tut nefesini ...
seslerin yankýsý
bir sonraki þiirin adý
ve küflü bir pencereden
Cemal Süreyya”yý dinlemek sabahý
su veriyorum gözlerime
daðýnýk saçlarým ellerimde
küçük bir çocuðun gözlerini okþarken
buluyorum kendimi
yalnýzlýðýn koylarýnda…
özledim
hangi dilde
hangi lehçede
söylenirse söylensin
yakýyor ciðerimi hasretin
yýldýzlara düþtü gözlerin
göremedim
evrenin derinliklerinden
toplayýp özlemini
hüznünle güzelleþip
efkarýnla ölmeyi
dönüp dolaþýp yine sana gelmeyi
özledim...
nasýl bir sevdadýr bilemedim
ben kaçtým soluk soluða
sen kovaladýn
yakama yapýþýp
saçlarýmdan tuttun
yine yüzümü aya döndürdün
koþtum
karanlýktý
kalabalýklara deðdi sesim
annemi dinledim
babam yine Selimiye”nin minarelerinde
oruç bozuyoruz zeytinle
yeminler ediyorum
Meriç suyu üzerine
avaz avaz sana bürünüyor
yine sana soyunuyorum
azat et beni anne
kanatlarým kýrýldý bu þehirde…
büyüdüm ben anne
o çok sevdiðin duvar kaðýtlarýný
boyamýyorum artýk pembeye
her rengin
bir sesi varmýþ
ses ver bana anne…
önceleri
bir masal kahramanýydýn sen
maviyi çok seven
hiç bilmediðim mevsimleri
getirip býraktýn kapýma
su verdin
pencere önü yalnýzlýðýma
ve yeþerdi saksýda çiçekler
koparmaya kýyamadýðým kelimeler
döküldüler birer birer
rüzgarý arkasýna alýp yürüyen
artan ve kalan
ne varsa fýrtýnadan
sýr
giz
büyü
hepsi bunun içinde
ve içim hep sana dönük
bu mevsimde…
þimdilerde
hasretinle seviþiyorum
haliç"in eteðinde…
ne oldu gözlerim sana
yine rimellerin akmýþ
yeþillerin gölgelenmiþ
yaz bitmiþ
masal bitmemiþ
karanlýðýn esaretinde…
þimdi
býrak sesimi
sessizliðim…