ben de bizim bölük komutaný Kadir Üsteðmenin emir-eriydim senin hesap, o “gulaklarý çinileyesic ” de bobayiðit, civan gibi biþiyidin yalýnýz bizçileyin haralda; köylü fakir bi adamýn o(ð)luydun yanýnda gardaþýný file okuduyodun
“dünya kurulalý böyle” ya ga(y)ri “eyiler köyüye, gözeller çi(r)kine düþer” hesabý bizikinnerin þeerden evlenince baþlarý göðe erdi(ði) gibi o da getmiþ de; taa þe(hi)rden evlenmiþ bok yeycek ya g(y)ari bi garýsý varýdýn kine görsen, çýlpý bacaklý mülcemin , çüþdümün, baþýna vurup geberdecek, naletin teki
adam nöbette filen ise, bi bakmýþsýn garýsý basgýn veri(r) ðibi sanki çýka-ðelidi, gecede gündüzde senin bi(r) garý baþýnýna ne bok iþin varda onca asgerin arasýnda de(ðil) mi kime deyon boba!
bi de kendi bokunu yemez görsen bi(r)! bu saþlarý tiftik gibi nemne þekil boksarýya boyatmýþ, saþlarý bildiðin sarý, gaþlarý gara ðara, dudaklarý fiþne rengi bide yüzü-ðözü envay-ý çeþit rengarenk, göðü-gök, moru-mor, alý-al, mavýsý-mavý ne sayarsan, ona keza
bu gardaþýný okutmaya ðetirdiðinde garý hemen çocuðu hamamlýða dýkmýþ ver Allah ver sürtmüþ, kirli deye oyusa anasý yumuþ yollamýþ olmalý öyle deðil mi yumuþ oðlaný, çýkarmýþ bakmýþ gene gara yengatdan bi da, su dök sabýnna meðerise teni esmerimiþ o(ð)lanýn gün yanýðý deði(l), gön yanýðý sürte-sürte, cicik etini çýkarmýþ..
onu deycen, huzur dirlik vermedi ki tabi hepimiz öyleyizdir, bencileyin dirlikleri bozulmasýn deye aðasýna biþiy deyememiþ, içine atmýþdýr zavallý demek-kiyne içine ata, ata, n’olcak; ince hasdalýða gardý, adam, etdi edemedi, memleketine godu ðeldi gardaþýný emme bizim komutanýn içine ilimedi, habar sorar, arar dururdu.. memleketini
o eðitim alanýnda filenikene, mekdibler gelince yüzbaþý hemen gonturol ederdi, üsteðmenin mekdibini bize de sýký sýký tembih ederdi, çocukdan acý bi habar file geliviri alýþdýra alýþdýra söyleyelim deye goya gardaþýnýn öldüðünü valla neyesini bilmen emme onbeþ de bi memleketine getdi-ðeldi o sene yollarda geþdi adamýn ömrü
son tefi valla bi(r) de godu-ðetdi bunu, o mülcem günah-ý obal boynuna, bobasýnýn evine mi ðetdi yoðusa bi dosdu file mi varýdý, orasýný bilemecen ulen o dalyan gibi adam, marakýndan eridi getdi bu iþde "nalet halkasý" dedikleri..
Allahdan gorkmacan valla elime vercekler o garýyý boðazýný sýkýp gebertceðin biriydi, tas-tamam valla-billa.. yazýk, adam geli(r) de esgeriye de ederdi gayfaltýsýný, tellendiri cýðarasýný, “-bu meredi ben geçen seneye gadar iþmediydim” … “-hinci de …. aman çocuklar siz iþmen bu illeti,” deye nas(ih)at verirdi
de! onu deycem anan "leyley-i gadir gecesi"nde doðursa da adýn gadir deði(l), gaderin gader olacak ves-selam ……………..”
gece geç yarýda misafirler, evlerine giderler üçer-beþer "hoþça galýn" derken eller ceplere girer bu harçlýklar genelde "çok güçcük hediye"ler hep birlikte yapýlýrdý niþanlar düðünler. askere hep birlikte gönderilirdi gençler.
"-Göpleðin A(h)mat’da acayýp bi hal konu ne olursa olsun neyder eder esgerlikten yarenniði bek sever. biri Gonya’mý dedi “farz-ý m(uh)al ”
Aðrýnýn Tutak Kazasýndan bi Kasým Ahiz valla bi(r) dutam boyu, bi(r) sýkýmlýk caný var sanýsýn sabi sübyan, ufak-tefek çelimsiz sonrattan bi anladýk ki, aðalar,
otuz küsür yaþýnda, evlencek yaþdaymýþ oðlu-gýzý herkesin yerine nöbet dutar, ele nöbet yazamayan çavýþlar Kasým’a yazarlardý..biðün depesi atmýþ, Malatyalý çavýþý elinden zor aldýlarýdý
"-bizim de Mersin’in Aslanköy’ünden adý dilimin ucunda, her zaman anarýn baþ gedikli bi garaðol kumandaný varýdý golunda pýrpýr çekilecek yer galmamýþ bi deee…. yünsek okuldan atýlmýþ Antelle nin Dað Nahiyesinden Durmuþ Çavýþ nerden bilir nassý aklýnda dutarsýn, "beþ guruþ veri(r) gonuþsuru(r) on guruþa susduramazsýn"
Bolu’nun Gerede’sinden bi garaðol aþcýsý Manisa Köprübaþýnýn Araplý Köyü’nden bi ombaþý varýdý Memet Demir Ombaþý Ümmet Çavýþ”
tabi buðarada hekayeler hep kendi üstünden oldu-bitdi haksýzlýða da “ta(ha)mili yoktur” zaten boyuna posuna bakmadan “-dutuvudum çavýþýn yakasýndan”.. ufak-tefek olmasýna raðmen bir güzel hallederdi hemen o takike bir hýnçla kalkar sandellesinden sol eli garþýsýnda var saydýðý çavuþun yakasýný sýmsýký kavþýrmýþ öteki eli sert bir þekilde sýkýlmýþ vaziyette gözlerini kýsmýþ.. þöyle saða-sola olmasý aþaðýdan yukarýya doðru, var gücüyle sol elin biraz yukarýsýnda adamýn tam çenesine “-len bilmem nesini neyttimin, ne isdeyon len … ha!” sanki taptaze kavga, kýzgýsý geçmemiþçesine heyecanda
“-valla bazý çavýþlar da isdeyo”muþ “-yoo valla bizim Uþaklý bi Mürþit çavýþ varýdý sizden eyi olmasýn …” tabýrýn içinde bi dene ne zopa, ne küfür, Müftü oðluymuþ, neye yarar, emme gelgelelim hani erat da þeyine dakmazdý o gene de bildiðinden þaþmazdý halal süt emmiþ.. adam gibi adam evladý..
bizim erat milleti de þey gibidir derler ya haný “oðþadýn mý gakar” yalan deði valla ele avýca sýðmaz kendini adam yerine gomayanýn öðünde süt dökmüþ kedi gibidir adam yerine goyaný da iplemez ayile terbiyesi iþde,
bölük baþçavýþý Ahmet de kimseye laf geçiremez, onu kimse daklamazdý emme Suat gedikli “-söylen len” dedimiy di esas duruþda türkü söylerlerdi saat kaç olusa olsun, eþek gadar adamlar olmaz olsun, len zorunan türkü söyleni(r) mi” elin o (ð)lu sö(y)ledirdi neye …adam gedikli len bi baþgedikli filen olsaymýþ len var.. esgerde baþ ol da isdersen sovanbaþý ol böyle,.. aslaný kediye boðdurular mý boðdururlar.. ……….
“-mercime(ði)n daþý, hoþafýn yaðý derkene Semerci de varýsa eðerikene mencilisde oda Sengetli Kalaycýoðlu’nun bilmen nesiymiþ bilmen ne olmuþ da, Heybelilerin falan da neydivimiþ Çallýoðlunun falan da ne deyivermiþ sanki Senirkent bizim köyün bir mahallesi herhalde; herkes biliyor sanýrdý, Senirkentli herkesi”
hele hele bir içki alemi olmaya görsün, ne yapýp edip mevzu askerliðe gelir herkesin bir efsanesi olduðunu görürsün baþlangýçta gayet basit bir hikayedir tekrarlana-tekrarlana, artýk efsaneleþmiþtir.. iþin aslý herkes kimbilir kaçýncý kez dinlemektedirler amma herkes birbirini idare eder
fukara, olup olacaðý bir defa çýkmýþtýr köyden o güne kadar bir sürü efsane dinlemiþtir koskoca iki yýl askerlik yapýp ta, mahrum kalmýþsa bir efsaneden biraz ondan, biraz bundan, biraz da þundan duyduklarýndan etinden suyundan derkene.. eh kendisi de biraz eklemiþtir
anlata anlata kendisi de inanmýþtýr artýk onun da anlatacaðý geyik muhabbeti efsafýnda bir “askerlik yarenliði” vardýr
aslýnda herkes diðerinin palavra attýðýnýn farkýndadýr körler-saðýrlar, birbirini aðýrlar n(ih)ayetinde bozacýnýn þahidi, þýracýdýr ben onunkini oyarsam, o da benimkini oymaya kalkar “-hý!” de neme lazým, doðruyu dokuz köyden kovarlar gevþeði eðriyi yay diye elde dutarlar..
de ki; adýn “doðrucu davýt” Amada(ðanýn) attýklarýnýn alayý yalan aðabeydik-gubidik sen de çok akýllýsýn ya bunu alana çýkardýn bi baþýna deði(l) de mencilisde aþdýn azýný, yumduk gözünü bir biriciðini ciciðini çýkardým de ki bi kere deði(l) bin kere de haklýsýn ne karýn olacak bi tefa Amadayý üzecen gaybedecen kendine düþman gazanacan en azýlýsýndan yetmez iki ðün sonura herkeþ etifarýndan gaçar “beni de irezil-ürüsva eder” diye haksýzlar mý “yay gibi eðriysen elde dutallar ok gibi doðruyu ýra(ða) atalar”
dürüslük erdem deði(l)dir
ya bir de kazara Osman Çavýþ’ýn aðzý açýlmýþsa, “-Yalavaþ Þubesinden sülüsü alýnca yakasýndan dutduðumu aldým vardým Aþcý Ali’ye saymadan bile verividim “hu para bitinceye ðadag herkeþe ne isdeyollarýsa ver” dedim Allah ne verdiyse canýmýn çekdiðini isdedim çal gaþþýðý, ye bobam ye”
hele hele; Osman Çavýþ’ýn Þevki Vural adýnda bir kahramaný vardýr ki; Ordulu gariban mý, gariban ha! emme fakir-fýkara dostu Ayancýðýn Fýndýklý köyünden biðün tesgereye geden bizden kýdemli birine cedid-ü ala yesyeni ceket ponturunu zoruna keydirdi valla len efe”
“-gene böyle biðün çarþý izinindeyiz .mýna ðoyan garibanýn birine oðün aldýðý yesyeni ayakkabýsýný verdi çýkarývýdý aya(ðý)ndan” ……….
“-gediklilere filen selam mermezdi gedikli de kim oluyo yau, yüzbaþýyý bile iplemezdi ufak-tefek de biþiyidi valla sen ne deyon boba gözünü budakdan sakýnmazdý herifde mangal gibi yürek varýdý”
basetdiði varsýn er ossun “-valla dutuvudu baþçavýþýn yakasýndan” tam da o sýrada Necatinin Özcan, “bizim bi baþçavýþ varýdý valla yamýk yumuk yampiri yumpiri biþi(y) görsen Yakýb Emminin gýrýk ganlý ðibi” ondan sonura da ballandýra ballandýra onun nasýl yedi düvele meydan okuduðu, aldýðý ürüþvetler hühhüüü çarpýk arabalarý üç kuruþa alýp kademede araba yenilemeleri ve …. bilmen kaça okutduðu ve nasýl köþeyi döndüðü ...............”
sadece adam yerine konmayý ilke edinmiþ Mehmet Ali “-ben Durmuþ Ali’nin gardaþýyým, emret komutaným” demiþte hani;
tekmil verip, put ðibi beklemiþ ne bileyin ne gadak esas duruþda baþçavýþ neçeden sonura buna iki kamyon kumu daðýtdýrmýþ sonura da; “-nereliydin sen bakayýn” “-Yukarý Týrtarlýyýn komutaným” “-istikamet Yukarý Týrtar marþ! marþ!” demiþ ya, onu herkes bilir, konuþur Mehmet Ali’yi görünþe tekmil verir þemþiye yutmuþ ðibi dim-dik durur”
bizim Lort Amadýn, Tokmacýklý bi arkadaþý varýmýþ, genþlik alameti iþde, arkadaþýnýn yanýna gezmeye getmiþ üþ-beþ ðün sonura arkadaþý bunu þavýþdýrýyokan mevzu uzamýþ da uzamýþ, ordan burdan
derkene bizim köye gadar gonuþmuþlar, hazýr gelmiþkene üç-beþ ðünde bizim köyde durmuþlar bu arkadaþýný savýþdýrýkana da muhabbet-muhabbet be sefer de Tokmacýða varmýþlar baya epey bi iki göy arasýnda gelip-getdiklerinden benzeri durumlarda; göya talkýn verirler -"Göple(ði)n amadýnan Tokmacýklý arkadaþý ðibi etmen" derler
DÝPNOT
kulaklarý çinileyesice: gurbette olan ya da o oan oradan çok uzakta olan birisi için hasret, sevgi ya da acýma- duygu yüklü anmak çýlpý : çilpi, çýrpý : ince dal, dalcýk, otunu ateþlemek için kullanýlan kolay tutuþan dallar, çlýnýn son yýldaki dalcýklarý, çöp-çöpel çýlpý bacak : zayýf ince bacaklý mülcem: isteksiz, yýlgýn son tefi: en son zaman, þimdiden öncesi, bir olayýn hemen öncesi farzýmal /farz-ý muhal: olacaðýndan deðil de, diyelim ki, mesela yünsek : yüksek, tahmili :tahammülü kavþýrmak: bir araya toplayarak tutmak kavþýrmak : bir þeyin çevresini kucaklamak, birinin ellerinin birþeyin etrafýndan birbirine ulaþmasý, kavuþturmak daklamak : adam yerine koymak, önemsemek, hesaba katmak, kale almak, takmak iricik: ufak-tefek, her konuda ahkam kesen, lafazan biri olmalý sülüs: þubeden askerliðin baþlayacaðý yere kadar olan harcýrah (zaruri yemek ve yol parasý)karþýlýðý (sülüs: üçte birlik) tren ücreti) yamýk-yumuk: iskeleti arýzalý yampiri: aksak, topallýk kademe: askeri tamirhane-bakým yeri okutmak: satmak, elden çýkarmak telkin
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.