eyvah ki bu sersefil ömürler, gidemez mi dersiniz hiçbir yere? gidilecek bir yol olmalý sizlere! küstürmeden, düþmeden, nateslim, dertop olup büzülmeden, keþkeleri yerle bir edercesine…
nedamet ettik saymayýn aman! iç seslerimiz çanlar çalýyor can sokaklarýmýzda… söylenip duruyoruz kendi kendimize; kendimiz de neredeyiz diye? birbirimize gelememiþ miyiz, sizden öte kime gideceðiz? bir “ben” için midir; özümüzü tarumar edercesine böylesi müþkül sevmelerimiz?
han kapýsý deðil ki bu kardeþim! can kapýsý. önünü nasýl süpürelim biz?
yer-gök ne mucizevi diyoruz bir de? canlý cansýz þu cümle âlemde, ve topyekûn nebatatta; bize benzer bir haller var diye kendimizi avutuyoruz ya!
kaç kiþiyiz berzahýna koþuþturan? hüküm veren de kimdir bize? cehalet “hükmünü” birbirinin boynuna asmaya cüret edecek kadar, kendini “ulu” gören “kullar” da kim ola?