- 1420 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Aşkın Biyografisi - Son
"Sen ki, adımlarıma en uzak şehirdin.
Ve ben yettiremedim ömrümü sana uzanan bu yola...
Oysa hala, aynı yerdesin.
İçimdesin ve hafızamın en ulaşılmaz yerinde. "
Sensiz bir geceye terkediyorum ne varsa, sana ait olan. Ve bende unuttukların kaç ömürlük acılardı öyle. Bilmiyorsun, yokluğun bile varlığına eşdeğer / acıtıyor durmadan. Dokunduğun yerlerden kanıyorum ve tutmuyor hiçbir pansuman bu yaraları. Kaç gidenin varsa, hepsinin sende bıraktığı bedeli ödüyorum belki de.
Ardında bıraktığınım. Bir gözüm kapalı. Unuttum sanıyorsan, yanılırsın. Ben bile yanıldım / kaç kez... Ve kaç kez geçtim ayaklarının değdiği yollardan. Hadi dön ve bir daha gül, bir kez daha ölmeye razıyım. Tekrarı olmayan bir ölüm olsun bu yeter ki.
Gelmeyişin de acıtıyor canımı. Dahası da var. Yazdıklarım ve yazacaklarımdan anla bunu. Senden öncesini unuttum, senden sonrasını asla. Oysa kimse sahiplenmedi yüreğimi senin kadar ve kimse acıtmadı canımı. Acıların en büyüğü bu olsa gerek. Bir gün, hiçbir şey yokken, senin gelişini denk gelecek kadar büyük bir mutluluk olmayacak hayatımda. Vazgeçemediklerim de yok artık. Bildiğim şeylerden uzak ve bilmediklerimi alamayacak kadar dolu hafızam. Bitişi olmayan bir yol olamazdı. Ama ben bitişi olmayan bir yoldaydım. Bilmem kaç yüzüncü geçişimdi adımlarımın üzerinden, hiç düşünmedim, bilmedim. Öylece yürüdüm. Bir sona ulaşmak istedim. Ve hiçbir zaman ulaşamadım. Sana ulaşamayışım gibi.
Göz uçlarında bekleyen bir intihar senaryosuydu belki de bu. Ve ben hiç ölmek istememiştim. Sen yoksun ya, artık çekilmez bir ağrı yaslıyor göğsüme başını.
Sen yoksun diye bunların hepsi biliyorum. Yoksa böyle olmazdı. Kanamazdım, özlemezdim böyle delicesine. Beklemezdim, kapı ardında sabahlara kadar. Tarifsiz bir yolculuk bu, nasıl anlatmalıyım sana bilmiyorum. Şimdi dönüp ardına bir daha gülsen, bir kez daha. Oysa bilmiyorsun, sensiz uyuduğum günlerin telafisi olurdu bu son gülüş.
Uçuk bir senaryo bu. Bir gidişin hikayesi. Telafisiz günlerimin yolculuğu. Ne garip, bunca aşkın içinde hala seni bekliyor olmam. Öyle ya, beni sana sürükleyen ayaklarım, yüreğimin çaresizliğiyle tutuşuyor. Gittiğin yer her neresiyse, söyle bu yorgun gövdemi sana götürmek istiyorum.
Bırak, bütün masallar seni anlatsın bana bir gece yarısı ve ben uykusu gelmeyen bir çocuğum hala. Karanlıktan ve sensizlikten korkan. Hadi, üzerime örtsene içinden geçen sancılı kelimeleri. Alışığım ne de olsa sensizliğin canımı yakmasına. Bilmiyorsun, yorgunum bütün bu bekleme saatlerinin seni bana getirmeyişinden. Uyuduğun vakitlere denk gelen ağlamalarımdan kimse sorumlu değil. Bir ceza bunca yaşadığım. Üstelik, tanınmayacak bir haldeyim.
Hadi, son bir kez kır zincirlerini ve dönüşsüz bir geliş hediye et bana. Uyumayalım ve sevişmeyelim hiç, hiç, hiç...