Yemine gerek görmeyecek kadar sözlerine sadık ol. DALE CARNEGİE [Paylaş]
E-mail: Şifre: Facebook ile bağlan Üye ol | Şifremi Unuttum
Türkiye Şiir Platformu
ANASAYFA ŞİİRLER Edebiyat Defteri YAZILAR Edebiyat Defteri FORUM Edebiyat Defteri ETKİNLİKLER Edebiyat Defteri NEDİR? Edebiyat Defteri Kitap KİTAP  Edebiyat Defteri Tv TİVİ Edebiyat Defteri Sesli Şiirler MÜZİK Edebiyat Defteri BLOG Edebiyat Defteri Atölyeler ATÖLYE  Edebiyat Defteri BİCÜMLE Edebiyat Defteri ARAMA Edebiyat Defteri İLETİŞİM
Yeni Şiir Ekle Şiirinizi eklemek için tıklayın.
• Anasayfa • Şiirler • Yeni Şiirler Sesli şiirler Sesli Şiirler Resimli şiirler Resimli Şiirler Bugün Eklenenler Bugün Eklenen Şiirler • Etkili yorumlar • Seçki Şiirler • Son Eleştirilen Şiirler • Son Yayınlanan Şiirler • Yazılar • Makaleler • Öyküler • Denemeler • Söyleşiler • Mektuplar • Masallar • Anılar Bugün Eklenen Yazılar Bugün Eklenen Yazılar • Tüm Yazılar • Etkili Yorumlar
• Edebiyat Defteri
• Yazım Türkçeleştirici • Türkçe Sözlük • Site Kuralları
Online Üyeler


İçerideki üyelerimizi görmek için üye olmanız gereklidir.

Üye olmak için tıklayın.

Online Üye:49







Ofisteki Kız-2 

Yeni bir ortam ve yeni insanlarla tanışacak olmamın verdiği merakla karışık heyecan sıklaştırdığım adımlarla beni sürüklemeye başladığında, Ofisin kapısından ilk kez girmiş ve biraz da geç gelmenin bana verdiği avantajla içerideki herkeze üstünkörü bir bakış atabilme, dolayısıyla da oradaki herkesin benim geldiğimi farketmesine olanak verebilmiştim. İnsanlarla ilişki kurabilmek konusunda fazla yetenekli olmamama karşın sıcak ve neşeli kişiliğim sayesinde zaten anlaşabileceğim insanlarla bir araya gelebileceğimden kuşkum olmaması ve tabii ki üniversiteden tanıdığım Muhsin yani nam-ı diğer Müs'le aynı ortamda çalışacak olmam, heyecanımın biraz da tatlı bir bekleyişe dönüşmesini sağlıyordu.

İlerleyen zaman tahminimde yanılmadığımı bana göstermiş, çok geçmeden Özkan yani ben, Müs ve Acar'la birlikte ateşleyicisi bizim olduğumuz çekirdek bir grup oluşturmuştuk. Neriman'ın da hayatımıza girişi aşağı yukarı bu ilk zamanlara denk geliyordu. İlk zamanlar, dikkatle bakıldığında farkedebileceğiniz renkli gözleri dışında pek dikkatimizi çekmeyen, hayatımıza yapacağı etkileri o zamanlar tahmin edemeyeceğimiz ve bence ortalama güzelliğe sahip bir iş arkadaşıydı bizim için. Bu özellikleriyle de erkekler arasynda birbirimize yaptığımız yakıştırmalarda listeye bile girememesine aldırmıyorduk, sonuçta ara sıra iş çıkışlarında ya da hafta sonlarında bize katılan diğer hatunlardan bir farkının olmadığı kesindi. Taa ki...

Evet, taa ki Neriman'ın bana kur yaptığını farkedene kadar... Önceleri öğle yemeklerinde ve Ofiste bana karşı yaptığı küçük oyunlar biraz düşünmeme sebep olmuş, ancak zaman geçtikçe onun benden hoşlandığına dair hiç şüphem kalmamıştı. Tüm bu düşüncelerin artık bana hiçbir şey vermediğine inandığım ve artık bi kısır döngüden ibaret olmaya başlayan dört yıllık ilişkimi sorgulamaya başladığım bi dönemde beni yakalamış, ve ben istemesemde artık benim de ona karşı pek de boş olmadığım gerçeğinin ayrımına varmaya zorlamıştı beni.

Bu gidiş, sevgilimden ayrıldığım günlerde aklımın iyice o'na yoğnlaşmasına, ama belki de zaten bitecek olan ilişkimi Neriman yüzünden bitirmiş olmam olasılığından da bir o kadar nefret etmeme ve bu yüzden aklımın karışmasına sebep oluyordu. Aslında bu sisli ortamda yapylacak iki şey vardı ve ben kabul etsem de etmesem de ya ondan uzaklaşacak ya da sevgilimin, yani eski sevgilimin ayrılırken bana söylediği gibi "onla çıkmaya başlayacaktım".

Şimdi ne kadar aptalca olduğunu anladığım tüm bu düşünceler evde, ofiste ve tabii ki Acar ve Müs'le birlikte olduğumuz zamanlarda da olduğu gibi, kafamın içinde dolaşırken yine dışarıda olduğumuz bir gecenin iki buçuğunda aldığımız alkolden aldığı cesaretle Muhsin'in -onda ki benim o ana kadar farketmediğim değişikliğin, yani- son günlerde neden ayaklarının yere değmediğini anlatmak için, içini bana dökmesiyle, aslynda baştan beri gözümüzün önünde olan , ama birtürlü hiç birimizin farkına varamadığı tuzağın içine benim de düşürülmek üzere olduğumu dehşetle farkettim.

Çünkü, Muhsin'de Neriman'ı seviyordu ve ona göre aslında başlarda hiç aklında olmamasına rağmen! Onu Neriman bu kadar ateşlemiş ve yaptığı birbirinden davetkâr ama bir o kadar da belli belirsiz olduğu için ancak üst üste konduğunda bir anlam ifade edebilecek hareketleriyle kelimenin tam anlamıyla Müs'ü kendine aşık etmişti…

Muhsin'in arabası... Saat gece yarısı 3'ü biraz geçmiş... Taksim dönüşü evin otoparkındayız... Müs teypten gelen silik müziğe aldırmadan gözlerini kapamış ve uzun zamandır içinde biriktirdiği düşünceleri ardı ardına kelimelere döküyor... Ve ben artık her şeyi apaçık görebiliyorum, Neriman'ın bana duyduğunu sandığım düşüncelerin bi kısmını ona da anlattığım için az çok bendeki durumun farkında olan Muhsin, belki de beni Neriman'a giden yolda bir engel olarak görüyor ve muhtemelen bu konuşmayı beni bir rakip olarak görmek yerine onun yanında olmam için yapıyordu.

Düşündüğü gibi de oldu, ama benim desteğim de Muhsin'in Neriman'ı elde etmesine yetmedi. Çünkü aslında türünün bir çok örneğine, biz erkeklerin hayatımızın çeşitli dönemlerinde rastlayabileceğimiz Neriman gibi kızlar, sadece bir kişiyle yetinmezdi. Bunu düşünmemi sağlayan şey ise Müs ona açıldığında Neriman'ın beni ve Acar'ı da kastederek "Ben aslında hapinize aynı yakınlıkta davranıyorum ve sizi arkadaşım olarak görüyorum." demesiydi. Öyle ya üçümüz de onun dağıttığı mavi boncukları kendimize yordukça, ona gitgide daha çok bağlanıyor ve bu da onun gibi "ilgi odağı olmaktan" bu kadar zevk alan biri için, üçümüzden birisiyle çıkmakla vazgeçilemeyecek, üç kez daha fazla bir zevk haline geliyordu.

Bir süre daha oyunu onun kurallaryna göre oynamaya devam ettik. Bu arada ben, Neriman'ın, güya Müs'ün "süpriz!" açılmasıyla içine düştüğü şaşkınlığı anlatmak için başvurduğu bir sırdaş; Acar ise çakılan Müs'ü teselli eden anlayışlı kader arkadaşını oynuyordu. Ancak bu ikili ayrım Muhsin'in hiç hoşuna gitmemiş ve önceleri özellikle bana karşı olmak üzere Acar'a karşı da zamanla cephe almasına ve bir nevi onun bu çakılışında bizi suçlamasına sebep olmuştu. Geçen zaman Müs'ün kendini bizim gruptan iyiden iyiye soyutlayarak kendine alternatif gruplar oluşturmasına, benim ise Müs'ün verdiği tepki yüzünden biraz da suçlamaya başladığım Neriman'ın ilk bakışta gösterdiği anlayışlı, masum yüzüne karşın, sonradan gösterdiği dengesiz davranışları ve daha bunlara eklenen bir kaç sebepten dolayı gün geçtikçe ondan uzaklaşmama sebep oldu.

Şimdilerde Neriman, kendisine karşılıksız! ihtimam gösteren Acar'ın ilgisiyle idare etmek durumunda çünkü ne Müs, ne de artık nazını çekebileceği insanların sayısını sınırlı tutmaya karar veren ben, Neri ile uğraşacak durumda değiliz

E, ne mi yapıyorum şimdi? Acar'la paylaştıklarımıza Müs'ü ortak etmeye çalışıyorum, tabi bu arada Neriman'dan mümkün olduğunca uzak durarak. Ama korkarım ki tüm anlattıklarıma ve belki de "Neriman'ın tüm bunları bilinçli olarak ve onun hava sahasında çakılan her erkekten (kurban) sonra listeye bir check daha attığını" dahi söylememe rağmen Müs hâlâ Neriman'dan hoşlanıyor ve yine hâlâ bizim gruptan mümkün olduğunca uzak duruyor.

Muhsin'in hikayesi mi? Eğer o da bizim yazdıklarımızı Erkekadam'da okuduktan sonra yazmaya karar verirse neden olmasın ve hatta belki de Neriman…



Bu Hikayeleri Okudunuz mu?


Yağmur Çiçeğim Myra
Sandal Ağacı
Sonda Denilenler
Nefesim
Mektup-23




Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Kapat Çerez Politikamız