- 691 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
FİL MEZARLIĞI
FİL MEZARLIĞI
Yaşlılar yürüyor yorgun adımlarıyla,
torbalaşmış pantolun dizleri-popolarıyla.
Yaşlılığı kabullenmişler yürüyor umutsuz adımlarıyla .
Sona yaklaşmak. Beklemeye başlamak bitişi.
Avunmak, avunmaya çalışmak; olduğunu pek de kanıtlayamayan öbür dünyalara hazırlanmak.
Yaşlılar yürüyor soluk benizleri, soğuk bakışlarıyla.
Fil mezarlığı savanların her koyağı-ruhunu umutsuzluğa kaptırmış kasabalar.
Eştikleri çukurlarda bekliyor bitişi dizleri nasırlaşmış dişleri çatlamış filler.
Salacakta köhne ağırlığını terazileyecek üç-beş kişi edinme bencilliğine indirgemiş yaşamlar.
Geçmiş geçti.
Gelecek gelmedi.
Şimdiler yasaklanmış.
Geçmişte olmadılar, şimdi yoklar, gelecekte olmayacaklar.
Kopmak
Tutunamamak
Çağında bulunmak, ama var olamamak.
Amaçsız-işlevsiz-değersiz yük olmak. 20 yıl çalışıp 70 yıl yediğini söyleyememek, ama hissetmek, bunun suçluluğunu duymak.
Ezadır yaşamak-cezadır yaşamak.
Yaşlanmak-yaşlanacağını bilerek yaşamak.
Bir yanlış var.
Büyük bir yanlış .
Düzeltmeli.
-Kim .
-İnsan .
Düşünce gücüyle.
Sanatla-felsefeyle düzeltmeli.
Dünle onurlanmalı-bugünü yaşamalı-yarını sevmeli.
Çareler aradı durdu insanlık
Aradı buldu-uyarladı-uyguladı insanlık. Dayattı-zorladı insanlık.
Yarış içinde oldu.
Çok kez de yitirildi insanlık.
Kazanmak için koşmak yerine diğerlerine çelme takanlara boyun eğdi insanlık.
Bugünü bana ver, yarınlar senin olacak diyenlere kandı insanlık.
Savanların koyaklarını fil mezarlıklarıyla doldurdu insanlık.
Başka hayatlar bekleyenlere-önerenlere iki çift sözüm var:
En iyisi sahibi olduğundur her şeyin.
Kıymetini bil.
Kendini sev, sığınağın kabul ettiğin tanrının bir parçası olarak kendini sev. Başkalarını da kendin kadar sev, onlar senin tamamlayıcındır.
Son nefesine de gülümsediğini göreceksin.
Kimsesizliğin, korkutulmuşluğundan-sevgisizliğindendir.
Saygılar
i.durmuş
YORUMLAR
Düzeltmeli.
-Kim .
-İnsan .
Düşünce gücüyle.
Sanatla-felsefeyle düzeltmeli.
Dünle onurlanmalı-bugünü yaşamalı-yarını sevmeli.
Tamamı realist ve güncemize girmesi gereken satırlar...okunma oranı düşük nedendir bilemiyorum...
Çok yorum önemli değil ama sanırım ahbap-çavuş ilişkileri nedeniyle sitede layık olduğu yere ulaşmamış...
Yazık diyorum sadece...
Emekle üretilmiş yazıydı..
Yazarı kutladım
Başkasını sevmekle hiç bir zaman tamamlanılmıyor, bunun yalan olduğuna bir örnek yine bizim kendi toplumumuzdur...
Hiçkimse güzel ve değerli olanını başkasına vermez, sadece avutmaktır, sevmek ve sevilmek adına...
İnsan ve insanlık : birbirini tamamlayan unsurlardır...
Kazanmak için koşulur, maddiyata ve ya maneviyata, ama hiç kimse kazandırmak için koşmaz...İnsanlarda bunun farkında, kazanmak için koşmak her zaman yanlıştır, zaten senin için var olan vardır, yoksa koşup yakalamanın bir anlamı yoktur, tabiki bu da çelme takılacak anlamına gelmiyor
Bizim toplum için en gerçek olan koşu toprağadır, bizim kanımızda var toprakla bütün olup yaşamak, ve her zaman toprağı kendi değerleri üstünde tutmak, tabiki bu toprak vatan toprağı anlamında değil,
İNSANOĞLUNUN ŞAHSINA AİT OLDUĞU METREKARELERDEN BAHSEDİYORUM...
Geçmiş geçti.
Gelecek gelmedi.
Şimdiler yasaklanmış.
Şimdi bu bölümü yaşlananlar için ele alırsak, geçmiş geçmiştir, gelecek gelmedi demek zaten yanlış bir düşünce, yaşlılar sonlarının bu duruma geleceğini bilmiyorlar mı, onların zamanında da toplum şimdiki zamandaki olumsuzlukları yaşadı, biraz da bencilliktir, zamanında hep bana diye yaşayıp değerlerine sahip çıkmayanlar, değer kazanmayanlar, bugünkü sonu kendileri hazırlamış oluyor...
Adına da ekmekle biçmek denir (yani ne ekersen onu biçersin)
Sen seni zamanında düşünmeyip, başkaları için koşturmuşsan şimdi de mutsuzsan bunu kabullenmek zorundasın, her şey zamanında güzel...
Çok öyle kendini sev diyenleri duyuyoruz, bizim toplum asla kendini sevmiyor, sahp olduğu bir yuvada örneğin, baba ve ya anne daha çok babalar, kendilerine ne kadar zaman ayırabiliyor, ne kadar kendilerini sevip düşünebiliyorlar, şu ciğer meselesi var ya bizim toplumda evlat ve hep ölmeden önce şikayet edip sorumsuzluklarından bahsettiğimiz evlatlar...İBaba sevgisiz de olsa evlatları için kendisini tüketiyor, bunu nedense son noktaya geldiğinde söylüyorlar...
İnsanın önce kendisine değer vermesi gerekiyor, ve kendi muhasebesini yapması gerekiyor, ben başkasını düşündüğüm kadar kendim için ne yaptım...şu an neyi kazandım neyi kaybettim...
Zaten belli bir yaştan sonrada çoğu şey yasaklanır biraz espiriyle bir cevap vereceğim örneğin yaş ilerliyor, onu yeme bunu yeme falan filan, bu yasaklara farklı anlamda bir örnekti sadece...
Varolmayı da, yok olmayı da, yani sonu yine insanoğlu kendisi kendisine hazırlıyor...
Herkesin bir beyni var, istediği gibi çalıştırıp, kendi lehine kullanmasını bilen bir canlıdır insanoğlu...Ama açtır, gözü açtır, doymaz, en sonunda da gözünü bir türlü doymadığı toprak doyurur
Avunmak ve ya avutmak bu da yine insanoğlunun tabiatında mevcuttur...Hayvanlar bile insanoğlu kadar zarar veremez birbirine...Çünkü insan düşünen bir hayvandır, en büyük zararı yine insanlar birbirine veriyor
20 yıl çalışıp 70 yıl çalıştığını yiyemediğini söyleyen bir insan ahmaktır...
ve de acizliğindendir...
insanoğlu sona geldiğinde mutlaka bir şeyleri tamamlayarak gelmiştir, bir şeyleri tamamlarken kendini eksilten insan da kuş beyinlidir, bir zamanlar değeri madeyle tanımlayan insanlar ve elde ettiklerini yiyemeyen insanlar şimdi ağlayıp sızlamayı bir marifet sanıyorlarmış gibi yeniden değer kazanmaya çalışıyorlar...
hani bir söz vardır geçti borun pazarı sür eşeği Niğde'ye
Ya da bayram gelip geçmiş sen kına almaya çalışıyorsun, her şey zamanında güzel
Fakat bizim toplum asla bu konuda akıllanmaz, böyle gelmişiz böyle gidiyoruz, çünkü sevgiden çok maddeciyiz...
Kimse o seviyor diye ben de yürek kazanayım seveyim veya sevileyim demiyor,
ŞÖYLEDİR:
onun var da benim neden eksik olsun, o şunlara şunlara sahip ben neden değilim, benim neyim eksik zihniyetine sahip bir tolumumuz var...
Şimdi ortaya atalım bakalım...
Sen kendini ne kadar sevdin
sen kendine ne kadar değer verdin
sen kendine ne kadar boş zaman ayırdın
sen ne kadar eğlenebildin
sen senden ve ailenden başka kimleri düşündün
sen kazandığını toprağa yatırarak ileride ne kadar değer göreceğini sandın
bir ömür yaşarken sevmeye ve sevilmeye doymamışsan gözü açık gidiyorsan bunu haketmişsindir, demek gibi bir isyan içimden geldi...
'' En iyisi sahibi olduğundur her şeyin.''
Doğru bir söz, zaten insanoğlu da hep böyle düşünüyor, herkes elinde olanı seviyor, koruyor ve de kolluyor...Bu her konuda böyledir madi ve ya manevi... sahip olduğunu sandığın aslında hiç bir zaman senin değildir, örneğin kazandığın miras bile sana kalmıyor, sen köle gibi çalışıyorsun senden sonra gelenler rahat ederek yan gelip yatıyor ve de güzelce yiyorlar...
Hal böyle olunca da insanlar üzerinde hep'' Şimdiki Zaman'' eğemendir, geçmiş sana eğemen olamadığı gibi, sen de artık geleceğe eğemen olamazsın demektir
iş işten geçtiği zaman, iş aramanın anlamı yoktur...
ellerini başının arasına alıp düşünme zamanı,,
var mıydım, var mıydı, varolacak mı...
üç derin kuyu, uyu insanoğlu uyu... biri gelip seni mutlaka uyandıracaktır, iş işten geçerken...
Saygılarımla hocam
Müsade Özdemir