Ruh, bedene girmiþ; yol uzun ince
Bazen gam çekecek sýzlanacaksýn...
"Gel!" emri gelince, "Kûn!" mûcibince
Çýkýþa meyledip, hýzlanacaksýn.
Gitse de aðrýna rahata vedân
Gözünü açmadan hazýrdýr odan
Ne sütün eksiktir, ne maman, gýdan
Kim bilir kaç kere bezleneceksin.
"Yakýþýr dikeni" diyerek "güle"
Hoþ gelir gönüle verdiðin çile
Her gece yüz ninni dinlesen bile
"Az!" deyip, aðlayýp, nazlanacaksýn.
Ýnsandýr bunayan, bazen unutan
Unutmaz kaydýný an be an tutan
Aksini iddiâ Rahmân’a bühtan
Takip edilecek, izleneceksin!
Gün gelip düþersen aþkýn aðýna
Yaz günü kar bekle gönül daðýna
Gam sultan olunca can otaðýna
"Yâââr!" deyip yolunda közleneceksin.
Karaysa yazýlan kaderde düþe
Hüzün çicek açar, kahrolur neþe
Baharla izdivaç bekleme boþa
Zemherî, kýþ ile sözleneceksin.
Elli...altmýþ...varsa, yetmiþ ötesi
Dolar uzuvlarýn bir bir vadesi...
Ýçilmez olunca bahtýn badesi
Kaçýp aynalardan, gizleneceksin.
Deðiþmez kuraldýr; Kâlû Belâ’dan
"Gel!" emri beklenir "asýl sýla"dan
Taþýnýp bedenin bir musalladan
Topraða konulup...tozlanacaksýn.
Hasletler faslýnda eksiðin ar’sa
Þaþýrmamak gerek hesabýn zorsa
Gökkubbe altýnda "hoþ sadâ"n varsa
Özlemle anýlýp, özleneceksin.
***
Unutma Rabbinle yaptýðýn akti!
Manasýný düþün her bir hecenin
Bana akþam üstü, sana tan vakti
Yolun açýk olsun sevgili cenin...
Yolun açýk olsun sevgili cenin...
Mecit AKTÜRK