Çoğu zaman babama acıdığımı hissederdim, ona sevdiğimi söylemediğim için. Aslında kendime acıyordum. Benim söylemeye ihtiyacım, onun duymaya ihtiyacından daha fazlaydı. Trevanian [Paylaş]
E-mail: Şifre: Facebook ile bağlan Üye ol | Şifremi Unuttum
Türkiye Şiir Platformu
ANASAYFA ŞİİRLER Edebiyat Defteri YAZILAR Edebiyat Defteri FORUM Edebiyat Defteri ETKİNLİKLER Edebiyat Defteri NEDİR? Edebiyat Defteri Kitap KİTAP  Edebiyat Defteri Tv TİVİ Edebiyat Defteri Sesli Şiirler MÜZİK Edebiyat Defteri BLOG Edebiyat Defteri Atölyeler ATÖLYE  Edebiyat Defteri BİCÜMLE Edebiyat Defteri ARAMA Edebiyat Defteri İLETİŞİM
Yeni Şiir Ekle Şiirinizi eklemek için tıklayın.
• Anasayfa • Şiirler • Yeni Şiirler Sesli şiirler Sesli Şiirler Resimli şiirler Resimli Şiirler Bugün Eklenenler Bugün Eklenen Şiirler • Etkili yorumlar • Seçki Şiirler • Son Eleştirilen Şiirler • Son Yayınlanan Şiirler • Yazılar • Makaleler • Öyküler • Denemeler • Söyleşiler • Mektuplar • Masallar • Anılar Bugün Eklenen Yazılar Bugün Eklenen Yazılar • Tüm Yazılar • Etkili Yorumlar
• Edebiyat Defteri
• Yazım Türkçeleştirici • Türkçe Sözlük • Site Kuralları
Online Üyeler


İçerideki üyelerimizi görmek için üye olmanız gereklidir.

Üye olmak için tıklayın.

Online Üye:75







Yüreğine Gömmek 

Üç Heykel
İki komsu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her
fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlar da
ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma
fırsatlarıydı.

Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını
huzuruna çağırdı. İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından,
birbirinin tıpatıp aynîsı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir
fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.

Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komsu ülke hükümdarına
gönderildi.
Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.

Söyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: " Doğum gününü bu üç altın
heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynisi gibi
görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir.
O
heykeli bulunca bana haber ver."

Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel
gramına
kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa
çağırttı.
Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama araların da bir
fark göremediler.

Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse
çözüm
bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana
attırdığı bir genç haber gönderdi. İyi okumuş, a killi ve zeki olan bu
genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana
atılmıştı.

Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri
sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi.
Teli
birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı.
İkinci heykele de ayni işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı.
Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı.
Ancak
telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye
gitmiyordu.

Hükümdar heykelleri gönderen komsu hükümdara cevabî yazdı:

"Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul l değildir. Bir
kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul
değildir.
En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır.
Bu değerli hediyen için çok teşekkür ederim."



Bu Hikayeleri Okudunuz mu?


Yazılı İlk Öğüt
Nefesim
Başka Şık Yok
Beklenen Yağmur
Bırakıp da gidene




Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Kapat Çerez Politikamız