Sürüsüne Bereket...
Sürüsüne bereket derler ya, işte ondan bizde çok var. Her çeşidinden bulunur. Mesela sürüsüne bereket, entellerimiz vardır. O bar senin bu bar benim dolanır durular. Çağdaşlıktan, medeniyetten dem vururlar her defasında, saç sakal birbirine karışmıştır. Nasihatleri pek boldur, her konuda ahkam keserler. Sosyoloji onlardan sorulur, psikoloji, mantık desen, yedikleri içtikleridir. Hayatın anlamını sorgular, kıssadan hisse çıkarırlar. Yaratılışı onlar bilir, büyük patlamayı görmüş gibi anlatırlar. Bilmediğiniz her şeyi bilirler, ne sorsanız, illa cevap verirler, karıncanın cinselliğinden, nihilizmin nedenselliğini izah edip, Freud u bile kıskandırırlar. İşte onlardan bizde, sürüsüne bereket.
Kimi zaman kitap yazar Nobel alırlar. Kimi zaman film çevirip, altın bir ayı kaparlar. Sanat derseniz onlardan sorulur, opera, bale, rock, caz, etnik müzik vesaire, türkü deseniz burun kıvırırlar. Köfte ekmek değil ama, bol soğanlı hamburger yerler, haydari yerine amerikan salata tercih ederler. Rivayet bu ya, rus salatası yiyenleri olduğu da anlatılır.
Bu çeşitlerimize İstanbul dolaylarında oldukça sık rastlanır. Etilerde saçlı sakallı olanları, tarabya da az tıraşlı olanları bulunur. Şarkılar söylerler, göbek atarlar, bale male derler ama, aslında hiç sevmezler, en güzel halayı onlar çeker. En güzel şarkı sözünü onlar çalar, en güzel besteyi onlar araklar.
Şiir, gazel, komple divan edebiyatını yemiş yutmuşlardır. En güzel yalanı onlar söyler, en güzel sanatlar onların yatağından geçer. Çarşafları Amerkan mavisi, yastıkları amerikan yıldızıdır. En güzel yazlık evleri hep Miami dedir.
Hepsi dayı, hala, teyze çocuklarıdır. Sözüm ona sanatçı olmayanları, gazetecidir çoğu zaman. Finans onlardan sorulur, bankacıdır amcaları, ortakları çoğu zaman Fransız, kimi zaman Yahudi kök hücreli Amerikalıdır. Bizim canlarımız şehit olurken, onların borsaları hep çıkar. Koca koca sanayicidirler, hiç bişe üretmeden habire montaj yapanlar da onlardır. Takım elbise giyer bu türleri, sanırsın adamdır, azıcık konuşsan aslında davardır. İşte memleketimi bu davarlar yönetir, Selçuklu dan bu yana, Osmanlı dan o yana.
Sürüsüne bereket çoktur onlardan bizde. Hele İstanbul da metre kareye değil, kafanıza düşerler. Arada Mehmetcik vakfına üç beş bağış yaparlar, reklamlarını on onbeş yaparlar, çünkü reklamcı da onlardır, ajans da onlardır, gazete köşelerinde yazı yazan da onlar.
Ne zaman milli duygularımız coşsa; hıh, deyip burun kıvıran da onlar, faşizmin kitabını, değil yazmak, yaşarken bile, dönüp bize faşist diyen de onlar. Hepsi malum, olan da onlar, hepsi bi arada, memlekete uzak ara olan da onlar.
Banka sahibi onlar, banka çalışanı biz.
Market sahibi onlar, kasiyeri biz.
Borsada kazanan onlar, kaybeden biz. Ey memleket, ey soylu düş.
Oy alan onlar, oy veren biz.
Sahte para basan onlar, içerde yatan biz.
Hırpalanan, dövülen, kanı akıtılan biz, polisi çağıran onlar.
Bombaları yapan, bombaları atan, mayınları patlatan onlar, ölen biz, barış barış diye kıçını yırtan onlar,. kıç kıça veren yine onlar.
Çölde ki bedevinin mutluluğunun nedeni yine onlar, kutup ayılarının uyku sorununun sorumlusu yine onlar.
Onlardan bizde çok var. Bizde ki onlar, onların kapı kulu olan onlar. Onların vatanı da yoktur, sorsan gereğide yoktur.
Düdüğü çalan onlar.
Minareyi de çalan onlar.
Hep diyorum ya,:
Zencileri köpek yerine koyan onlar.
Yahudileri fırında yakan onlar.
Kızılderililerin soyunu tüketen onlar.
Afrika yı Afrika olduğuna pişman eden yine onlar.
Vietnam, Bosna, Irak vesaire deki insanlık ayıplarını işleyen onlar.
Buzulların erimesinden sorumlu olan, açlığın, yoksulluğun, aklınıza gelebilecek her türlü musibetten sorumlu olan yine onlar.
, Nagazaki de, evlerin kapılarını çalan kız çocuğundan sorumlu olan şerefsizler, yine onlar.
Hepimiz Ermeniyiz, diye bağıranlar da içimizde ki onlar. Onlardan bizde çok var, sürüsüne bereket.
Yalılar da oturan onlar, temizliğe giden biz.
Dayak atan jön onlar, figüran biz.
Beş yıldızlı otelde düzüşen onlar, fuhuştan yatan Ayşe.
Kapalıçarşının sahibi hrantyan, kiracı Memed.
Mafya onlar, haraç veren biz.
. Bu memleket ye ye bitmez, bizde hain de hiç bitmez. Aslında bu yazı da bitmez ama, uykum geldi, yatcam biraz..
Aklıma gelmeyenleri siz eklersiniz. Son olarak derim ki ben; bu sefer bir tek Samsun dan değil, Diyarbakır dan, Trabzon dan, Mersin den, Şanlıurfa dan, Edirne den, dört bir yandan gelecek, sarı saçlım, mavi gözlüm…
Hepimiz Mustafa Kemal iz, hepimiz Ermeni değiliz.
Mesela ben Türk üm. Bu gurur nereden sandınız. Sizde ki (onlar dediklerimiz, hani hepsi bişe olanlar var ya onlar.) kompleksi, biz aşalı asırlar oldu, tarihlere parmak attık, ucu size değmiş sanırım, yüzünüzde ki tebessümden anladım.
Ne Mutlu Türk üm Diyene…
Cem61
YORUMLAR
Her şaç sakal bırkan entel olsaydı mazhar osman kültür yuvası olurdu ,diğer yazıdıklarınıza gelince bir çogu kapitalıst düzene ayak uyudurup kendini buna kaptırdğı sırada kişilğini kaybetmiş bir kısmı yumurta çıkmış kabuğunu beğenmemiş ,bir kısmı burjuva gibi yaşayıp ortalıkta sosyalstım naraları atanlar ve en önemlisi kalan kısımda vatan millet sakarya diye bağırıp altan altan memlekti satan ve soyanlar
Yazı çok güzeldi tebrikler
ben size bir türlü yorum yazamıyorum kardeşim..
geçenlerde birde şiirinize yazdım
uzunca hemde...
nasıl oldu bilmiyorum yanlış bir yere mi dokundum,gitmedi yorumum..
bu akşamda bu yazıya çok uzun yazdım.tam bitiirken yine olanlar oldu...
ben şimid bu yorgunlukjta o yaszdıklarımı bir daha yazamam.
imzalanacak bir yazı...
her satırı harıka...
gerçekçi.
ben buna on puan veriyorum...
bence günün yazısı olmaya aday bir yazı...
ve yorumumu da borç haneme yazı,alacağınız olsun.ödeşiriz.
satgılar...
kalemıniz hiç susmasın....