Onu Ne Kadar Çok Sevmiştim
Rahip, mezarlıktaki işini bitirmek üzereydi. O anda elli yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam:
“Onu ne kadar çok sevdim.” Diyerek çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı.
Yaşlı adamın yaşlı sesi törenin asil sessizliğini bozmuştu. Mezar başındaki diğer aile bireyleri ve dostlar şok olmuşlardı, utanç içindeydiler. Yetişkin çocukları al al moru mor babalarını yatıştırmaya çalıştılar:
“Tamam, baba. Seni anlıyoruz”
Yaşlı adam gözlerini dikmiş kazılan mezara yavaş yavaş inen tabuta bakıyordu. Rahip törene devam etti. Törenin sonunda, aile bireylerini ölüm töreninin kapanışı olarak tabutun üstüne toprak atmaya çağırdı. Yaşlı adam hariç hepsi sırayla toprak attırlar.
Yaşlı adam hala:
“Onu ne kadar çok sevdim” diye sesli sesli konuşuyordu.
Kızı ve iki oğlu konuşmasını engellemek istediler, ama o devam etti,
“Onu sevmiştim!”
Kalabalık mezarlığı terk etmeye hazırlanırken, yaşlı adam gitmemekte direniyordu. Gözlerini mezara dikmiş bakıyordu. Rahip yaklaştı:
“Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum, ama gitme zamanı geldi. Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız.” Dedi.
Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kez daha “Onu ne kadar çok sevdim.” Diyerek söylendi.
“Beni anlamıyorsunuz,” dedi Rahip’e “Ben bunu ona sadece bir kere söyleyebildim.”
HANOCH McCRTY,ED.D.
* Zil çalmadığı sürece zil değildir.
* Şarkı söylenmediği sürece şarkı değildir.
* Sevgi gönlümüzde tutsak olsun diye yaratılmamıştır,
* Sevgi insanlara verdiğiniz sürece sevgidir.
Bu Hikayeleri Okudunuz mu?
• Yağmur Çiçeğim Myra
• Sandal Ağacı
• Sonda Denilenler
• Nefesim
• Mektup-23