Ecdâdın Ecsâdı
Geldim gidiyorum gayrý bu dünyâdan,
Uyanmýþ olarak pembemsi rüyâmdan.
Ayýrdamaz oldum, insaný hayvandan,
Nice hayvaný, insanýn içinde gördüm…
Altýndan aðaç yapar, zümrütten yaprak,
Topladýkça toplar, bilmez gözü doymak.
Âkýbet, gözünü doyurur bir avuç toprak,
Nice maðrûrun, kurda yem olduðunu gördüm…
Kafasýný onmadýk hiylebazlýk sarmýþ,
Sütün içine bolcana suyunu da karmýþ,
Sözde ayaklar, baþý taþýmak için varmýþ,
Nice ayaklarýn, baþa oturduðunu gördüm…
Biri girmiþ torpilli yoldan tekkeye,
Biri gitmiþ "First class ticket" Mekke’ye,
Bir diðeri helikopterle konmuþ Merve’ye,
Nice zilletin, izzete bindiðini gördüm…
Nerede Fârûk Ömer’in þaþmaz adâleti?
Nerede Sultân Yavuz’un yýlmaz cesâreti?
Nerde kalmýþ Abdulhamid Hân’ýn ferâseti?
Nice ecdâdýn, ecsâda dönüþtüðünü gördüm…
Zarûrî, bunca girân sözleri aceb n’ider?
Dünyâ kehrûbadýr, tüm samanlarý çeker!
Bu ahvâl böyle gelegelmiþ, böyle gider,
Her kim nice ektiyse, aný biçtiðini gördüm…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.