- 843 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
TERÖR NASIL BİTİRİLİR?
Önce mevcut durumun tespitini yapalım:
Yaklaşık 35 yıldır var olan terör, hiç hız kesmeden devam ediyor. Son yıllarda toplu katliamlara varan olaylar meydana getirerek.
Cumhuriyet döneminin en uzun süreli iktidarlarından biri olan AKPARTİ iktidarı yaklaşık 10 yıldır her türlü kararı alıp uygulamaya sokacak kadar çoğunluğu elinde tutmaktadır. Buna rağmen terörü önlemeye muvaffak olamamıştır. Terör bitmek bir yana daha da azgın hale gelmiştir.
Terör olayları daha meydana gelmeden koruyucu önlemlerin en büyük gereği olan istihbarat, ABD ve İsrail’e ve onların teknik cihazlarına havale edilmiştir.
Büyük olaylar esnasında ABD ve İsrail menşeli istihbarat daima yanlış sonuçlar verecek şekilde güvenlik kuvvetlerimizi yanıltmış ve feci sonuçlar ortaya çıkmıştır.
Bu da göstermiştir ki, silahlı kuvvetlerimizle istihbarat paylaşımı yapan kaynaklar aslında terör örgütünün lehine çalışmışlardır. Yani öteden beri bildiğimiz bir husus böylece de kendini göstermiştir ki:
Terör örgütünün arkasında ABD başta olmak üzere Haçlılar ve İsrail vardır. İşin en garip tarafı terör örgütünün arkasında olan güçler bizimle istihbarat paylaşan ve cihazlarını sözde bizim emrimize veren güçler olduğu bilmem kaçıncı defa açığa çıkmıştır. Buna rağmen yetkililer hala onlardan istihbarat paylaşımı dilenmektedir.
Peki ne yapmak gerek?
Kendi başımızı kandi tırnağımızla kaşımaktan başka çıkar yol yoktur. Önce istihbarat kaynaklarımızı ve cihazlarımızı kendimiz üretmeliyiz. Nasıl mı? İşte şöyle:
1974 Kıbrıs Harekatımızın ikinci gününde yaşadığımız bir faciayı hatırlayalım…
Kendi savaş gemilerimiz, kendi uçaklarımıza düşman olarak gösterilmiş, çıkan savaş sonucunda, yani kendi hava kuvvetlerimizle kendi donanmamız hatırladığım kadarıyla 4 saate yakın çarpışmışlardı. Sonuçta Kocatepe muhribimiz batırılmış, Adatepe ve Fevzi Çakmak muhriplerimiz ağır yaralanmış, 50 den fazla askerimiz şehit olmuştu. ABD Dışişleri Bakanı Kissinger’ın alay etmesi ve dünyaya rezil olmamız da işin cabası. Bu bir istihbarat hatası idi. Telsiz konuşmalarımızın hiç güvenli olmadığı açığa çıkmıştı. Arkasından Başbakan Yardımcısı Prof. Dr.Necmettin Erbakan’dan bir açıklama geldi:
“Ordumuzun istihbarat ve muhaberesi için kendi elektronik sanayimizi kuracağız. Hem de en ileri teknikleri kullanarak… Kuracağımız elektronik sanayi, Almanya ve Japonya ile rekabet edecek seviyede olacaktır.”
Ertesi günü gazetelerdeki manşetleri görmeliydiniz. Kimi Hoca’nın hayallerini alay ederek anlatıyor, kimi hocayı hesap kitap bilmemekle, Almanya ve Japonya’yı tanımamakla, kimisi de halkın gözünü hayali sözlerle boyamaya çalışmakla itham ediyordu. Milli Görüş ve Erbakan günlerce alay konusu yapılmıştı. Karikatür ve mizah dili kullanılarak. Hem de en alçak ifadelerle…
Yaklaşık bir yıl sonra elektronik sanayimizin yüz akı ASELSAN hizmete girmişti. Hem Japon hem Alman elektronik sanyiinin seviyesi yakalanmış, ordumuzun istihbarat cihazları yerli olarak üretildiği gibi dünyaya da teknoloji ihracına başlanmıştı. Şayet Erbakan Hoca’nın kontrolü devam etseydi, ASELSAN dünya devi olabilirdi. Buna rağmen bugün hatırı sayılır bir teknolojik tesis ve yüzümüzün akı bir kuruluşumuzdur. Ne yazık ki Erbakan’ın ismi bile anılmaz ASELSAN tanıtılırken.
Konumuza dönelim; 10 yıldır iktidarda olan bir hükümet ve yetkilileri neden böyle yerli üretimleri düşünmezler? Heronmuş, Predatörmüş, bırakın bunları. Bunlar sizin aleyhinize çalışıyor, teröristleri koyun çobanı gibi gösterip askerlerimizi topluca şehit ettiriyor, sivil vatandaşları da terörist gibi gösterip size bombalattırıyor. Bunları savunmak da sizin gibilere kalıyor. Madem böyle araçlara ihtiyacımız var da neden biz üretemiyoruz? Teknolojiniz mi yok, teknik personeliniz mi yok, sermayeniz mi yok, aklınız mı yok, en kötüsü iradeniz mi yok?.. İyi ama ASELSAN ne güne duruyor? Neden imkan vermezsiniz. İstihbarat araç ve kaynaklarınız kendi kontrolünüzde olmadıkça terörü çözemezsiniz. Milli prestijimizi rencide etme pahasına her ay değil, her gün Obama ile görüşseniz, yalvarıp yakarsanız gene onlar bildiklerini işleyeceklerdir. Bu konuyu hemen ele almalı ve gerçekleşmesi için ne gerekiyorsa yapmalısınız. Hemen şimdi girişirseniz, o kadar erken yol almaya başlarsınız.
İstihbaratınız ve silahlarınızın yerli olması şarttır ama yetmez. Terörün bahanelerini ortadan kaldırmalısınız. Söz gelimi temel insan haklarını sadece Kürt vatandaşlara değil, tüm vatandaşlara sağlamalısınız. Öğrenme, inanma, inandığı gibi yaşama, dinini öğrenme, öğretme, tanıtma, rızık kapısı tesisler, altyapılar, ulaşım v.s. Açın İslam kardeşliğinin kapılarını. Kaynaştırın milleti birbirine. Milleti Devlet’le bütünleştirin, kaynaştırın!
Bütün bunlar sağlandıktan sonra gene terörü kullanmaya kalkan olursa da en etkili bir şekilde kaynağında kurutacak bilgi ve güç sizde olacağına, kimseden istihbarat beklemeye gerek kalmayacağına göre de gereğini yaparsınız. Kararlı bir şekilde… Cesaret ve karar sahibi olun.
İşte size gene bir örnek:
54. Erbakan Hükümeti iş başına geldiğinde terörün kaynağı olan Kuzey Irak’ta binlerce peşmerge kılığında CIA ajanı cirit atıoyordu. Buna Çekiç Güç deniliyordu. Başbakan Erbakan’ı ziyarete gelen ABD dışişleri bakanı Çekiç Güc’ün süresini uzatması, İran’la ticari ilişkiye girmemesi, İslam ülkeleriyle temas kurmaması gibi bir takım uyarılarda bulunma cüretini göstermesine rağmen, alınan cesur kararlarla 5 bin CIA ajanını Kuzey Irak’tan kovarak işe başlamıştı. 10 aylık iktidarında bunu başarmış olan bir hükümeti düşünün, 10 yıldır kahir ekseriyetle iş başında bulunup terörün tırmanmasına seyirci olan şimdiki hükümeti düşünün. Şimdi Kuzey Irak’ta 5 bin CIA ajanı yok, fakat Irak’ı milyonlara mezar yapmış bulunan ABD ve İngiliz güçleri var. ABD çekildi demeyin, Irak’ta ne vahşetler yaşanmakta olduğunu hepimiz biliyoruz. ABD çekilmedi, orada bir girdap hazırladı ki işgalden beter.
Bahanesini elinden alacağınız terörist uslanmazsa o zaman devletin kahredici pençesini indirerek gerekli cezayı verin. Ama asla ve asla teröristin arkasındaki güçlerle terör konusunda işbirliği ve pazarlık etmeyin. İstihbaratınızı kendiniz yapın, silahınızı kendiniz üretin. Kararınızı kendiniz verin.
Yoksa sittin sene iktidarda kalsanız bu kafayla ve bu şekilde mücadeleyle sadece terörü azdırırsınız. Günün birinde de dostlarınız (!) sizin terörle mücadelelerinizi insan haklarına aykırı bulup gereğini yapmaya kalkışabilirler.
Allah muhafaza buyursun!
Yeter artık çıkın kısır döngüden. Anadolu ağlayan analarla doldu.
Ekrem Şama
ekremsama@
YORUMLAR
Ekrem Bey, Sizin yazılarınızı mümkün olduğunca takip etmeye çelışıyorum.
Yazdıklarınız, akıllıca ve mantığa dayalı. Bu yazınızda da bir çok insanın düşüncesini gördüm. Düşünen ama dile getiremeyenlere tercüman olmuşsunuz. Bu demkki size gönülden katılıyorum.
0n yıllık Hükümet ve Geline sonuç yazdığınız gibi, bitme noktasında olan bir örgütü yeniden canlandırdılar.
yazınız için sizi yürekten alkışladım. Selam ve saygımla beyefendi.
ekremsama
hocam çok güzel söylüyor yazıyorsunuzda türkiyenin kendi iradesiyle dediğiniz heron tesislerini kurabiliyormu buna benzer istediği gibi silah üretebiliyormu mesele bu amerika izin vermediği müddetçe eliniz kolunuz öyle bağlı duracaksınız o ne verirse alacaksınız böyle kör topal misali ahlayarak vahlayarak devam edileceğe benziyor saygılarımla selamlar
ekremsama
İlginize teşekkür ederim.