Siyah-Beyaz
Sessizliğin eşliğinde yağmur damlaları karanlığı ışıldatıyordu. Kaldırımla birlikte çıkardığı sesler dansa davet gibiydi. Yalnızlıksa köşesine çekilmişti. Beni benle bırakmıştı. Gözkapaklarıma vuran damlalar kalbim gibi binbir parça yere düşüyordu. Anlamsızlığım yalnız sende anlam buluyordu. Bu karartıda sen bile anlamsızsın bana. Gel-gitler yaşayan şu dünyamda savunmasız kalan bir ben varken sen terkettin beni dipsizliğe. Yamaçtan aşağıya yuvarlandım, kaya beynimi patlattı ve tabi yüreğimde saplandı tahta bloğa. Beyaz duvarları aşılamayan bu dört duvarda yalnız ben varım bende. Soluduğum hava bile yarım bana. Merkezini bilmediğim bu yağmur karanlığı deliyor ve beni içine çekiyor. Buruş buruş bir el uzanıyor bana. Ama ya ne oldu dört duvar arasındaki bana? Ya yarım soluduğum hava?
Ameliyat masasında kaldım sonsuzluğa uzandığımda…
Bu Hikayeleri Okudunuz mu?
• Yaşantımızdaki Engeller
• Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek
• Veda Mektubum
• Tatlı Yalan
• Tokat