Mecit Aktürk
BiZiM MANAV
Mecit Aktürk

BiZiM MANAV


BiZiM MANAV

Gecenin bir vaktinde güne gebeyken şafak
Silkeler sarsa sarsa "uyan!" der çalarsaat
Ne mümkün karşı koymak henüz çocuklar ufak
Hayat yükü ağırdır, inlemek mukadderat.
Rüyalar yarım kalır başlar her günkü sınav
Besmelenin ardından doğrulur Bizim Manav.
Koyup avuç içine Rabbinden niyazını
Süsler dualar ile günün ilk namazını.

Kim bilir nice sırrı ser’inde saklayarak
Canlarının yanına essiz sessiz süzülür
Vedalaşır usulca öperek, koklayarak
Dönüşler tez olsa da elde değil, üzülür.
Keyf ehli miskin beşer uyurken mışıl mışıl
O dimdik ayaktadır; gözleri ışıl ışıl.
Zerre kadar haramı necis bilip aşına
Hamd-ü sena’yla geçer direksiyon başına.

Her kim bir kez uğrasa sebze-meyve haline
Tarife gerek kalmaz, zor meslek neymiş bilir.
Bahane üretse de perperişan haline
Gün olur Bizim Manav, yorgun düşer, ezilir.
Yılgınlık sezilse de nadiren hitabında
Sabır en başta gelir "baş ucu kitabı"nda.
Bir nimet bilip derdi ne isyan eder ne ah
Söze süs dile virdi; şükür- elhamdülillah.

Hayli tenha pasajın kuytu bir köşesinde
Rızkının peşindedir sabahtan akşama dek
Gurbet gedik açsa da emanet neşesinde
Bedele "eyvallah" der, vacip olur ödemek
Alsancağa sevdalı, vatanına düşkündür
Ne zaman şehit versek o gün yandığı gündür
Kafkasya’ya uzanır soy-sopu, şeceresi
Ardına dek açıktır gönlünün penceresi.

İkramda hayli cömert, her dem hazırdır çayı
Teklifte ısrarlıdır; "buyrun"a buyur ekler.
Uzun sözün kısası, herkes sever Tuncay’ı
Ne zaman sofra kursa mutlaka beni bekler.
Yurdum kokar hasleti; dili, huyu, hayâsı...
İslam ile yoğrulmuş; leke tutmaz mayası.
Bazen şiş görünse de "göbek" denilen alan
"Şişman" diyen halt etmiş; şahidi benim; yalan!

Yağmur bulutu gibi; gürlüyor kimi zaman
Tanımayan sanır ki öfke olmuş âlimi
Plastik muma benzer; ne is vardır ne duman
En can alıcı sözü; "Ey Allah’ın zâlimi"
Ardından her heceyi itina ile seçer
Daha yağmur yağmadan fırtına gelip geçer.
Muziplik olsun diye, dese dahi "ihtiyar!"
Severim kardeşimi; ne dese bana uyar.

Kanaatkâr biridir; yoktur dünyalık hırsı
Paraya değer vermez, uşaklık etmez mala
İmân ile son nefes! Budur ömürlük dersi
Ve ardından Fatiha; konduğunda bir sala

Rabbimden dileğimdir; üç günlük bu konakta
Yaradan Yâr’i olsun, bahtı boyun eğmesin
Mücrim bir dal ararken, inlerken muallakta
Mahşerde gönlüne gam, gözüne yaş değmesin...

Mecit AKTÜRK


Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.