Anlatı

Ruhları birden fazlasını görenlerin öykülerine kucak açıyor Ölü Çiçekler Müzesi. Sınır dışlarına uzanmış zihin ve kalplerde fazlaca taşınan türlü duyguların, bireyleri sonunda gerçekliğin dışına taşırması sürpriz değil. Gözde Kurt, işte bu boyutta yaşananların trajikomik ve tuhaf fotoğraflarını gözlerimizin önüne taşıyor; sanki okuyucuya çok boyutlu bir aynayı gönüllü olarak sunuyor. Öyle ..»»

OLUMDEN SONRAKI HAYATIM»»

Dünyayı şaşırtan kedi Oscar’ın hikâyesi Türkiye’de! Epsilon okurları ölümü hisseden kedinin dokunaklı hikâyesiyle hem duygulanacak hem de eğlenecekler. Sadece kedi severlerin değil, iyi kurgulanmış kitapların takipçilerini kesinlikle derinden etkileyecek unutulmaz bir kitap! “Olağanüstü yeteneklere sahip hayvanlarla ilgili anlatılan hikâyeleri seviyorsanız ya da hayat ve ölü..»»

Berat Alanyalı; insanın duygusal derinliklerini yalın sözcüklerle anlatabilen bir yazar. İlk kitabı "Tin Kovuğu" ile öykü dünyamızda yer alan bu özgün yazar, kısa, daha kısa, bazen çok kısa yazmayı ve okurunu düşünmeye zorlamayı seviyor. "Ömrün Yazı" tamlamasındaki çift anlam bu kitaptaki öykülerin bölümlenmesinde de, yazarın anlatımında da tanımadığımız dalga gibi vuruyor insanı. Bazen bir c..»»

Nâzım Hikmet`in 1938`de İstanbul Tevkif-hanesi`ndeyken yazdığı, yarım kalmış roman ve anlatı parçalarıyla dolu defterler ilk kez gün ışığına çıkıyor. Elinizdeki kitabın ana gövdesini Nâzım Hikmet`in beş bölümünü yazabildiği "Orası" adlı roman oluşturuyor: Hapishane ortamının ustalıkla betimlendiği, birbirinden ilginç çok farklı tiplerin birarada anlatıldığı romandaki kişilerin ve olayların..»»

Öteki Kâbuslar'da yer alan öykülerde böcekler, ya da küçük, "kâbus" gördüğümüzde rüyalarımızda etkin olabilecek yaratıklar var: akrep, hamamböceği, çekirge, kurbağa, kaplumbağa... Yiğit Bener, on altı öyküsünün yer aldığı kitabında asıl kâbusun bu yaratıklarda değil, kendi içimizde olduğunu anlatıyor. "Hiç sağa sola sapmadan doğrudan söylemek gerek, kimsenin gözünün yaşına bakmayan, siyasal o..»»

"Üç erkek sesi karanlık gökyüzü ile ondan da koyu yeryüzü arasında sıkışmış, karanlığı yırtmaya çalışıyordu. Kimi zaman annesini kaybetmiş enik sesi gibi titrek ve ürkek, kimi zaman da kapana sıkışmış vahşi bir aslan kükremesi kadar yırtıcı ve meydan okuyucuydu. Bütün ton değişikliklerine karşın uyumu kaybetmeme, birlikteliği bozmama çabasındaydılar. Üstlerine çöken, altlarından çeken kabustan kur..»»

Sıkışıp kalmak! Kıpırdayamadan... Sessizliğin içinde, kırılgan... Bir öykünün girişi... Sonu daha yazılmamış. Kanepeye uzanıyorsun. Gözlerini kapatıp kuruyorsun, bir daha bir daha! Kapalı bir kutu. Sağır... Kör... Dilsiz... Dilenci yaşamlar düşledin hep. Kıskandın! Denizin üzerinde dönüp duran martıların sesi geliyor kulağıma. Karşıya geçip de iç sokaklara girinceye değin duyuyorum çığlıkl..»»

Sanki eksiktim yarımdım... İki arada bir derede... Arafta Oysa içimde devcileyin ırmaklar çağıldıyordu. Gün ışıklarını hain bir sevgili gibi çekiverince yeryüzünden yüreğimin sol köşesindeki cevher ağrıyordu biteviye ağlıyordu. Gün aldatıyordu ama karanlık rahat komuyordu adamı. Dertler bulut bulut üzerime yağıyordu. Bir başıma zaman ve mekanın, yeryüzünü parselleyen tüm kirli sınırl..»»