- 984 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Pasta Parası
yirmi birim
en azından şu son yarım saate kadar yirmi birdim
babam annemle bizi almıştı
evin önünden geçerken annem indi
bense arabada kaldım
neden mi ?
dur baştan alayım
babamla fırına gitmek için
evet
taze ekmek..
üstelik onunla ekmek almaya gidince ben de tazeleşiyordum sanki
babasının yanında gezdirdiği küçük kız oluveriyordum birden
iş bu ya
o baba bazen küçük kızına o minyatür pastacıklardan alıyordu
bu uzun süre böyle gitti
hatta sonraları kabuğumu kırıp ondan bazen pasta ister oldum
pasta isterken kendimi gerçekten onun kızıymış gibi hissediyordum
hatta bazı zamanlar şımarabiliyordum bile !
sanki o daha bir baba oluyordu
bense daha bir çocuk !
bugün yine onunla fırına kadar gidip tam fırına girecekken
’bana da pasta alacak mısın?’ dedim o şımarık sesimle
ne kadar şımarık olabildiysem(!)
’annenden sadece ekmek için para aldım ama..’ dedi
bozuğu yoktu muhtemelen
belki nakti de yoktu o an
bu her türlü kabulümdü
her ama her türlü
bütün olasılıkları ile kabul ederdim bu cevabı
yalnız şu geçmiş olmasaydı
sadece ama sadece on dakika önce
anneme ’bozuk paran var mı?’ dedikten sonra
ondan aldığı bozuk birkaç liraya
cüzdanından çıkardığı başka liralara ekleyip
devamında arabayı sağa çekip
üç litre bira almasa
onu da geçtim
benim bu olaydan çıkardığım tek anlam
’hmm cüzdanı yanında olduğuna göre
bu isteğim onu zor durumda bırakmaz’
diye düşünmesem
bu cümleyi koşulsuz kabul ederdim
deja vu
fırına girmeden önce bana
’annenden sadece ekmek için para aldım ama..’ dedi
arabaya dönüp arka koltuğa oturdum
param vardı
ama ben para değil baba istiyordum
’bir babanın cebinde pasta parası olmalı!’ dedim
aslında amaç pasta değildi
parası da
ama bu adam sadece öyle baba olabiliyordu gözümde !
bir adamın cebinde onu baba yapacak ne varsa
işte o şey hep olmalı
* * *
arabaya bindi
arabadaki bozuklukların arasından
ki bozukluklar annemindir
bir kısmını saydı ve bana uzattı:
’git pastanı al’
ben parayı almaya yeltenmeyince
’param var bankada, ama naktim yok’
diye açıklama çabalarında bulundu
ben o an o adam benim ağladığımı görmeyi hak etmiyor diye
bir çırpıda verdiği parayı aldım, fırına yürüdüm
içeri girdim
bir yandan ellerimle gözlerimi ovuştururken
bir yandan da parmağımla gösterdim:
’şu pastayı alabilir miyim acaba?’
sesimin çok titrediğini fark ettiğim için
sanki bir şeyim yokmuşçasına
güçlü olmaya çalışarak ekledim
’çikolatalı olan!’
genç adam gülümsedi
o kadar ki..
o gülümsemesi saçlarımı okşamasına eş değerdi
onun cebinde gülümsemesi vardı
doğrusu tam bir pasta parası ederdi
hiç beklemediğim bir şekilde sordu:
’ne oldu seni bu kadar ağlatacak?’
soru sanki cevap alınmamacasına sorulmuştu
yani o edayla sordu
sadece avutmak için
’pasta param az önce bira oldu!’ diyemezdim ki..
’babamın(!) babalığı az önce yok oldu..’ mu diyecektim !
gözlerimi ovuşturarak ’yok bi’ şeyim’ dedim
bir yandan gülümseyerek bana ’ağlama’ dedi
diğer yandan pastamı paketliyordu
o pasta ne kadar çikolatalıysa
ben de bir o kadar çocuktum !
sanırım babam
balık vermek yerine tutmayı öğretmek deyimini
çok ters anlamış, hem de çok..
bunu neden mi anlattım?
sen bir erkeksin
ne olursa olsun
cebinde hep bi’ ’pasta parası’ olsun
olur mu?
YORUMLAR
Yaa. Bu ne güzel, bu ne anlamlı bir aktarımdı.. Senin o güzel yüreğini öperim ben. Bunca duyguyu böylesi bir çırpıda ne harika aktarmışsın , hemde çok akıllıca ve çok cucukca..
Hep böyle olsun aklın ve becerin..... bil ama yerme emii . sen haklısın veselam..... Allaha emanet ol.
tebrik ediyorum seni..