- 625 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUHASEBE
Kendi dışımızda, çok uzaklarda ya da yakınımızda aradığımız her şey kendimizi unutturuyor bize! Mücadele ederek elde ettiklerimizin bize sunduğu mutluluk duygusuyla bir müddet avunur dururuz. Derken, tattığımız bu mutluluklar nasırlaşmaya başlar…
Aramak ve bulmak! Yorulmaksızın peşinden koşmak duygusu! Bitip tükenmeyen bir yakıt olarak kullandığımız hırslarımız, yetersiz olduğunu düşünür ve başka mutlulukların peşine düşeriz.Ve bu döngü içerisinde kazanacağımızı zannettiğimiz yarışta, zamanı geçmeye çalışırız…Ancak, duraksız bir ömür koşturuyor bize…
Günümüzde, sorunlar girdabında dönüp dururken geçmişte mutluluk diye tattıklarımızın ne kadar yapay mutluluklar olduğunu fark ederiz.Acı ve gözyaşlarıyla mayalanan hayatımızda sadece kendimiz için yaşamanın ne kadar egoistçe olduğunu anlarız.Bu bir kırılma noktasıdır.
Bundan sonra geçmişimizde bencil duygularla kurduğumuz dünyamızın gerçekte bir hapishane olduğunu görür; bu hapishanenin kapısını pişmanlık anahtarıyla açmaya ve kendimizi kurtarmaya çalışırız.Burada bildiğimiz; ama görmezlikten geldiğimiz bir gerçekle yüzleşiriz!Kendi günah tuğlalarımızla örerek inşa ettiğimiz bu hapishanenin hem mahkumu hem de gardiyanı olduğumuzu algılarız.Başlarız nefis muhasebesine!Kendimizi vicdan mahkemesinde yargılarken işlediğimiz günahların parmaklıkları arkasından nasıl kurtulacağımızı hesaplamaya başlarız…Aslında varlığımızın sadece bedenimizden ibaret olmadığını; bedenimizi yaşatan gerçek cevherin ruhumuz olduğunu fark ederiz.Nefsimizin bizlere dayattığı doyumsuzluk duygusuyla kesemizi midemize boşaltarak müsrifçe harcadığımız yıllara hayıflanır, kendimize kızmaya başlarız.
Kendimize kızmak; sonun başlangıcı olabilecek, anahtarı “tövbe” olan bir rahmet kapısıdır.Bu rahmet kapısından içeri girebilmek, yüce Allah(c.c)’ın rahmaniyetine ihlas ve samimiyetle teslimiyeti gerektirir.Bu teslimiyette başarılı olanlar, ümitsizlik zincirini de kırmışlardır.Necip Fazıl’ı bohem hayatından kurtarıp ona: “Diz çök, ey zorlu nefs; önümde diz çök! Heybem hayat dolu!…” dedirten, işte bu duygudur…
Pişmanlık muhasebesini yapanlar, kendini bilir.Kendini bilenler, RABB’nı da bilir!
Ne dersiniz? Kendimizi biliyor muyuz?!…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.