kalan sýðýyor içime derinlerden
yakýp dökmek için kül kente uðruyor
geldiðim gün daha gri bir gülümseme
kalbin ritmik yoksunluðu, öðütülmüþ kahveye
sesinde niceleri, kaðýtlara çok þey var
damanýn hiç çýkmayan lekesi, çin’de
sormayan da çok, soranýn olmadýðý demde
tek gözlü devin iniltisi gözümü açtý
iki siyah taþ bulup fýrlattým þatoya
devrilmediðini bildiðim heykeller kuþlarýn
býçak yarasý ayrýca avucun en tatlý yaný
kadýn bir sevgiliyi oynuyor gecenin üçünde
çocukla uyurlar genelde o saatte
kedilerde
tabla bir yenisine
sevgili teselliye
cinayet katiline ihtiyaç duyumsar
ne gülü, taþla çevrilidir kabe
ve çýðlýklar
dönülümezufkunsabahýnda o ses
yalnýzlarýn daha sert çarpar dudaklarý
bakýyorlarmýþ
gözlerim inatla yokluða devrin
sonra elleri herkesin
ayrý sokaklara pay edilsin
ucuz numara yalnýzlýk, sadakat dedikleri üç yudum su
köpüksüz sýzýlarda itinayla çekilir
unutulasý yusuf kuyusu
.