Vatanın Evlatları...
Karanlık, ellerini yavaş yavaş çekerken tepelerden, kızıl ağırlık çöker terkettiği yerlerden.
Patika yollar silik silütleriyle usulca belli olur.
Gece kuşları avlarını tamamlamış tepelerdeki yuvalarına doğru çekilir.
Bulutlar dere yatklarından süzülür tepelere doğru, taşların üzerini yalayarak.
Ay, döner açık sarı yüzünü bulutların arasında mevzilerin üzerine.
Bir hışırtı bütün başları kaldırır mevziden, kırılan bir dal sesi, kulaklar dikkat kesilir, nefesler tutulur.
Bir damla düşse yere , bir böcek yürürse duyulur.
Anlaşılamayan seslerin şifresi çözülmeye çalışılır siperde.
Ve derin sessizliği bozar büyük bir ateş parçası.
Mevziden rastgele ateş başlar, karanlık açılır yavaş yavaş.
Kızgın namluların ateşleriyle yanıp sönen yıldızlar gibi görünür mevziler.
Ve herşey başladığı gibi sessizliğe gömülerek biter.
Aklına gelen isimleri çağırır ayakta duranlar.
Ve her cevapta "şükür" denir.
Her suskunlukta gözyaşı deler geçer kamuflaj üniformayı sanki.
Toprağa düşer.
Bir anda melaikeler sarar dumanları ,ateşi, acısı taze mevzileri.
"Bize cennete gidecek kutlu ruhlar var dediler ,onları almaya geldik" derler lisan-ı hal ile.
"Onlar biziz. Biz bu vatan uğruna can vermeyi şeref bilen necip milletin çocuklarıyız. " "Sadece birer ruhuz aslında ,bu beden dünya sürgünümüzde işlerimizi yapabilmemiz için giydiriler elbiselerdir. Ve artık o yükümüzü atıp saadete uçma vakti gelmiştir " derler şehidlerin ruhları.
Geride kalanların gözyaşları ,şehit kanlarıyla buluşur toprakta biriktiği yerde.
Ve isimler yavaş yavaş unutulur her geçen saniyede.
Bir yiğit gider ,bir yiğit gelir.
Bu memleketin çocukları,vefakar,cefakar analarının kınalı ellerini öperek, sevdalarının omuzlarına gözyaşlarını terkederek,babalrına "delikanlılığın hakkını" vereceklerini belirterek davul zurnayla giderler asker ocağına , salavatlar ile girerler cennete zamanı geldiğinde.
Ne korkarak bir köşede sinip yaşamak yakışır deliikanlılara.
Ne baş eğmek haine, eşkiyaya, vatan düşmanlarına.
Bir gül bahçesine girercesine...
Bu yüzler aydınlık olur her iki cihan.
Ne popçulara benzer Fransadan havlayan...
Ne topçulara benzer Yunan takımlarına dümenden transfer olan.
Ne paşa çocukları gibi "höt" desen ciğersiz,hain.
Ne bakan çocukları gibi alçak ,duyarsız.
Bu memleketin evlatları,kerpiç evlerde yaşayan,
Bu memleketin çocukları başlık parası biriktirmek için toprak altında kalan.
Aynı yaşta ve aynı kaderi paylaşan.
Biri iş kazasında keffaretini öderken memleketine.
Biri mevzide kurban edilir Büyük Orta Doğu siyasetine.
Onlar bizim delikanlılarımız...
Onlar cesaretle ;
"Bu topraklar özgür olsun diye kanlarımızla suladık
Ne ölümden korktuk ne zalime boyun eğdik.
Bir canımız vardı onu da vatana helal saydık.
Helal olsun vatana bu genç canımız
Helal olsun vatana kızıl kanımız" diyebilenler.
Bu memleketin fukara çocukları bir yamaçta...
Bu memleketin kandırılmış, hain elinde oyuncak çocukları diğer yamaçta.
Analar aynı ağlar.
Sevdalılar aynı kara yazmayı bağlar.
Ve yetimlik her dilde ölümle olur.
Ölüm her dilde aynı son’dur.
Bilir ki yüreği yaralı analar bu eziyetlerle yetiştirdiği delikanlı,
Bir daha ellerine sarılıp kucağında nazlanmayacak.
Bir daha sevdasını görüp heyecanlanmayacak..
Belki bir daha evladına sarılıp kokusunu içine çekmeyecek.
Ve bir daha ütü istemeyecek.
Gidenleri sevenlerine sorun.
Sevenlerin gözyaşlarında okuyun gençlerin künyelerini.
Geride kalan bebelerin bir daha baba eline sarılmayacak yumuk avuçlarına sorun.
Sorun!
Not: Memleketimizde yaşanan bu kirli savaşın bir "tiyatro" olduğu kanaatiyle bu bölüme ekledim.
Umarın anlaşılmışımdır. yanlış anlamalara sebep olacak bazı yerleri çıkardım.Zira bu konu istismara müsait bir mevzudur. Ve kimin savaşı olduğuna bir cevap bulabilmiş değilim.
Saygılarımla
YORUMLAR
Ben forumlara çok katılan biri değilimdir. Bir gün, bu fotoğraflar size ne anlatıyor isimli forum köşesini dikkatimi çekti. Öyle kareleri vardı ki.
Kendimi içinde buldum.
Dün gece yine aklımdan geçti...O fotoğrafı anlatan gün işte bugün, belki yarın, öbürgün, belki ertesigün, ya da günlerdenbirgün...
Fotoğraf mı ?
Şehit kanları üzerine gök yüzünden düşmüş ay ve yıldız.
Dalgalan ay yıldız, kim bilecek kaç yaşında göçüp gittin, 0 rh - , ab rh+
erolabi
Bu sebeple annlerin ve babaların, sevgililerin, yetimlerin halleri ve sesleri duyulmaz her kulakta...
Sadece büyük kanallardaki ağzı köpüren muhaberilerin ve sunucuların "reyting" muharebelerindeki gazaları kalır akıllarda.
Bir delikanlı...
Kolay yetişmiyor.
dağdaki de bağdaki de..
evlat
analar aynı yürekte aynı acoyı çekiyor..
kudaklara sarıp sütüyle büyüttüğü bebeği soluyor bir dağın tepesinde.
zor..
değerli yorumun ve özgün bakış açınız için şükranlarımı arz ederim.
erolabi
Bu sebeple annlerin ve babaların, sevgililerin, yetimlerin halleri ve sesleri duyulmaz her kulakta...
Sadece büyük kanallardaki ağzı köpüren muhaberilerin ve sunucuların "reyting" muharebelerindeki gazaları kalır akıllarda.
Bir delikanlı...
Kolay yetişmiyor.
dağdaki de bağdaki de..
evlat
analar aynı yürekte aynı acoyı çekiyor..
kudaklara sarıp sütüyle büyüttüğü bebeği soluyor bir dağın tepesinde.
zor..
değerli yorumunuz ve özgün bakış açınız için şükranlarımı arz ederim.
erolabi
Bu sebeple annlerin ve babaların, sevgililerin, yetimlerin halleri ve sesleri duyulmaz her kulakta...
Sadece büyük kanallardaki ağzı köpüren muhaberilerin ve sunucuların "reyting" muharebelerindeki gazaları kalır akıllarda.
Bir delikanlı...
Kolay yetişmiyor.
dağdaki de bağdaki de..
evlat
analar aynı yürekte aynı acoyı çekiyor..
kudaklara sarıp sütüyle büyüttüğü bebeği soluyor bir dağın tepesinde.
zor..
değerli yorumun ve özgün bakış açınız için şükranlarımı arz ederim.
ÇOK GÜZEL BİR YAZI BİZİM ASKERİMİZ GİBİ ASKER YOKTUR DÜNYADA ÇÜNKÜ BİZİM KADAR VATANINI SEVEN YOKTUR O KADAR ÇOK SEVER Kİ VATANINI ÖLÜME GİDER KORKMADAN
TEBRİKLER
SAYGILAR
erolabi
selam ve saygı ile.