tereddüt kötüdür
tam da caddenin orta yerinde uyuyorken
gözlerin kanlý ellerini ýsýrýrcasýna arar
baþlý baþýna da hata bir uçak olup aþaðýlanýr pencerenden
gecenin arsýz sýðýnmasýdýr kasýklarýna
ürperti adýný verdikleri pekiyi çocuk
gözlerin arka sokaklarýnda gri duvarlar
kaçlýk bir tabanca da ölüvermez aþk
açar halbuki çiçeði
öbür dünyanýn insanlarýna ait bir rüya
dönülmez parasetamol alýnýnca düþler ülkesinden
yüzmeyi bilmeyen bir balýðýn kaygýsýdýr ilk baþta
suyun içinde fatihlere yer yoktur
pencereden diri göðüslerini okþayan eller uyanýr
ter içinde uyanýnca bir sabah daha bu kabusa
ne tadý kalmýþtýr denizlerin tuzundan bile eski
bileklerimden tutup saklarken ýþýklar tabutu
iki köpük resmi çýkar aðýzlarýmýzdan yalýnayak çay vakitlerine
baþka...alýnganlýðý yüksek kýz çocuklarý büyür
tedirgin kadýn oluverirler saçlarýyla
sarý kuruldan geçivermiþ iyi bir intihar mektubu deðildir
siyah da yas tutamlarý
belimde çelikten bir aðrý
mevsimleri çaðýrmaz mektuplarý
bir umut dünyasýndan azad edilmeye tahtalar çakýlýr
kayalýklarda çýplak ayak danslarý
akan kanlarý içilince eþkýya türküleri yakýlýr
infilak etmeye yakýn haykýrýnca
kupkuru gagasýna don vurmuþtur kartalýn
acýmaktan biraz da buðday yalnýzlýðý
cansýz kalmaktan iyidir baþýboþ uçmak
bana bir þarkýnýn içine girilen yer olarak
bunu kimselere hatýrlatamadýðýný bilmek de güzel
beyaza sýðýnýnca
nasýl da büyür beyaz akçesi sýrtýndan
þimþeklerin çakýþýndan beri itici bir damar
yüz yüze konuþmak yoktur böyle sarýlýklarda
kýrmýzý bir külot içine saklanmýþ ýslak þarkýlarýn
gözlerde belirtili sanatsýzlýðý
gömüldüðün kadar boynunda çorap beþik çiçek açar
imtiyaz fenadýr
bir de sýðýnmaya ayný ekþiliðe
tiz bir dudaðýn rujunda papatya suyu
akmak hatlarýnda gecenin döþüne
sev’dalý kayalýklarýn aðacýna kazýnan hasta gülümsemeleri
þehir kaybetmeyi sever
yürümekten kalmamýþsa d’alýndan düþmez sahici aðlamak
gel de sor insan tavýr alýnca biter mi hasret otopsisi masada
kimin umurunda kalýr bu genel kültür sýzýlarý
yalvarýþlarý bile freud’un nietzsche’yi aratmaz
aris totem yapar, ilahiler çalar
hiçbir sinema bütçesi eriþemez bir çizgi filme
anlatmakta o boþluðu
gitmek iyidir kalmaktan
insan döverken ellerini duvarda
su toplayýp patlatýr diþleriyle kývrýmlý mermeri
biraz kalsam totem tütsü tortu
beyaz giymiþ de olabilir, umur deðil
seviþirken tuzlu çekirdeðin sesinde
biraz daha çaðýrýrken eylülü derinden
izlerine karýþýp yüzünün ince bir su sýzar
iyisi mi baþýna gelen þarap çanaðýnda göt korkusu
-bakmak, iki göze sapmadan, okumadan, yazmadan, ümmi; dolu
baþýmý sokup sýðýnasý yaþamak vardý
iyi deðil bu günler
kolonya çare etmez
sonsuza türevinde bile yalvarýp döndüremezken tersine yýllarý
ne kalýr geriye
rodeo severim
tadýný bilirim de düþmenin
tiner gibi yayýlan o daðýnýk acýnýn
dilim dilim kaþarlanýr
on iki saat söz etmesinler seni bana
býrakayým da bir oturmak getirsinler yanýnda
sinameki gibi kaynayýp daðýlýrken kolum kanadým