eylül
Ah eylül sen ne de çok maviydin
Kara olmadan önce…
Bana seni hatýrlatýr sarý yapraklar
Sonbaharý gömleðinden tanýrým yýrtýksa eðer
Ah eylül sen ne de çok maviydin
Kara olmadan önce.
Gözlerine sürme çekerdin bakýrdan yapraklara inat
Rüzgarda dalgalanmayý severdin saçlarýmda
Üþümüþ ellerim vardý,
Ve kollarým vardý iki yana alabildiðince açýlan
Uzaklýðýný anlýyordum, kollarým iki yana düþünce
Ah eylül sen ne de çok maviydin
Kara olmadan önce.
Hasretler, hüzünle dalardý uykuya kollarýnda
Kör bir makasla saçlarýmý kestiðim günler gelir aklýma
Babamýn sakallarý hep sorun olurdu
Gidip gelirdi karakol yollarýnda
Kaçak sigarasýný sararken seni haykýrýrdý avluda
Ah eylül!
Benim gülüþümü çaldýðýný söylüyor babam takvimlerden
Ve annemin unuttuðu elbiselerde yýrtmýþsýn çocukluðumu
doðru mu?
Bütün günlüklerde yas tutmuþ annem
ve aðýt yakmýþ durmadan
Ah eylül sen ne de çok maviydin
Kara olmadan önce.
Ah Ey-lül!
Þimdi kýrgýn bakýþlar ne de çok me-lül
köþelerde hala saklanan çocuklar varmýþ tifo nöbetlerinde
Sokaklar yasak diye,mum önünde fýsýldaþan yaþlýlar varmýþ evlerinde
Gelinliðine küsen kýzlarýn öldüðünü söylüyorlar
Her ölenin cebinde kurumuþ yapraklar var, neden?
Bana anlat Ey-lül!
Neydi o kan ile gül
Ve elinde zeytin dalýyla ölen çocuklarýn hikayesi.
Dumanlý bir günde ölmeden güldüðünü söylüyorlar senin
Ah eylül sen ne de çok maviydin
Kara olmadan önce.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.