji, ahlak ve sosyal statü üzerinden insanları kategorize ederek kendi yakıştırdıkları kılıfa diğer insanları sokmaya çalışırlar. Bu sakat tutumlarında yanıldıkları açık olsa da kabullenmezler. Kategorize ettikleri kişiler itiraz ederlerse onları genel kabul görmüş ahlak ve ideolojilere veya dini anlayışa uymamakla itam edip alt etmek isterler. Gülünç ve ezik halleri yüzünden toplumda sevilmedikleri için hırçınlaşır ve rast gele etrafa saldırırlar. Kırmızı görmüş boğa gibi hedefe aldıklarına veya ona benzettiklerine saldırırlar! Bunu sıkça gözlemledim. Hatta yandaşlarını da kendi yanlış hedeflerine saldırması için tahrik ederler. Toplumda fitne, fesat çıkarmaktan çekinmedikleri için çoğunluk tarafından asla sevilmezler, sevilmeyecekler! Zaten bir işe de yaramazlar. Onlardan bir yol olmaz! Taraf oldukları davalarını dahi ahmakça davranışlarıyla çürütürler.
Menfaatçi, alçak, aciz olmaları yüzünden ellerine güç geçmez; şayet böyle bir güç ellerine geçerse de toplumu dibe vurdurur, mahvederler! Bu yüzden pusuda bekleyen karşıt şer akımlara meydan verirler. Tahterevallide karşılıklı oturan çocuklar gibidirler; nöbetleşe birbirlerini yükseltir / alçaltırlar; merkez noktasını yükseltmeyi akıl edemezler. Onlar geçici yükselme peşinde olduklarından bunu devam ettirmek için karşılıklı kavga halini elden bırakmazlar. “Kayıkçı kavgası” yaparak toplumu kandırırlar! İdeolojileri kullananlar, sloganlarla ve boş laflarla başarı sağlanacağını sanır, anarşistlik yaparlar! Din ve ahlakı kullananlar ise zaten “Ahlak ve din” perdesi altında ahlaksızlık ve dinsizlik yaparlar.
Son tahlilde; hayır yoksa şer vardır. Hayrın kısıtlanması şerri doğurur. İnsanları çeşitli perdeler altında kategorize edip kısıtlayanlar hayra mani oldukları için şer tüm ihtişamıyla görünür.
Selametle;
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.