- 1196 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Deste'ye Mektuplar
Sana dair ne varsa sakladım,tıpkı bir şairin şiirlerini saklaması gibi kaleminden.Ve doğarken ağladı insan,bu son olsun bu son ,diyorum o şarkıyı mırıldanarak. Sonra dönüp dolaşıyorum, aynı yerdeyim,bir çemberin içinde dönen semazenler gibi.Senden aldığım onca şeyi,sana veriyorum,haktan alıp,hakka verir gibi.Böyle yaparak kendimi koruyorum insanlardan,ya da insanları kendimden.Nasıl yansırsa aynaya artık.Derin düşünmem gerektiğini söylüyorum bilinçaltımda yatan geçmişime.Kendi suçsuzluğumun cezasını çeksem de,damarlarımda pişmanlık duygusu kabarıyor.Bir şeyi tekrar etmenin saçmalığı ve hiçbir şeyin anlam ifade etmediği zamanların istila edilmiş şehirleri gibi.
Bugün nasıl olduğumu bile bilemeyecek kadar yabancıyım bedenime.Senin şuan,şu saatte bana yabancı olan bakışların gibi. Beklemek bile kâr etmiyor artık;çünkü içimdeki özlemin annesizliği dalga dalga vuruyor suratıma.Yüzüm kıpkırmızı,yüzüm kapkaranlık,yüzüm mosmor,yüzüm kangren olmuş bir umut…
Her şeyde bir benzetme arıyorum,şuan yazdıklarımda olduğu gibi.Edatların hayatımdaki önemi daha da arttı biliyorum.Geçmişimin karanlık kalmış köşelerini,kudurmuş pişmanlıklarımla ısırdım dün,dün gece,şimdi.Bütün zamanların içinde geçen anları yok sayarak hem de yaptım bunu.Acemice, çocukça ya da.Bana geri geleceğinin günün, takvim yaprağını kalbimin doğusuna bırakmak için güneşin doğuşunu bekliyorum her sabah.
Susmak gerekiyordu değil mi uzun bir süre? Ama yapamıyorum işte,susturamıyorum ki kendimi.Sense bu mektubu okuduğunda abartıyorsun diyeceksin belki de. Sana karşı bilinçli suç işlemeyecek kadar günahsız beynim,gözlerine yalan söylemeyecek kadar dürüstüm çocukluğuma.İnan.
Neden âşığım sana hiç düşündün mü? Vazgeçiyorum peki,sorumun cevabını veremeyecek kadar yorgunsun,benim sana soru soramayacak kadar yorgun oluşum gibi.İkimiz de aynıyız.İkimizde ağırız yaşanmışlıklarımıza.Bu son olsun,bu son,bak dilimde yine bu şarkı,nasıl içten vuruyor,nasıl üşütüyor içimi bir bilsen,öyle bir yakıyor ki yüreğimi.
Bütün şarkılarım bizim,hiçbir şiirin bizim olmadığı gibi.
Radyoyu açıyorum: Susarak Özlüyorum
Azil
Haziran 2012