iir Günlüğüm/ 7.BÖLÜM (Dünya ve Türkiye Gündeminden)
Yaşanan olaylara da değinmişiz zaman zaman özellikle Azerbaycan ve Bosna’da yaşananlara...
Somali ve elbette ki Türkiye’ de…
Her gün gazetelerde boy boy resimleri görmek ve yapılan zulümleri okumak içimizi dağlardı...!
Elimizden duadan başka bir şey gelmezdi Yürekte oluşan feveranı kaleme alarak sitem eder, öfkemizi deftere dökerek belki de bir nebze kalbimizi rahatlatırdık.. Diyorum çünkü; muhatabı bilmedikten, duymadıktan sonra yazdıklarımın bir anlamı olmuyordu. O sebeple başka nasıl adlandırabilirim bilmiyorum…
Azerbaycan’da ki zulme tepki dizeleri
Türk’ün Dramı
Bir avuç Türk’e tanklarla vuran
Sanır ki keserim sesini Türkün
Tek bir ses olur dünyayı sarsar
Kainatta duyar gücünü Türk’ün…
Bosnam…
Yas tuttu çocukların o güleç yüzü
Anaların omuzunda tüfeği topu
Kalmadı Emine’min, Aişe’min namusu
Bosnalım size vuran vurana…
……
Tüfeğin namlusudur öpen
Çocukların çatlak dudaklarını
Ateş rengi tepelerden gelen
Zalim orduların akını
Birliğe davet şiirinden bölümler…
Bosna benim, Azerbaycan, Filistin benim
Kıbrıs benim, Somali ve doğu benim
Beş parmağın beş tırnağı elimin
El ayrı parmak ayrı olur mu?
…..
Yara derin sargılarla sarılmaz
Şimdi birlik zamanı geri durulmaz
Göz sakat kafa sağlam olunmaz
Göz ayrı kafa ayrı olur mu?
..
Uyan ey Müslüman gaflet uykundan
Kahpe düşman ayırır özün özünden
Akmıyor mu kanlı yaşın gözünden
Kan akar, damar kalır olur mu?
Öfkelenip; ‘’Hani Türkün güçlü sesi yumruğu
Hani nerede gardaşları için can verenler nerede!’’ diyerek serzenişlerde de bulunmuşuz..
Siyasilerin sözlerine kızıp: ‘’Allah’tan korkmaz kuldan utanmaz’’ demişiz ama kendi kendimize demişiz kimse duymamış..!
Allah yok etsin acizliğimizi, affeder mi vurdum duymazlığımızı
Bilmem neden uykudan uyanmadığımızı, nasıl anlatacağız sefamızı
Hesap günü geldiği zaman Bedenler kaskatı kesilir o an
Diller dönmez oluruz lal! Nasıl anlatacağız halimizi..
Ne diyeceğiz!
Gözümüz kör kulağımız sağır mıydı? Elimiz silah tutmuyor muydu?
Ahirette yalana dönmez uzuvlar davacı olacak şehit müslüman
Cevap verecek sözümüz var mı?
Diyerek, gün gün vuku bulan olayların kalpte ki tesirinin dizelere hep devam etti… Çaresizlik çok kötü bir şey.. Çok şey yapmak istiyorsunuz ama ne eliniz yetiyor ne diliniz yeterince anlatabiliyor… Öfkemiz ve kırgınlığımız kimeydi! Düşmana mı yoksa yeterince karşı duramayan Müslümanlara mı! Gerekli tepkiyi vermeye cesareti olmayan İslam ülkelerine mi?
Karışmıştı her şey, aklım ermiyordu bir türlü kızıyordum ama en çok da kendi çaresizliğime belki de!
Her gün gelen katledilen; kadın genç, çocuk haberleri kapanmayan yaralar açıyordu kalbimizde.. Lakin hiçbir şey gelmiyordu elimizden duadan başka…
O zamanlar çok şiirler yazmıştım.. Şiirlerin hepsini yayınlamam mümkün olmadığından bazılarını paylaşabiliyorum..
Defterimde; Arada kendime dem vurup ‘’ hey yolcu dur nereye bu gidiş’’ misali şiirlere de yer veriyor ve özüme dönmeye, özümü davet ederek yeni bir başlangıç tabiri caizse yeni bir milat oluşturuyordum, içimde…
Devam edecek..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.