- 3099 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İNSAN, SEVGİSİ KADARDIR
Sen, sevgimin içinde güzelsin ancak…
Adamın biri, suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür. O an yüreğinde beliren merhamet duygularıyla onu kurtarmaya karar verir ve parmağını uzatır ama akrep onu sokar. Adam tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar. Yakınlardaki başka birisi ona, onu sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler.
Ama adam şöyle der:
"Sokmak akrebin doğasında var, benim doğamda ise sevmek… Neden sokmak akrebin doğasında var diye kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim?"
Sevgi, insana yüklenen en güzel ve anlamlı duygulardan bir tanesidir. İnsan, taşıdığı duygularla anlam kazandığı için, diyebiliriz ki sevgiyle yaşıyorsa güzelleşir. İnsan, bedeni içinde taşıdığı duygular ile değerlendirilir. İnsanı bir duygu kabı olarak düşünürsek, bu kabın içinde olanlar dışa da yansır. İnsan sevgisi ne kadar büyükse, insan da o kadar büyüktür. İnsan, sevgisiyle anlam kazanır. İnsanı insan yapandır sevgi…
İnsan sevgisi kadardır. İnsan, önce kendisini sever ve sevmeli. Sonra akrabalarını, çevresini, köyünü, kasabasını, şehrini, ülkesini sever. Sonra daire genişler gider. Gittiği ülkeleri, hayal ettiklerini, bütün yeryüzünü, gökyüzünü, öte âlemleri sever. Böylece âlemde ne varsa, insan onlara sevgi besler…
İnsan bedenine iskân edilen ruh, ancak sevgi ile nefes alır. Sevgi, ruhun gıdasıdır. Bütün varlık sevildikçe anlam kazanır ve insan böyle bir sevgi gıdasından haz duyar. Bedende yaşayan ruh, sevgiyle beslenirse güzelleşir. Sevgi, ruhun da genişlemesine vesiledir. Her şeyin sevilecek tarafına yönelen ruh, sevginin her şeyi kapsadığını görecektir. Ruh sevgili ise, ruhun istimal ettiği organlar da sevgili olacaklardır. Böylece göz, sevgi gözlüğüyle hayata bakacaktır. Görülen, varlıklardaki güzellikleri görecektir ve gösterecektir. Sevgi kulağı, işitme organına dokunan bütün seslerin sevgi melodisini hissedecek ve terennümünü böylece idrak edecektir. Sevginin hâkim olduğu vicdan, kendisine dokunan bütün olaylardan sevgiyi öz olarak çıkaracaktır.
İçinde sevgi taşımayan bütün davranışlar, hem taşıyanı, hem de taşınanı rahatsız eder. Sevgisiz vermek, almak, ilgilenmek, gitmek, gelmek, düşünmek, hissetmek, dokunmak, hâsılı onsuz ne kadar fiil varsa, ruhsuzluktur. Zaten davranışın, sözün etkisi, davranışın kendisi kadar, içinde taşıdığı sevgidedir. Sevgi, davranışa nitelik kazandırır.
SEVGİYİ TAŞIMAK VE YAŞAYABİLMEK HER İNSANIN HARCI DEĞİLDİR. BU SAN’ATI HERKES GÜZEL İCRA EDEMEZ. KONUŞUR, YAZAR, ÇİZER,; İCRA ETTİĞİNİ ZANNEDER AMA İCRA EDEMEZ.
SEVGİNİN KUTSAL TİTREŞİMLERİNE DAYANAMAYAN RUHLAR, ONU DEJENERE EDEREK SEVGİ ZANNETTİKLERİ AMA SEVGİ OLMAYAN KARMAŞIK DUYGULAR YAŞARLAR. BU KARMAŞIK DUYGULARIN ETKİSİYLE İNSANLAR SEVGİ ADINA BİRÇOK HATALARA DÜŞERLER. SEVDİM DİYEN NİCE İNSAN ,SEVGİLİNİN, DOSTUNUN YA DA ARKADAŞININ OLUMSUZ ALGILADIĞI BİR HAREKETİYLE YIKILIVERİR, O SEVGİSİ ANINDA BİTER. OYSA SEVGİ KARŞILIKSIZDIR…
İnsan tekâmülünün tüm yolları sevgiden geçer. Sevgiyi yaşayan insan bu sayede tekâmül yolunda ilerliyor demektir. Bizi uyaran, uyandıran, harekete geçiren şey sevgidir. Bu yüzden sevgiyi sevmeli, sevgisizlikten kaçmalıyız. Sevgiyle tüm engeller aşılabilir, sevgiyle tüm zorlukların üzerinden gelinir, sevgiyle imkânsızlıklar yapılabilir. Ama sevgi yoksa bahanelerle en güzel şeyler kulak ardı edilir. Bir insanın ilahi sevgiyle bir an yaşaması, ilahi sevgiyi duymadan dünyevi zevklerle bin yıl yaşamasından daha yüce, daha değerlidir. Böyle ilahi bir sevgiyle birbirini seven iki insan aynı şarkıyı söyleyen tek bir ses gibi uyumlu olurlar. Sıkıntılı, ıstıraplı, zorlu anlarınızda bir insan sizi rahatlatıyorsa, sıkıntınızı giderebiliyorsa, o insan sizi gerçek manada seviyor demektir. Seven insanı sevdiğinden hiçbir güç ayıramaz. Sevgiyle birbirine bağlanan insanları ölüm bile ayıramaz. Nerede olursa olsunlar sevgi bağıyla birbirlerine bağlı olurlar…
Sevgi kapasitesi yoğun insanlardan oluşan bir toplum, hayatın yaşamaya değdiği, insan olmanın lezzet verdiği, insanlar arası ilişkilerin kaliteli olarak yaşandığı bir dünyanın kapılarını açar.
Dünyanın yaşanabilirliği, sevginin insanlardaki oranıyla alakalıdır. Nitekim sevgisizler yüzünden her geçen gün dünya neşesini, sevincini, heyecanını kaybetmektedir. Şu an, dünyanın dört köşesine yayılmış sevgiden nasibini alamamış azmanların eylemlerinin akıbetini tüm insanlık olarak acı içinde yaşıyoruz değil mi. Sevgisizler dünyaya daha çok hükmettiğinde, dünya ömrünü tamamlamış olacaktır.
Sevgimiz tüm varlıkları kaplamıyorsa o sevgi, sevgi değildir. Varlıkları öyle sevmeliyiz ki, onlar bizi sevmedikleri halde, bize zarar vermek istedikleri halde onlara yardım edebilmeli, onların iyiliklerini düşünmeliyiz. İşte gerçek sevgi budur. Böyle bir sevgi, insanı her türlü başarıya ulaştırır. Buna karşın insanı her türlü kötülüğe bulaştıran da sevgisizliktir.
Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zorlaşıyor giderek. Sevgisizlik gönül şehrimize hâkimiyetini kurarken sevgiden uzaklaşıyoruz/ uzaklaştırılıyoruz... Öldürülüyoruz gitgide, çünkü sağlıksız ve manen ölü olanlar sevemezler. Sevgi, her şeyin kaynağı olandır. Her şeyin tohumunda sevgi vardır. Bu sevgi akımının bir an kesilmesi yaşamı imkânsız kılar…
Sevginin gücü öyle büyüktür ki hiçbir şey ona karşı gelemez ve onu yenemez. Sevgiyle varamayacağınız yer, ulaşamayacağınız, gidemeyeceğiniz yol yoktur. Sevgiyle herkesin kalbine dilediğinizce girebilir ve kalbinde yürüyebilirsiniz. Siz siz olun sevmekten vazgeçmeyin, iyiliğinizden vazgeçmeyin. Dünya karanlığa yürüse de çıkınınızda mutlaka sevgiden kalmış kırıntılar vardır. Zaman zaman sevgiyle, merhametle yaklaştığınız etrafınızdaki akrepler sizi soksalar bile sevgiyle güzel akıbet sizin olur… Çünkü sevgi, sahibini sevimli, mutlu, huzurlu kılar ve insan sevgisi kadardır ancak…
‘M. Cân Gündede
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.