Gürültülerle, kükreyerek dönen dünya, Yalnýza esen tatlý bir yeli yoktur ki; Ne hasta, ne aciz, ne de tutuk, Karanlýk ile harman, öyle soðuk; Bir ‘aralýk’ ve gitmeye yolu, Kar yaðsa ne olacak, duygu seli; Dere, akýntý, damla eseri yoktur ki. Gülmeyi hatýrlamak için yorulmuþ; Aðlamaya mecali yoktur ki. Gökten elma düþermiþ, Kurdu, çöpü; Yalnýza hayâli yoktur ki. Yalnýzýn sesinden ne olacak, Sesi yoktur ki, Konuþmaya dili, Çýrpýnýp da anlatmaya eli yoktur ki, Yere baka baka kambur olmuþ ya, Doðrulmaya saðlam bir beli yoktur ki, Ýstemeyi þakayla karýþtýracak keli, Aradýðýnda bir tane akýllý, Týmar edildiði duvarlarýn arasýnda deli yoktur ki, Yalnýzca, ölmeyi istese, Yýllardýr beklediði yerde eceli yoktur ki.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Sefa Yıldırım Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.