gözlerimi doldurdun þimdi bak! çaktýrmadan aðlattýn be beni. erdin mi yoksa ciðerimden geçene; nerden çýktý da cevvallendin þimdi; durduk yerde, nerden geldik þu “Tahir Efendi” hikayesine? onda, bunda, þunda, ötekinde, berikinde, onu çok iyi anladým da; sendede mi gerildi bam telleri? bu çýlgýnlýk, bu kýzgýn eda, bu haller de ne; bu serpilen kabak çiçeði, bari söyletme beni! ben sevmem kabak çiçeðini!
dilinde mahrem bir telaþ; geviþ geviþ aðzýnda yüreðim. al sana öküz yüküyle þeker; sür keyfini az sus bebeðim! gör ki sýzlayan kalbimi, harmanda dövene çekmiþim. sapý samaný yele vermiþ, büyüdükçe hiçliðe gelmiþim. sen niye küçüldün ki biriciðim? a benim dil-i pir-u pak güzelim kumbarana gülücükler býrakývereyim…
ne ki bu al yansýn, ver yansýn? bu kýpkýzýl þehvet, dilinde ýslanýp duran, olur ya belki bir gün sana da olur kýsmet, a benim bakir kayalýklarda çiçek yetiþtirenim; sen iste yeter ki, doðramak için safsatana, benim gibi acuru sana da dileyeyim…
artýk sadede gelelim; aman diyeyim sen de kalsýn; o sömürgeci þehvetin! bilenler beni çok iyi bilir; yasak masak dinlemem bazen, suyun yokuþ yukarý akýþýnca, seni de diþlerdim ben amma; gönlüm sadýk, þaným sadýk benim; ikrarým var son tapýnaðýma…
Hidayet DAL/Zilli Kumpanyaya Nazireler
Sosyal Medyada Paylaşın:
hidayet dal Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.