- 1750 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KSÜ’den ödül alan atışma
KSÜ’den ödül alan atışma
Nisan’ın 14’ü… saat 18 suları…
Çalan telefonumdaki sesle aramızda şöyle bir muhavere geçti:
- Ben, KSÜ Kahramanmaraş ve Yöresi Kültür Değerlerini Araştırma ve Uygulama Merkezi müdürü, öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Erşahin…
- Buyurun hocam, ben de Mehmet Gözükara… sizin için ne yapabilirim?
- Biraz önce bir öğretmen arkadaş bazı hocalarımıza Söz Kuşandı Şairler Kılıçtan Keskin Atışmalar adında bir kitap dağıtıyordu. Baktım, ilgimi çekti; mümkünse bir tane de ben rica edecektim…
- Hay hay hocam.. ne demek… başım üstüne!.. İlgili arkadaşa hemen söyleyeyim size de bir tane bıraksın…
Ardından, -ilgili dediğim- hemşehrimiz, Çiçekli Kasım Bal’ı arayarak durumu kısaca izah ettikten sonra, “Sana ayırdığın kitabı İbrahim hocaya verirsen beni çok sevindirirsin” dedim. Sağ olsun, Kasım Bey de çok memnun oldu bu alakaya. Kendine ayırdığı kitabı derhal Hoca’ya ulaştıracağını söyledi…
Ay döndü… tarih 10 Mayıs Perşembe gününü gösterirken yine telefon, yine Erşahin... İsmini kaydettiğim için, arayanın kim olduğunu artık biliyo-rum. Hal hatır soruştuktan sonra İbrahim Bey, “KSÜ olarak, 23 Mayıs tarihinde yapılacak olan ödül töreninde, Söz Kuşandı Şairler Kılıçtan Keskin Atışmalar isimli kitaptan dolayı Ahmet Bulut’la bendenize de ödül vermeyi düşündüklerini, ancak bunun maddi olmadığını” söyledi. Aramızda geçen konuşmayı aktaracak olursam:
- Bir üniversiteden ödül adına her ne verilse bizim için büyük kıymet ifade edecektir…
- Bu sözünüzden, ödül törenine katılacağınızı çıkarabilir miyim?..
- Elbette Hocam…
Telefonu kapatmadan önce “Bir zahmet, Ahmet Bey’e de durumu izah ederseniz işimi kolaylamış olursunuz” dediler. Ben de tamam diyerek vedalaştık.
Çok geçmeden, üniversitenin yapmış olduğu değerlendirmeler sonucu Elbistan’dan dört ismin ödüle layık görüldüğü anlaşıldı.
1. En iyi köşe yazarı ödülü: Arif Bilgin;
2. Un Sandığı serisinden dolayı kitap ödülü: Mehmet Göçer;
3. “Âşıklar şölenine yaptığı katkılardan” ve Söz Kuşandı Şairler Kılıçtan Keskin Atışmalar isimli çalışmadan dolayı Ahmet Bulut’la Mehmet Gözükara.
22 Mayıs günü, ödüle layık görülen isimler olarak, aramızda, ertesi sabah benim kullanacağım -Elbistanın Sesi gazetesine ait- bir taksi ile yola çıkmak üzere sözleştik. Bir kişi ilavesiyle öyle de oldu. İl encümen üyesi Ali Demir’in de katılmasıyla arabadaki yolcu sayımız beşe çıkmıştı.
Sayın Mehmet Göçer, vali beyden bizim adımıza bir randevu almıştı. Bu randevuya gecikmeli olarak katıldıktan sonra, Ali Demir’i işlerini bitirmesi için orada bırakarak üniversiteye geçtik.
Üniversiteye geldiğimizi telefonla bildirdiğimiz Yrd. Doç. Dr. İbrahim Erşahin bize hoş geldiniz dedikten sonra, program gereği yemekhanede yemek yenileceğini söyleyerek yolu tarif etti. Yemekhaneyi elimizle koymuş gibi bulduk. Kapıda karşılanarak içeri buyur edildik. Burada karşılaştığımız; Bahaettin Karakoç’la oğlu Oğuz Bey’in yanı sıra Abdulhakim Eren, Serdar Yakar ve Yaşar Alparslan’la ayaküstü kısa bir hal-hatırdan sonra Bahaettin ağabeyle fotoğraf çektirdik.
Buradan, merasim için hazırlanan salona geçtik. Salon oldukça kalabalıktı. Koltukların önüne sonradan konulan koltuk ve sandalyeler dolduğu gibi, iki giriş kapısının ağzında ayakta duran ve giyimlerinden öğrenci oldukları anlaşılan çok ciddi bir seyirci kitlesi vardı.
Üniversite rektörlüğü ve KSÜ Kahramanmaraş ve Yöresi Kültür Değerlerini Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü’nce bahar etkinliklerinin üçüncü gününde “Kahramanmaraş Kültürüne Hizmet Ödülleri Töreni ve Âşıklar Şöleni” programı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programın açılış konuşmaları kapsamında merkez müdürü Yrd. Doç. Dr. İbrahim Erşahin, merkezin faaliyet alanları ve çalışmaları hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Rektör Karaaslan ise, kültürün bir toplumun kimliği ve hayatı olduğunu belirterek küreselleşmenin bu değerleri yıpratıp yok ettiğini ifade etti. Üniversitenin ve bilim insanlarının kültür değerlerinin yaşatılmasına katkı sunması gerektiğini kaydeden Karaaslan, üniversite olarak bu amaçla çalışmaya koyulduklarını, önümüzdeki yıllarda kapsamı genişleteceklerini ifade etti. “Şehrimizin değerlerine sahip çıkacağız” diyen Karaaslan, katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.
Yedi kategoride düzenlenen ödüller kapsamında Kurum Kategorisinde Aksu TV, Alkış Dergisi, Kahramanmaraş Kültür Sanat Derneği ve Kahramanmaraş Kültür Sosyal İşler Müdürlüğü; kişi kategorisinde Yaşar Alpaslan, Prof. Dr. Durmuş Öztürk, Osman Sayın, Ahmet Akkurt, Hüseyin Kopar, Kadir Tanır, Arif Bilgin, Bahaeddin Karakoç, Eshabil Karademir, Hikmet Temizyürek, Hacı Ali Özturan, Yrd. Doç. Dr. Hamza Karaoğlan, Doç. Dr. Mevlüt Erdem. Yrd. Doç. Dr. Rahmi Çetin, Porf. Dr. Orhan Doğan, Doç. Dr. İlyas Gökhan, Prof. Dr. Mehmet Özkarcı, Doç. Dr. Nejla Günay, Mehmet Göçer, Salman Bakır, Tuba Yalınkat, Hasret Sarıçiçek, Mahmut Bayram Orhan, Mustafa Edip Çelik, Pakize Yıldız, Gökhan Tiryaki, Harun Şahin ve İbrahim Erşahin ödüle layık görüldüler. Kahramanmaraş Kültürüne Hizmet Ödülleri töreninin onur ödülüne ise Abdurrahim Karakoç layık görüldü. Karakoç’un ödülünü yeğeni Oğuz Karakoç aldı. Ödül törenine Kahramanmaraşlı aşıkların atışması damgasını vurdu. Karaozan Eshabil Karademir, Öksüz Ozan İhsan Öksüz, Ozan Bulut Bahattin Bulut, Aşık Rıza Rıza Çifçi, Aşık Nuri Nurettin Kardiş, Ozan Karaoğlan Mustafa Kar, Dertli Adem Adem Kar, Mehmet Gözükara ve Ahmet Bulut şiir ve atışmalarıyla izleyicilere keyifli anlar yaşattı. Tören, ozanlara plaket takdimi ile sona erdi Şehir-üniversite buluşması olarak değerlendirilen törene katılanların memnun oldukları her hallerinden anlaşılıyordu.
Törende belli zaman aralığında sahneye davet edilen ödüle layık görülen gruplar ödüllerini topluca sahneye anons edilerek çağrıldıktan sonra ödüllerini alıyordu. Programın bir yerinde, ödül alacakların yanı sıra “Bahaettin Karakoç” ismi de anons edildi. Gözlerin bir anda kendisine çevrildiği Karakoç mikrofonu istedi. Belli ki diyecekleri vardı. Mikrofonu alınca yaptığı, bildik üslubuna uygun sertlikteki konuşması seyircilerden yükselen tempolu alkışlarla sık sık kesildi. Maraşlı bir şair olarak Maraş’a yaptığı katkının gözardı edilmesinin içini kanattığı Karakoç’un her sözünün satır arasında bir dantela gibi örülüp gelmekteydi. Kendince haklıydı da. Belki kullandığı dil ağırdı, ancak muhatapları da daha azını hak etmiyorlardı hani…
Oldukça keyif alarak seyrettiğim programın, elde olmayan sebeplerden dolayı uzadığı için alelacele bitirilişinin ardından, yan yana oturmakta olduğumuz Mustafa Kök hocamla Elbistan ekibi bir araya gelerek ayaküstü sohbet ederken, Yrd. Doç. Dr. İbrahim Erşahin’in odasındaki çay davetine icabet ettik. Erşahin’in oldukça nazik ve mütevazı bir kişiliği vardı. Oradan buradan derken söz döndü dolaştı bizim yaptığımız atışmaya geldi. Erşahin’in atışmamızla ilgili bir makale yazmayı arzu ettiğini söylemesi memnuniyetimi bir kat daha artırmıştı. “Vakit geç olmadan yola çıkalım” deyince; Mustafa hocamın “Hele durun bakalım, üniversitemizde Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç adına bir kütüphane var. Orayı bir gezelim, ne kadar acelecisiniz…” demesi üzerine kütüphaneye geçilerek Mükrimin Halil merhum adına düzenlenen ve kitap ve arşivinden oluşan kütüphaneyi gezdik ve ilgilisinden malumatlı bilgi aldık. Bilahare, görevliye teşekkür ederek üniversiteden ayrıldık.
Ayrıldık ayrılmasına da, yine çok sevdiğimiz Elbistan’a hareket edemedik. Tabii ki, Mustafa hocamın illa da dondurma ve tatlı yedirme davetini geri çevirmemizin kabalık olacağını düşündüğümüzden…
Nihayet, Maraş merkezde bizden haber bekleyen Ali Bey’i de alarak akşama yakın Maraş’tan yola koyulduk. Maraş’ı tam terk etmeden önce Ali Bey, Ak Parti il binasında il başkanına bir evrak vermesi gerektiğini söyleyince, il binasının tam önünde bir yere park ederek Ali Bey’in varıp gelmesini bekledik. Ali Bey; Ak Parti il başkanı Fatih Erkoç Bey’in “Eğer misafirlerin vakitleri varsa buyursunlar bir çayımı içsinler. Hem de bir atışma kitabı versinler” dediğini ve programın en beğendiği yerinin Ahmet Bey’le benim okuduğum atışma bölümü olduğunu söylediğini iletti. Başkanın bu nazik davetine teşekkür ederek yola revan olduk.
Yola çıkalı bir saate yaklaşmıştı ki, akşam namazı geçmesin diye, kamyoncuların durduğu bir lokantada mola verdik. Ali Bey bize bir yemek ısmarlamak istediğini söyleyince itirazsız kabul ettik. Namazımızı kılıp, yemeğimizi yeyip, çayımızı içtikten sonra tekrar yola düştük. Dolu dolu geçen bir günün ardından arabada yapılan kahkahalı sohbetleri de eklersek, herkesin imreneceği bir gün geçirmiş olarak Elbistan’a dönmüştük.
YORUMLAR
Değerli kardeşim,Elbistanımız adına senin ve diğer isimlerin başarıları gurur verici...tebrik ediyor devamını diliyorum...ayrıca düz anlatımın da şiirlerin kadar kaliteli ve akıcı...seyehati baştan sona yaşattın..kalemine bin sağlık.
Gözükaram
Çok net bir alatımınız var.. Sanki sizinle beraber gezdim, dolaştım ve hatta ödül bile aldım hissine kapıldım.. Kaleminiz daim olsun.. Saygılar...
Gözükaram
Güzellikler paylaşıldıkca artar demişler... Sizlerin benimle gezip ödül bile almasına ve okuduğunuz yazıyı anlaşılır bulmanız beni sevindirdi.
Nice güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle.
Selam sevgi ve muhabbetle.
Mehmet Gözükara