N'olur
Kirpiklerinin sakladığı gözlerine vuruldum ilk önce,
And olsun ki senden başkasına bakmadım Dılé. Yıkılmış viran ülkeme nasıl sığdırabilirim sensizliği Bu yalnızlığın resmini nasıl çizebilirim sen yokken hayatın orta yerine Anla beni n’olur Düşlerim kesmişse kollarını kan revan Senli zamanların diyetidir. Ve yanık kokusu geliyorsa bir yerlerden Kapkara gözlerinde yanan kalbimin etidir... Affet beni n’olur Ne dudaklarının kokusu dindirebilir bu kentin acısını Ne saçlarının telinde salınan bahar serinliği sarılabilir bedenine. Bilsen ne çok dağıldım sokaklarında dolaşırken adım adım. Bu kaçıncı yüzyılıdır lal olmuş mevsimlerin koynunda büyüttüğü Yokluğunda devrik cümlelerin ortasında kalan, Sana benzettiğim kaç iklim geçip gitti Temmuz sıcağında üşüyen parmaklarımdan öç alıyorum Dılé Alnının çizgisinde yürüdüğüm yollarım bitti... Darılma bana n’olur Unutmadıysam gözlerini diye Ve seni anlatan bütün kelimeleri sakladıysam zulamda, kırılma. Gelmedin! Gelipte görmedin Uçurum boyu sana dair aydınlık günlerimi güneşe serdiğimi. Şimdi söyle bana Dılé Sen böyle uzakta sırılsıklam bir gecenin koynunda ısınırken Cesedime sarılmış bu kör kuyudan ne kadar kaçabilirim Ben böyle üşürken düşlerine girip kendimi nasıl yakabilirim Hadi susma n’olur... Ekim/ 2012 Uzaklar |
Dılé sen ömrüm diğer yarısı ruhumun
sen sana özlemlerimin sığamadı kelamlarımsın
sen geceleri yüreğimin mabedi bellediğim dua kapımsın
uçurum kıyılarında gelişinin aydınlığını beklediğim nadide çiçeğim
affet yokluğunda yıkılan bir kentin sokaklarında sessizce seni adımladığım ismini fısıldadığım için
susma sustukça yaşayan bir ölü yapma beni Dılé
ah Dılé nasıl duymazsın bu yakarışı
Sözün yetmediği bazı şiirler vardır kelimeler bile ağlar kifayetsizliğine ya hani işte bu şiir sesi o kadar yüksek ki anlatılmaz yaşamadıkça
Takdirim ve dahi saygım ile şair