- 1350 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Kendimde kendimle söyleşi
Kendimi hep güçlü hep yenilmez hep yıkılmaz tanımlıyorum da çokmu havaya giriyorum
yorulduğumda yanlız kalmak istediğimde kendisine sığınacağım sırtımı dayıyacağım gölgesinde dinleneceğim bir çınar ağacım olmadı hiç Dünyaya yeniden gelmek istermiydim yada söze hayata yaşama yeniden gelseydim diye başlıyacak olsam Ne değişirdi neler beni bekler di bendeki bu karekter aynı yeni benliğimde mevcut olacaksa sanırım ben hiç mi hiç gülmeyecektim kaderden yana arkadaştan yana dosttan yana sevgiliden yana
ömrümde ne aradım ne buldum fazla beklentilerim oldumu benim her daim azla kanaat eden ben nerde yanlış yaptım.Kendimi eviriyor çeviriyor tartıyorum eksilerim nedir kabahati bit pazarına götürüp satmak istemişler kimse satın almamış .Yeniden varoluş olsa
neleri yapar neleri yapmazdım acaba daha çok mu hata yapardım kusursuz olmamaya mı çalışırdım/Neşeden yana sabırdan yana vefadan yana sadakatten yana bol bol nasiplenmişim bunlar hiç bitmez bende sanırım bunlar 2nci ömrümdede zamk gibi yapışırdı benliğime Ya ben bıktım çok yorgunum hamal bile taşıyamıyacağı fazla yükün altında ezilir
kendime telkinlerdeyim ya sabırlardayım yanlış anlaşılmalar yüzünden isyanlardayım
Bir kerede ben hata yapayım bir kerde ben çıldırayım bir kerede ben kusurlarımla
kendi doğrularımla kabül göreyim Ömrüm hep başkalarına anlayışlı olmakla geçiyor
vefa fedakarlık hep benden bekleniliyor bir adım bana gelmiyen benden 9 adım atma mı bekliyor özüm sözüm doğruculuğum la bilinirken özüme uymayan bende ben olmıyan kimliği oynamam isteniyor ben rol yapamam ki ben tiyatro sahnesindeki bana verilmiş rol üzerine kendimin dışında başkası olamam ki bir kerede ne olur birkerede hadi ya buda bizden sana kıyak olsun biz seni anlıyalım sana hak verelim diyen olmıyacak mı herşeyden geçtim ne istiyorum mutluluk mu hayır o nerde nasıl ulaşılır bilmiyorum fakat bu dünyada olmadığı kesin. Huzur istiyorum sadece huzur yaşıyorsam nefes alıyorsam ağaçlar ayakta ölür misali hiç durmadan yıpranmak değil kendimi yaşamak istiyorum.Seyehat etmek istiyorum doğa ile başbaşa olmak görmediğim gitmediğim heryeri adım adım gezmek
dağa tırmanmak ,denizde ,nehirde kulaç atmak,sahilde kumsalda kumlarda dalgaların şırıltısında çıplak ayaklarla yürümek gece deniz kıyısında mangalda balık ızgara dilimde şarkı deniz ve mehtap sordular seni neredesin nasıl derim terketti bırakıp beni gitti
anlık yaşantılarım olmalı çocuklaşmalıyım yağmurda ıslanmalıyım ben şemşiye taşımayı hiç sevmem yolların uzaklığı yormamalı beni bir orman kulübesinde yaşamalıyım yaşamın farkına varırken tatdınada varmalıyım gün ağarırken uyanmalıyım güne merhaba yada günaydın demeliyim ya çok çok güzel düşlerde gezinmeliyim offfffff olmadı kaldı benim her hevesim yarıda (şarkıdaki gibi)Sevgili olmalı ama gerçek sevgili seven sevilen
küçük yaramaz çocuğu sever gibi tüm şefkatiyle saran hımmmm seni yaramaz diye azarlamıyan gülleri herkes seviyor vede sunuyor benim yüreğimden bir deste sunduğum gönlümü anlıyacak orda taht kuracak sevgili zor hem insanları hemde sevgiliyi anlamak hemde insanın kendini anlatımı zor sanırım hepimiz şarkılar ,türküler, popmüzik gibi yani çeşit çeşitiz kendi dalgamız mı cızırtılı yoksa karşı taraftakilerde aradığımız istasyon mu arızalı yada yağmurdan şimşekten yada bulunduğunuz ortamın kapalı alanın yetersizliğinde çekmeyen telefonlar gibi parazitli insanlar işte bunalıyorum artık artık kaçmak istiyorum herşeyi herşeyi ardımda bırakıp uzaklara kapağı atmak istiyorum içimde ruhumda fırtınalar beni hangi karaya savuracak gidebilirmiyim off ömrümde bir kez zalim olmak isterdim hayır demesini bilmek isterdim ben, ben olamamanın
acılığını yaşamak istemiyorum artık,araştırıyorum kitaplara göz atıyorum ben acaba mazoşist miyim.Annemi mi çok örnek aldım hep kendimden fedakarlık hep vericilik kimseden hiçbirşey beklemeden istemeden hep kendimden taviz vermeler hep elimdeki avucumdakini kendim dışındakilere vermek yinde herşeye rağmen yaranamamak kimseyi memnun edememek verdikçe istekler bitmiyor daha fazla daha fazla istemeler sömürülüşüm ben bu kadar eneyice çırpındıkça verdikçe tabiki alacak olan yetinmiyor
ben tükeniyorum sanırım ben hastayım kararsızlık vede acıma hissi bende ki en zayıf yanlarım kinim öfkem barınmıyor içimde ufacık bir gülümsemede mat oluyorum ben benden gittim bilmiyorum yada biliyorum deliliğin eşiğinde deliliğe yenilmemeye azmediyorum çocukluğu yaşamadım ,dünü yaşamadım bu günümü yaşıyamıyorum son zamanlarda iyice kendimi kendimde hapsettim yarınlar nelere gebe yarına çıkmaya senedimiz yokken yarınlarda ikinci bahar yada sadece yaşamak istediğim SONBAHAR onuda yaşıyacağımı sanmıyorum
YORUMLAR
bu güne kadar yaptığımız en büyük hata kendimize zaman ayırmamak ve kendimiz için birşey yapmamak . hep baskalarını mutlu etmek için çaba sarfettik ve onların mutlu olması bizi mutlu etti. bunu geçte olsa anladım. simdi sırt çantamı omzuma alıp dağ tepe dolasıyorum. kamp yapıyorum. doğayı tüm canlıları seviyer ve koruyorum. kekik ve ıhlamur kokularını ciğerlerime çekip bol bol yüzüyorum. temiz havanın tadını çıkartıyorum..
hülya hicran
Bir kerede ben hata yapayım bir kerde ben çıldırayım bir kerede ben kusurlarımla
kendi doğrularımla kabül göreyim Ömrüm hep başkalarına anlayışlı olmakla geçiyor
vefa fedakarlık hep benden bekleniliyor bir adım bana gelmiyen benden 9 adım atma mı bekliyor özüm sözüm doğruculuğum la bilinirken özüme uymayan bende ben olmıyan kimliği oynamam isteniyor ben rol yapamam ki ben tiyatro sahnesindeki bana verilmiş rol üzerine kendimin dışında başkası olamam ki bir kerede ne olur birkerede hadi ya buda bizden sana kıyak olsun biz seni anlıyalım sana hak verelim diyen olmıyacak mı herşeyden geçtim ne istiyorum mutluluk mu hayır o nerde nasıl ulaşılır bilmiyorum fakat bu dünyada olmadığı kesin. Huzur istiyorum sadece huzur yaşıyorsam nefes alıyorsam ağaçlar ayakta ölür misali hiç durmadan yıpranmak değil kendimi yaşamak istiyorum.Seyehat etmek istiyorum doğa ile başbaşa olmak görmediğim gitmediğim heryeri adım adım gezmek
....Yaşam savaşında uğranılan haksızlıklar ve yaşanan acılardan kaynaklı keşkelerin, pişmanlıkların yoğun işlendiği yazınızı dikkatlice okudum. Urıanılan haksızlıklar karşısındaki isyan ve sonucunda hissedilen pişmanlıklar çok güzel anlatılmış.
....Anlatımın süslemeye ve abartmaya uğramadan ki yalınlığı ve içtenliği sıkmıyor okuyanı. ve okuma merakını kamçılıyor. "Acaba bunun sonu nereye varacak?" sorusunu hisettiriyor içinde.
....Diliniz, kaleminiz ve yüreğiniz iş yapıyor doğrusu. Ancak her ne olursa olsun, yaşamın bize yaşattığı haksızlıklar ve acılara rağmen, keşkelere ve pişmanlıklara rağmen ve hatta isyanlara rağmen dünya güzel, yaşamak güzel. Eski ustalardan biri ne demişti? " HAYAT GÜZEL OLSAYDI, DOĞARKEN AĞLAMAZDIK. ÇOK TA KÖTÜ OLSAYDI, ÖLÜME ÜZÜLMEZDİK."
.....Güçlü kalem sahibini içtenlikle kutluyor, keşkelerin ve pişmanlıkların yaşanmadığı bir gelecek diliyorum.
Selamettin PULAT tarafından 6/24/2012 9:02:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
hülya hicran
siz yazdıklarıma aldanmayınız ben tüm olumsusluklara rağmen hayata sıkı sıkı bağlıyım yaşamı seviyorum sadece merak ettiğim ne yüzle gelecek ecel bilmemki mahşeri dünyada yaşıyorum ben şarkısı dilimde fakat yıkılmak yok yakışmaz bana güzel yorumunuza telkininize tşkler
iç hesaplaşmaların güzel dile getirildiği harika bir yazı olmuş
Ellerinize ve yüreğinize sağlık.....ilkbaharları tutmanız dileğiyle....selamlar saygılar...
hülya hicran
canımcım, sen kendini sev değer ver gelir gerisi derlerdi, yazarlar, bende hıhhhh derdim,, evet kendini sevmeye başla, ben özelim değerliyim bir tanaeeeeee daha hülya yok ded,, hicranı gömdüm de,,, hülya var anılarımla,, hayallerimle, hülyalı bir dünya,, dile gör neler oluyor,, bak nasıl bana çıkıyor yolların kız,, gel sana tükürmesini ögreteyim yıllar sonra bana yiğenim ögretti,, ok zevkli bee,, aman pürrrpp de getsin öte berii,, dua en büyük silah hülyam,, olacak olacak bu bebek büyüyecek MERAK ETME OLURMU,, UMUD BÜYÜK BEBEKTİR,, UMUDU YİTİRME,,
hülya hicran
denizin dünyası
Rüyalarında düşler görsen, rüyalarında gerçekleri gerçekten hissetsen kısaca ayaktayken yatsan uykuya, bilinir mi gerçekler? O zaman belki de ıslak düşler resimlerde kalır, belki de kalmaz... Bilinmez ki dimi? Ama birşeyi çok iyi bilirsin. Oradasındır! Kalabalık içerisinde yaşayan bir serseri. Bazen birilerinin seni tutmasını, yardım etmesini beklersin düşmeden hemen önce, bazen de yaklaşanları, sıcak davrananları görür, hisseder; kaç benden dersin. Git! Uzaklaş!
fısıltı gibi gelen merhabalara yeni bir tanesi eklenir ve hâlâ dimdiksindir , boynu eğiklerden değil!