Yemine gerek görmeyecek kadar sözlerine sadık ol. DALE CARNEGİE [Paylaş]
E-mail: Şifre: Facebook ile bağlan Üye ol | Şifremi Unuttum
Türkiye Şiir Platformu
ANASAYFA ŞİİRLER Edebiyat Defteri YAZILAR Edebiyat Defteri FORUM Edebiyat Defteri ETKİNLİKLER Edebiyat Defteri NEDİR? Edebiyat Defteri Kitap KİTAP  Edebiyat Defteri Tv TİVİ Edebiyat Defteri Sesli Şiirler MÜZİK Edebiyat Defteri BLOG Edebiyat Defteri Atölyeler ATÖLYE  Edebiyat Defteri BİCÜMLE Edebiyat Defteri ARAMA Edebiyat Defteri İLETİŞİM
Yeni Şiir Ekle Şiirinizi eklemek için tıklayın.
• Anasayfa • Şiirler • Yeni Şiirler Sesli şiirler Sesli Şiirler Resimli şiirler Resimli Şiirler Bugün Eklenenler Bugün Eklenen Şiirler • Etkili yorumlar • Seçki Şiirler • Son Eleştirilen Şiirler • Son Yayınlanan Şiirler • Yazılar • Makaleler • Öyküler • Denemeler • Söyleşiler • Mektuplar • Masallar • Anılar Bugün Eklenen Yazılar Bugün Eklenen Yazılar • Tüm Yazılar • Etkili Yorumlar
• Edebiyat Defteri
• Yazım Türkçeleştirici • Türkçe Sözlük • Site Kuralları
Online Üyeler


İçerideki üyelerimizi görmek için üye olmanız gereklidir.

Üye olmak için tıklayın.

Online Üye:23







Bağışlamanın Yüceliği ve Güzelliği 

Yalnızca birkaç kez konuştuğunuz birisinin adını kırk üç yıl sonra anımsamanız hiç de kolay değildir. On iki yaşlarında bir çocukken okul harçlığımı çıkartmak için evlere gazete dağıtıyordum ve adını şimdi anımsayamadığım o yaşlı bayan da benim müşterimdi. Bana "bağışlama" konusunda öyle güzel ve unutulmaz bir ders verdi ki umarım, bir gün ben de birisine aynı duyguları, aynı güzellikte verebilirim.Sıkıntıdan patlamak üzere olduğumuz bir cumartesi günüydü. Arkadaşımla birlikte yaşlı bayanın arka bahçesinde bir köşeye gizlenerek, yerden aldığımız taşları evin çatısına atıyorduk.Attığımız taşların çatının üzerinden yuvarlanarak, köşelerden aşağıya düşmesini kuyruklu yıldızların süzülerek gökyüzünden aşağıya doğru düşmesine benzeterek eğleniyorduk.Kendime yerden çok düzgün bir taş bulmuştum. Elime alıp tüm gücümle fırlattım. Ama taş bu kez çatıya değil dış kapının penceresine gelmişti. Kırılan cam sesini duyunca, gizlendiğimiz yerden fırlayıp ardımıza bakmadan soluk soluğa kaçmıştık oradan. Yaşlı bayanın bizi görmüş olması olanaksızdı.Tüm gece yaşlı bayanın beni yakalayabileceğini düşünerek, korkudan uyuyamadım. Ertesi gün gazetesini vermek üzere kapısını çaldığım zaman her zamanki gibi içtenlikle gülümseyerek hatırımı sordu.Ama ben suçluluk duygusuyla yüzüne bakamıyordum. Sonunda gazete dağıtımından kazandığım parayı biriktirmeye karar verdim. Üç hafta sonra tam yedi dolarım olmuştu. Bir kağıda "Camınızı istemeden kırdığım için çok üzgünüm, umarım koyduğum para onarımı için yeterlidir" yazarak parayla birlikte zarfın içine koydum. Gece havanın kararmasını bekleyerek, zarfı usulca yaşlı bayanın posta kutusuna attım.Ruhum bir anda özgürlüğe kavuşmuştu sanki. Artık eskisi gibi yaşlı bayanın gözlerinin içine bakabileceğimi düşünerek mutluluk duyuyordum.Ertesi gün kapısını çalıp gazetesini uzattığım zaman her zamanki gibi içtenlikle gülümsedi gözlerime. Bu kez ben de karşılık vererek, gözlerinin içine baktım. Tam arkamı dönüp gideceğim anda, "Ah, bir dakika, neredeyse unutuyordum, al bakalım bu kurabiyeler senin için" diyerek elindeki paketi uzattı.Evden uzaklaşırken neşe içinde kurabiyeleri yemeye başladım. Birkaç kurabiye yedikten sonra pakette bir zarf olduğunu gördüm. Zarfı açtığım zaman içinde yedi dolar ve kısa bir not vardı:"Seninle gurur duyuyorum!"



Bu Hikayeleri Okudunuz mu?


Yağmur Çiçeğim Myra
Sandal Ağacı
Sonda Denilenler
Nefesim
Mektup-23




Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Kapat Çerez Politikamız