I
(mum ýþýðýný aratmayan gözleri vardý
ben onun loþ bakýþlarýný sevdim
ayrýntýlardan uzak sofralarda)
bazen o asortik kafeye gidip, hani beni eskiden götürdüðün Ýki kahve söylüyorum
bir de sigara yakýyorum çakmak sesinin anýsýna
hayalin geliyor týpýþ týpýþ
muhabet koyu kahve kývamýnda, yalanlarýn o biçim biri diðerini tutmuyor ters eþleþmiþ çoraplar gibi
gülüþlerin pokerden kazanýlmýþ sanki
.. bol keseden havada uçuþuyor hani bilmem kaç suratsýz maskelenir tutabilse..
kahve bitiyor kalkýyorum
hayalin -bir hesabý ödeyemiyor anla iþte-
týpký senin bir vicdansýzlýðýn hesabýný ödeyemeyiþin gibi
ne kadar benziyorsunuz birbirinize
II
anlatamazsýn
bir kadýn sevmekten nasýl vazgeçer
anlamak için
begonyalarýn kurumalý saksýda
ellerin sonra
anlatamazsýn
gözlerinde yaþ huzmeleri, yutkunur kirpiklerin
içine aðlamalar mevsimisi(n)dir
anlamak için
lokmalar ölmeli sofrada
bir kadýn sevmekten nasýl vazgeçer
-aç kalbine-
anlatamazsýn
bir kadýn sevmekten nasýl vazgeçer
ruhunu kilitlemeyi unutmuþ gibi dönüp, dönüp
paspasýn altýnda þefkat ararken
anlamak için
saçlarýn beyazlamalý bir anda -baban giderken-
pelüþ bir oyuncaða sarýlýp
-tok gururla-
anlatamazsýn
anason kokan masalarda hiçbir kahkahaya
dudaðýnda küçük düþme korkusu
söyle
bir kadýn sevmekten nasýl vazgeçer
-söndürüp çocuk nefesiyle -kalbindeki o kutsal mumu-
soulmate