Yine Zevrak-ı Derunum Kırılıp Kenare Düştü
Yine zevrak-ı derûnum kırılıp kenâre düştü
Dayanır mı şîşedir bu reh-i seng-sâre düştü O zamân ki bezm-i cânda bölüşüldü kâle-i kâm Bize hisse-i mahabbet dil-i pâre pâre düştü Gehî zîr-i serde desti geh ayağı koltuğunda Düşe kalka haste-i gam der-i lûtf-ı yâre düştü Erişip bahâra bülbül yenilendi sohbet-i gül Yine nevbet-i tahammül dil-i bî-karâre düştü Meh-i burc-ı ârızında gönül oldu hâle mâ`il Bana kendi tâli`imden bu siyeh sitâre düştü Süzülüp o çeşm-i âhû dedi zevk-i vasla yâ hû Bu değildi niyyetim bu yolum intizâre düştü Reh-i Mevlevîde Gâlib bu sıfatla kaldı hayrân Kimi terk-i nâm u şâne kimi it`ibare düştü |