Çoğu zaman babama acıdığımı hissederdim, ona sevdiğimi söylemediğim için. Aslında kendime acıyordum. Benim söylemeye ihtiyacım, onun duymaya ihtiyacından daha fazlaydı. Trevanian [Paylaş]
E-mail: Şifre: Facebook ile bağlan Üye ol | Şifremi Unuttum
Türkiye Şiir Platformu
ANASAYFA ŞİİRLER Edebiyat Defteri YAZILAR Edebiyat Defteri FORUM Edebiyat Defteri ETKİNLİKLER Edebiyat Defteri NEDİR? Edebiyat Defteri Kitap KİTAP  Edebiyat Defteri Tv TİVİ Edebiyat Defteri Sesli Şiirler MÜZİK Edebiyat Defteri BLOG Edebiyat Defteri Atölyeler ATÖLYE  Edebiyat Defteri BİCÜMLE Edebiyat Defteri ARAMA Edebiyat Defteri İLETİŞİM
Yeni Şiir Ekle Şiirinizi eklemek için tıklayın.
• Anasayfa • Şiirler • Yeni Şiirler Sesli şiirler Sesli Şiirler Resimli şiirler Resimli Şiirler Bugün Eklenenler Bugün Eklenen Şiirler • Etkili yorumlar • Seçki Şiirler • Son Eleştirilen Şiirler • Son Yayınlanan Şiirler • Yazılar • Makaleler • Öyküler • Denemeler • Söyleşiler • Mektuplar • Masallar • Anılar Bugün Eklenen Yazılar Bugün Eklenen Yazılar • Tüm Yazılar • Etkili Yorumlar
• Edebiyat Defteri
• Yazım Türkçeleştirici • Türkçe Sözlük • Site Kuralları
Online Üyeler


İçerideki üyelerimizi görmek için üye olmanız gereklidir.

Üye olmak için tıklayın.

Online Üye:76







Sadakat 

Onu bulduğu günü hatırladı Gülnihal.Yağmur yağıyordu.Minicik bedeni sırılsıklamdı ve titriyordu.
Acımıştı haline.Kocasının tüm itirazlarına karşı büyük bir savaş verdi ve o sevimli yavru
köpeği sahiplendi.Ne de güzel günler geçirmişti onunla.İşten eve dönerken daha
sokağın başındayken ayak sesini tanır, koşarak yanına gelir etrafında sevinç gösterileri yapardı.Sabah durağa kadar onunla birlikte çıkar, o otobüse binmeden de geri dönmezdi.
Bilirdi her akşam Gülnihal ona ziyafet çekecek.Yemeğinin tasına konulmasını bir kenarda beklerdi.Hasta olduğu zamanlar tıpkı bir insan gibi inler, naz yapardı.Çok havladığında
kızardı Gülnihal ona.Ve Gülnihal'in gerçekten pişman olduğunu hissedene kadar da,
elinden yemek yemezdi.Yere çömelir, başını bacaklarının arasına saklar,yüzünü
göstermezdi.Böyle günlerde Gülnihal'in kocası verirdi Tombik'in yemeğini.O zaman bile
Gülnihal için için kıskanır, üzülürdü köpeği kendisine küs diye.Kocasına bile kendini
sevdirmeyi başarmıştı şirinliğiyle.Gülnihal komşularından kimi sevmiyorsa Tombik'te onu
sevmezdi.Havlamasından anlardı sokaktan kimin geçtiğini.Senelik izne çıkmıştı.
Biir hafta sonu annesine gitmişti kocasıyla birlikte ve orada kalmışlardı.Gece rüyasında görmüştü Tombik'i. Çok hastaydı,üzerine dikenler yapışmıştı.Halsizdi.Köpeğine birşey olmuş olmalıydı.
Bir kaç gün daha kalma planından vazgeçmişti.Kocası "saçmalama,bu sadece bir rüya" de
diyse de dinlememişti..Eve döndüğünde köpeğini göremedi.Telaşlandı.
Evden uzaklaşmış bir sokak ötede çalılığa gizlenmişti.Sahibinden uzakta ölmek istemişti anlaşılan.Gülnihal saatlerce aradıktan sonra bulmuştu onu.Gözleri akıyordu, ishaldi ve üzeri
ne top dikenler yapışmıştı.Üç gün hastaneye götürüp getirdi onu.Serumu bitene kadar
bekledi başında.Ne onun için bozdurduğu altınlar, ne de taksiye verdiği paralar gözündeydi.
Sonraki senelerde yavruları oldu.Hergün işten eve döndüğünde yavruların birer ikişer
eksildiğini üzülerek gördü Gülnihal.Mahallenin yaramaz çocuklarının işiydi.
Resimlerini çekmişti.Ama fırsat bulupta tab ettirememişti onları.
İşten ayrıldığı bir dönemdi.Morali çok bozuktu.Öğle vakti komşusunun kendisine seslendiğini duydu.
Köpeğine sahip çıkmasını istiyor,her gece çöplerini karıştırıp dökmesinden bıktığını, havlamalarından rahatsız olduklarını,erkek köpekleri başına topladığını bu yüzden sokağın gece gündüz köpekten geçilmediğini,çocukları için endişelendiğini söylüyordu.Aslında herşeyin farkındaydı Gülnihal.Komşularını rahatsız etmeye hakkı yoktu.Ama Tombik'ten de vazgeçemiyordu.Ani bir kararla belediyeyi aradı.Kalan tek yavrusuyla hiç değilse güvenli bir yere götürülürdü.Bir saat sonra geldiler.Tombik olanca gücüyle havlıyordu görevlilere.
Görevli "tut iğne yapacağız" dedi.Gülnihal tuttu sevgili köpeğini ve boynundan iğne
yapılışını üzüntüyle izledi.Tombik serbest kalır kalmaz deliler gibi koştu sokakta."Başka var mı" dedi görevli.Yavrusunu getirdi Gülnihal.O minicik boynuna iğne yapılırken Tombik gördü
yavrusunu görevlinin elinde.Hızla onlara doğru koşarken tökezledi, takati kesildi, yığıldı
yere.Gülnihal şoktaydı.Tombik yerde sürünerek yavrusuna erişmeye çalışıyordu.
"Yavrusunu götür koynuna bırakta daha fazla acı çekmesin.Rahat ölsün" dedi görevli.
Ne diyordu bu adam.Ne ölmesi.Bayıltmamışlar mıydı? Görevlinin elinden aldı yavruyu Gülnihal.Adeta robotlaşmıştı.Götürüp yavrusunu Tombik'in önüne bıraktı.Başını yavrusunun
üzerine koyar koymaz da ölmüştü.Hiçbirşey düşünemiyordu Gülnihal.
"Bir daha da köpek falan besleme tamam mı" dedi görevli dalga geçer gibi.
Ölen Tombik'i ve yavrusunu arabaya atıp uzaklaştı görevliler.Kendi elleriyle öldürmüştü
o çok sevdiği biricik sadık dostunu ve yavrusunu.
Günlerce vicdan azabıyla ağladı.Komşusu özürdilemeye geldi."Ben sebeb oldum.Bu kadar
sevdiğini bilseydim ağzımı bile açmazdım" diyordu.Özür ne işe yarardı ki artık.
Birgün çektiği resimleri tab ettirmek geldi aklına.Hiç değilse resimleri vardı.Heyecanla
fotoğraf stüdyosuna götürdü.Ertesi gün almaya gittiğinde şok olmuştu.
Resimlerin hiçbiri çıkmamıştı.Tombik bu sefer sonsuza kadar küsmüştü anlaşılan.Yüzünü
yine göstermiyordu."Yalvarırım Tombik,bir kere gel rüyama.Beni affettiğini söyle ne olur."
diye çoğu geceler ağlayarak uyuyordu.Vicdan azabı duyuyordu.İki canın katiliydi.
İki sene sonra bir gece gördü rüyasında Tombik'i. Gülnihal'i omuzlarından tutmuş,
sarsıyor,hırpalıyordu.Dile gelmiş "bana ne yaptın" diye hesap soruyordu.Korkuyla
uyandı Gülnihal.Ama hala sarsılıyordu.Hem de daha şiddetle.Anlamıştı.Deprem oluyordu.
Eşini uyandırdı.Hızla dışarı çıktılar.Az sonra müstakil evlerinin bir bölümü çökmüştü.
Çöken kısım yatak odalarıydı…



Bu Hikayeleri Okudunuz mu?


Yazılı İlk Öğüt
Nefesim
Başka Şık Yok
Beklenen Yağmur
Bırakıp da gidene




Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Kapat Çerez Politikamız